DÜŞKIRAN
Herkese Merhabalar....
Sizlere çok tatlı bir çocuk kitabı ile geldim.
Her zaman söylerim çocuk kitaplarını okumaktan ayrı bir keyif alırım.
Bu kitabı da çok keyif alarak okudum.
Nehir meraklı ve keşfetmeyi çok seven bir Düşkırandır.
Hatta onun için çok özel günlerinden birini yaşıyordur.
Çünkü bir Düşkıran olarak hatta son Düşkıranlar arasında yer alan arkadaşları Yaprak,Güneş,Rüzgar da vardır.
Onlar için güçlerini seçme zamanıdır.
Her Düşkıran'in hayali olan bir gündür ve sahip olmak istediği güç ile hız vardır.
Tabi bir de unutulmaya yüz tutmuş hayvanlarla konuşabilme yeteneği de vardır.
Nehir çok önceden daha her Düşkıran'in en önce isteyeceği yeteneğine yetenek katacak olan hızı seçme hayali icerisindeydi...
Ta ki o güne tam da seçim yapıp yeteneklerini alacakları güne kadar.
Peki ne oldu Nehir hangi yeteneği arkadaşları hangi yeteneği seçti?
Bu seçimin sonuçları neler oldu?
Nehir ve arkadaşları neler yaşadı derseniz işte zaten onların cevabı kitabı oluşturuyor derim ve kitap sizi bekliyor diye de ilave ederim.
DüşkıranBahar Sevinç Kızılırmak · Librum Çocuk · 20237 okunma
İşte!Güneş,bahar,çiçek dolu tarlalar ,sabah uyanan kuşlar,bulutlar ,ağaçlar ,doğa,özgürlük,hayat,;hiçbiri artık benim değil!
Ah! Kurtarılması gereken benim!Bunun imkânsızlığı gerçek mi…
UZUN BİR ISTIRABIN SONUNDA
VE BİR SAADET ANINDA
GELECEK ÖLÜMÜN TÜRKÜSÜ
Bir sahile varacak günlerimiz..
Günler ki namütenahi ıstırap.
Kalmayacak bugünkü hasta, harap
Yüzlerde bahtın karanlığından bir iz.
Şekillenecek ruhu çeken kutup:
Sevmek kadar tatlı, yaşamak kadar
Kısa bir ânın ötesinde bahar.
İşte o dem ki bir ömrü unutup
Açacağıznurdan kapılarını
Bugün vadedilen cennetimizin.
En güzel, en son memleketimizin
Bulacağız ışıktan pınarını.
Gün vuracak baktığımız her yüze
Ve kızlar, kucaklarında çiçekler,
Ebedi baharı getirecekler
Bu yeniden başlayan ömrümüze.
Neye uğradığımı şaşırdım, ölecek gibiydim artık. Yüzüm kızarıyor, gözlerim doluyordu; dayanılmaz bir hâl almıştı nefessizlik. İşte bir gün birine nefes kadar ihtiyacın olursa aşık olduğunu anlayacaksın evlat..
Kitabı okurken farkettim isminin neden "Nefes" ile anlamlandırıldığını.
Sanki yaprak döken bir bahar geçiyor içimden sert ve hüzün dolu
Böyle olmaması gereken ne varsa tam ortasinda kalmış çaresiz yanlız hisseden bir adem kulu geçiyor bu dünyadan
Neden niçin olmazlar içinde karamsarlık var urkekliginde kahkaha atan insanlarla çevrili etrafında tebessüm etmeye çalışan bir adem kulu işte.
Benim bahar çiçeğim ey gonca gülüm
Senin yokluğundur en büyük ölüm
Senden sonrası cehennem zulüm
Seni kaybedersem ölürüm gülüm
Fizan' dan duyulur sesim avazım
Seninle başladı ömürde yazım
Selammmm.Bugün sizlere Gölgenin Güneşi serisinin ikinci kitabı ile geldim.İlk kitabın yorumunu kısa bir süre önce sizlerle paylaşmış ve çok beğendiğimi belirtmiştim.İkinci kitapta tüm hızıyla ve tüm beklentileri karşılayarak bizlerle buluştu.İlk kitapta serinin konusuna değinmiştim.Asker olmayı çok isteyen ve bunu başaran,bordo bereli Üsteğmen
Mekke Dönemini dışarda tutacak olursak Devletleşme, küresel bir güç olma mahiyetinde sadece Medine dönemini dikkate alarak 10 yıl gibi bir sürede nasıl böyle muazzam bir başarı elde edilebilir?
İşte Nebevi yaklaşımın ardında yatan stratejik ve siyasi bir okumayı içeren bu eserde sonunun cevabı verilmektedir.
Son bölümde de bizlerin şimdi ve gelecekte nasıl bir tutum ve düşüncede olmamız gerektiğine kısaca değinerek, peygamberin hayatını ne için bilmemiz öğrenmemiz yahut okumamız gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Hz peygamber tarihi bir kişilik olarak okunmamalı onun bizlere sunduğu nasları doğru anlayarak hayata (siyasi, ekonomik, insani vs) aksettirmeliyiz ki küresel bir hal alan bu çağda güven ve barışı tesis edebilelim.
İlk BaharWadah Khanfar · Vadi Yayınları · 2020193 okunma
BEYAZ LÂLE
Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Birinci Ağıt
Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Aziz Nesin kitabı okudum. Bilerek yaptığım bir şey değil. Ki dedesinin ufacık kütüphanesinde kitabını görerek büyüyen bir insanım. Kitapçı bir arkadaşım var, tutturdu
Yedek Parça okuyacaksın diye, aldım, ne zamandır kütüphanede bekletiyordum. Hata etmişim. İlk aklıma gelen Zübük filmine temel olan o kalemi nasıl da bekletmişim, anlamadım. Bugün başladım ve bitti. Kah güldüm, kah hüzünlendim. Keyif aldım ama. Bizi anlatıyor. Bugünü anlatıyor hatta. Kısa kısa öykülerden oluştuğu için Yedek Parça, yabancılık çekmiyorsunuz. Son hikayesini okurken, Leydi gözümün önüne rahmetli Bahar Öztan'ı getirdi. Dedim film olurmuş. Öyle işte. Okuyamıyorum dediğiniz günlerden birisinde, alın, okuyun ve bitsin. Seveceksiniz. Emin olun. :)
Yazarın "tinsel metinleri" olarak adlandırılan metin- lerde -1880'ler ve 1890'lar arasında yazdığı "dinî felsefi metinler", 1903- 1910 arası yazdığı düşünce yazıları ve değişik kurmaca metinler, son ro- many Diriliş dahil olmak üzere- Hıristiyanlıkta ahlâkî mutluluk ve doğru- luk, Rusya'daki Ortodoks