Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sen de fark ettin mi? Az, dediğin, küçücük bir kelime. Sade­ce A ve Z. Sadece iki harf ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbir­leri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için.
Sayfa 349Kitabı okudu
yaşar kemal'in, "neden hep yoksulluk üzerine yazıyorsun?" sorusuna cevabı: "bir ülkede yoksulluk varsa onu yazmayan yazar, yazar değil insan bile olamaz." ve ölmeden önce okurlarına son bir vasiyet bırakır: "benim kitaplarımı okuyan katil olmasın, savaş düşmanı olsun. insanın insanı sömürmesine karşı çıksın. kimse kimseyi aşağılayamasın. kimse kimseyi asimile edemesin. insanları asimile etmeye can atan devletlere, hükümetlere olanak verilmesin. benim kitaplarımı okuyanlar yoksullarla birlik olsunlar, yoksulluk bütün insanlığın utancıdır. benim kitaplarımı okuyanlar cümle kötülüklerden arınsınlar."
Reklam
Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi.... Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni tanıyorum demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir...
Oysa gerçekte tabii ki, öyle duyar duymaz kapmazsınız hastalığı. Önce dinlemeniz gerekir. Bir cümle, bir soru dikkatinizi çeker; tuhaf, muzip, komik, cin gibi falan bulmuş olabilirsiniz. Bunu nereye bağlayacağını merak edersiniz. Dinlemeye başlarsınız. Sizde şöyle bir his yaratır: "Ne dediğini anlamıyorum ama anlamak üzereyim sanki." Tam o anda anlamıyorsunuzdur ama ardından gelecek açıklamayla her şey aydınlanacak gibi gelir. Ama bir sonraki cümleyle biraz daha gömülürsünüz içine. Burada geri dönüşü olmayan bir noktadan geçersiniz, fark etmeden. Sonra "yeniden doğuş" gibi bir deneyim yaşarsınız, bir anda bütün abuklamalar, ta en başında söylediklerinden son cümlesine kadar, ihtişamlı bir bütünlük olarak karşınızda belirir. Öteki tarafa geçmişsinizdir. Artık mantıklı bir cümle kuramayacak, normalde yaptığınız hiçbir işi yapamayacak, en basit becerilerinizi saçmalayacaksınız. bile hatırlamayacak, sadece saçmalayacaksınız.
Modernizm meselesi
Bir paradoksla başlayalım. Batida bir modernlik inşa oluyor. Nedir bu? Aydınlanmadır, Rönesans'tur, Reformdur. Ulus devlettir, Cumhuriyettir. Bin yedi yüz seksen dokuzdur. Kentleşmedir. Sınıftır. Kadındır. Modernliğin olmazsa olmazlarıdır bütün bunlar. Bu anlamda Bati'nın son üç-dört yüzyılda geçirdiği dönüşümleri indirgeyeceğiniz bir
Sayfa 55
344 syf.
