İyinin, fenanın, adaletlinin ve adaletsizin, hikmetin ve deliliğin, cesurluğun ve korkaklığın, devletin ve vatandaşın ne olduğunu durmadan inceler, belirtmeye çalışırdı. Bu tarifleri kendisini dinleyenlere hazır olarak vermezdi. Ahlaki fikirlerin zihinlerde bulunduğuna, bütün zihinlerin hakikatle dolu olduğuna, öğrenilen şeylerin bunu bozmayıp belki tohum halinde uyuyan fikirleri uyandırması lazım geldiğine inanırdı. Kendi öğretme usulünün de ancak bu fikir tohumlarını meydana çıkarmaktan başka bir şey olmadığını söylerdi.