Aslında bir yerde, yaşayanlar mezarlığı içinde yaşıyoruz. Tüketim toplumu, yaşıyor gibi gösteren, fakat kalbiyle, ruhuyla tam manasıyla hissetmeyen bir toplum yaratıyor Modernite insana şunu empoze ediyor: Harcadığın kadar varsın Bir yazar bu durumu, "post duygu toplumu" olarak adlandırmış, yani duygu sonrası toplum. Duygu ve his yok; yalnızca mantık var Sokaktaki adam düşse, yardıma ihtiyacı olsa ve insanların bundan bir menfaati yoksa, vaktini alacaksa, "önemli işleri" varsa ona el uzatmak vakit kaybı gibi geliyor.
Adam gibi yürekli ol çık karşıma, bak yüzüme
"Yalandı" de, "Unuttum" de, "Aldattım" de, bağır yüzüme
Senin kokun, senin dokun, senin tadın yetmedi de
Sokaktaki köpek kadar gururlu ol bağır yüzüme
“Ama gerçekliği yeniden yapamaz insan”demişti. “Olduğu gibi kabul etmeli onu. İnsan durduğu yeri muhafaza edip yaşananları olduğu gibi kabul etmeli. başka yolu yok .”