264 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
İlginç bir konusu olan ve basit bir anlatıma sahip, akıcı bir kitap. Ben severek okudum. Bazen Preston'a kızsam da tatlı bir karakterdi. En sevdiğim karakter Mace oldu. Çok büyük bir beklentiyle başlamadan, kafa dağıtmalık bir kitap olarak düşünürseniz beğenebilirsiniz bence... Hapishanelerin yetmediğini düşünen bir adam, suçluları göndermek için Valf makinalarını yaptırıyor ve onları başka bir dünyaya ışınlıyor. Sadece suçluları değil, sokaktaki hırsız ve kötü çocukları toplayıp göndermeye başlıyorlar. Bir gün her şey patlak veriyor ve Valfleri kapatmaya başlıyorlar. Arkadaşı Valfe giren Preston, onu kurtarmak için Valfi kullanıyor. Hiç beklemediği şeyler yaşayan Preston, orada sıkışıp kalmadan arkadaşını kurtarabilecek mi? Peki diğer çocuklara ne olacak?.. Keyifli okumalar dilerim...
M.A.B.E.T.
M.A.B.E.T.M. A. Griffin · Yabancı Yayınları · 201877 okunma
240 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 12 days
Usta şairden yakın çekim; Issız adam kamarot Hasan
Yazardan okuduğum ilk roman. Her karakterin kendi sesinden okuyucuya seslenişini duymak çok güzel, bu açıdan çok sesli bir anlatıcısı var kitabın. Betimlemeler, kullandığı yalın dil ve üslup harika. Kamarot Hasan tam bir ıssız adam, en sonunda verdiği karar her ne kadar üzücü olsa da karaktere uygun. Çatışmalar ve yabancılaşma çok güzel işlenmiş. Yazarın şiirlerini seviyorsanız bu kitabına da şans vermenizi öneririm.
Sokaktaki Adam
Sokaktaki AdamAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 2021663 okunma
Reklam
612 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 11 days
Leonardo Padura’dan okuduğum ilk kitap Sapkınlar. Çok ama çok severek okudum. Kitap, her biri birbirinden güzel üç bölümden oluşuyor. İlk bölüm II. Dünya Savaşı öncesinde Nazilerin zulmünden Havana’ya kaçan Yahudi bir çocuğun öyküsünü, ikinci bölüm 17. yüzyılda Rembrandt’ın yanına çırak giren Yahudi bir gencin öyküsünü ve son bölüm günümüz
Sapkınlar
SapkınlarLeonardo Padura · Bilgi Yayınevi · 20232 okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Kendi defterimden alınmıştır.
Gerçekten beş, yalancıktan altı yaşındaki bir "bızdık" çocuğun böyle ağlatacağını tahmin etmezdim. Bu kadar akıllı bir çocuk ancak bu kadar ezilebilir, ancak bu kadar kıymeti bilinmezdi. Zezé fakir ailenin kalabalıklığı içinde hor görülen masum bir çocuktur. Ailesi yaptığı yaramazlıktan sonra onu şeytanın çocuğu ilan eder. Sokaktaki insanlar, mahalledeki herkes onun yaramazlığından muzdariptir. Çocuk aklıyla yaptığı kimi zaman masum, kimi zaman yaramaz şeyler dayak yemesine sebeptir. Kullandığı çok güzel bir terim var: "bir kere şeytan dürttü mü..." Yeni taşındıkları ev hayatını etkileyecek olaylara gebedir. Eve ilk geldiklerinde kendi payına ağaçlardan 'şeker portakalı' ağacı düşer. Önce üzülür ama sonra onun konuşabildiğini fark eder. En iyi dostu bu fidan iken okula başlayan Zezé beni öğretmeniyle olan konuşmasında ağlattı. Zezé'nin dünyasını ondan iyi anlatan olamaz. Ama şeker portakalından sonra edindiği dost Portekizli adam şüphesiz Zezé ike aynı duyguları hissetmeme neden oldu. Kitabın sonunda çok ağlamıştım hiç aklımdan çıkmıyor. Aklımda da hep bi soru dolaşıyor. Acaba Zezé' nin küçük yaşta hayal ettiği şeyi Portekizli mi yaptı?
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022231.7k okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Bir kitabın daha sonuna geldim İnsanlığını kaybetmiş bir topluma hangi kitap gönderilse , hangi kurtarıcı gelse , hangi doğru söylemlerle yaklaşılmaya çalışılsa veya hangi yaptırımlarda bulunulsa da , o toplumun yozlaşmış ve körelmiş öngörüsüyle varlığını sürdürebilmesi imkansızdır. Cami imamı Mehmet 'in hayatının çöküşüne şahit olacaksınız... Çevresi,eşi , çocukları, arkadaşları tarafından çok sevilen bir insanken... Bir anda vicdanını, sadakatini, insanlığını kaybetmiş acımasız bir adama dönüşür. Randevu evinde sabahlayan, alkol alan ,insanlar hakkında kötü konuşan, eşine kötü sözler söyleyen, kalp krizi geçiren arkadaşını yarı yolda bırakan, sokaktaki hayvana bile kötülük düşünen, vefasız, çıkmaza girmiş bir adam olur Mehmet... Mehmet iyi bir insanken ne hale gelir... Doğru yolu bulabilcek mi ? Bu girdabın içinden kurtulabilecek mi ? Okurken düşündüren, sorgulatan, az sayfalı olmasına rağmen dolu dolu bir kitap okudum. Okumanızı tavsiye ederim. Devamı ve daha fazlası kitapta okuyunuz.okutunuz.
Kitapsız
KitapsızŞale Köse · Artshop Yayıncılık · 202413 okunma
88 syf.
·
Not rated
Kitap mı bu şimdi?
Hayatımda okuduğum en boş kitaplardan(!) biriydi. Kitap 88 sayfa ama toplasan bir sayfa bile mantıklı bir şey anlatmıyor. Zaman kaybı kısacası. Okurken durup durup yazarın ismine baktım. Gerçekten Stefan Zweig mi yazmış diye. Birçok eserini okumuştum ve çok beğenmiştim. O yüzden bu kitabı alırken de çok tereddüt etmemiştim ama keşke etseydim. Neden bu kadar kötüledim, buna gelelim. Kitap iki farklı hikayeden oluşuyor. İkincinin rezilliğini geçtim birinci hikayeden bahsedince zaten anlayacaksınız sebebini. Leporella lakaplı kadın evin hizmetçisi. Kendini tamamen çalışmaya adamış biri. Yazar bu kadın hakkında betimleme yaparken “Zavallı yaratık,” diye bahsediyor. Bu beni çok rahatsız etti. Evin sahibi de bir çift ve adam karısını leporellayla aldatıyor. Ne yani ne anlattın şimdi sen? “Ah canım iki kadın arasında mı kaldın çok zor olmalı seni anlıyorum ama birini seçmelisin.” diye adama mı üzülelim? Birde kadına lakap koymuş rahatsız. Hikayenin sonunda iki kadın da ölüyor. Bir kitapta da erkeğin günahını kadınlara çektirmeyin. Ya onu bunu geçtim şöyle bir alıntı bırakacağım; “Sahibinin onu çağıracağı ıslık sesini özlem dolu gözlerle bekliyordu.” Ne dersiniz okuyunca? Herhalde sokaktaki bir köpeği betimlemiş yazar. Hayır, burada leporella o adamı bekliyordu. Gerçekten yazık..Birde beğenenler var bunu. Gerçekten kitap okuduğunuza emin misiniz?
Leporella
LeporellaStefan Zweig · Puslu Yayıncılık · 20191,172 okunma
Reklam
217 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.