·
Puan vermedi
Rıza
Merhabaa Bugün sizlere gerçek bir hikayeyle geldim Ben okurken çok ağladım yazarımızın da dediği gibi ; " yazar sayfasını ağlayarak yazmış dediklerinde inanmazdım, abartıyorlar derdim. Ben her sayfasını ağlayarak yazdım... " İşte bende her sayfasını, özellikle son sayfaları hıçkıra hıçkıra ağlayarak okudum. Yazarımız kitap yazmaya karar verir. Kendisi gibi kanser hastası olan dayısının hayatını anlatmak ister kitabında. Başlar araştırmaya... Rıza... Daha bebekken anlamıştı annesi. Görmüştü rüyasında kötü şeyler olacağını. Hep bir korku vardı içinde. Daha öncede vardı bir kaybı çünkü. Rıza büyüdü, koca adam oldu. Fatoşu'nu gördü, aşık oldu. Bir gün çıkan bir yangına müdahale etmek icin girdi buz gibi suya. Belkide o buz gibi sudan hiç çıkamadı... Hastalandı, geçici sandı. Bel ağrıları dayanılmayacak dereceye gelince hastaneye gitmeye karar verdi. Uzun bir süre cıkamadi ordan. Arkadaşları, çok güzel dostlukları vardı. Nişanlanmışlardı Fatma'yla. Ama ailesi katı olduğundan zorlukla gidip geliyordu Rıza'nın yanına. Defalarca tetkikler yapıldı. Sonu gelmeyen... Rıza yorulmuştu. Fatoş'una kavuşmak istiyordu. Bitkin düşmüştü. Durumunun farkındaydı halbuki... Daha fazlasını anlatıp spoi vermek istemiyorum açıkçası. Okumak, hissetmek gerekiyor. Kanserle tanışmış, çok yakınımı kaybetmiş biri olarak beni çok fazla etkileyen bir kitap oldu. Son sayfalarında okumakta gerçekten zorlandım açıkçası. Altını çizdiğim o kadar çok cümle vardı ki kitapta... Elinize, kaleminize sağlık...
Rıza
RızaAyfer Savaş Aydın · Destek Yayınları · 202325 okunma
Reklam
Romanın Macerası: Bozkurtların Ölümü Atsız'ın, tarihin tozlu sayfalarından çıkardığı Kür Şad'ın hikâyesidir. 639 yılında Çin sarayını basan 41 yiğidin hikâyesini Atsız Fransız kaynaklarından, muhtemelen Hüseyin Cahit'in De Guignes tercümesinden, daha üniversite yıllarında okumuş olmalıdır. Çin kaynaklarında Cie-şı-şuay olarak geçen
176 syf.
10/10 puan verdi
ZAMANIN YANKISI Serdar ÇATAK 𝑮𝒆ç𝒎𝒊ş, ç𝒐𝒌 𝒈𝒆ç𝒎𝒆𝒎𝒊ş 𝒈𝒊𝒃𝒊 𝒈ö𝒓ü𝒏ü𝒓𝒌𝒆𝒏, 𝒈𝒆𝒍𝒆𝒄𝒆𝒌𝒕𝒆𝒏 𝒚𝒂𝒏𝒂 𝒑𝒆𝒌 𝒃𝒊𝒓 ü𝒎𝒊𝒅𝒊𝒎 𝒅𝒆 𝒚𝒐𝒌𝒕𝒖. 𝑨𝒏𝒄𝒂𝒌 𝒈𝒆ç𝒎𝒊ş𝒍𝒆 𝒅𝒆 𝒚𝒂ş𝒂𝒏𝒎ı𝒚𝒐𝒓𝒅𝒖. İ𝒌𝒊𝒔𝒊𝒏𝒊𝒏 𝒅𝒆 𝒕𝒂𝒎 𝒐𝒓𝒕𝒂𝒔ı𝒏𝒅𝒂𝒚𝒅ı𝒎. Kitabım 𝒁𝒂𝒎𝒂𝒏ı𝒏 𝒀𝒂𝒏𝒌ı𝒔ı’nın yorumuna geçmeden belirtmek isterim ki yazarımız Serdar Bey’in kalemi gerçektende çok etkileyiciydi. Okurunu yormadan, kafa karıştıran cümleler
Zamanın Yankısı
Zamanın YankısıSerdar Çatak · Martı Yayınları · 202434 okunma
153 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
ilim-bilim-din ortaklığında yeni bir Türkiye.
Dehlizin Fedaileri'ni okurken , daha doğrusu sona yaklaşırken şöyle bir şey hissettiğimi hatırlıyorum: Lütfen devam kitabı olsun. Son sayfada "devamı gelecek" diye bir taahhüt okuyunca rahatlamıştım. Çünkü yarım kalmış hikayeleri sevmem :) İyi ya da kötü nihayete ermek iyidir. Birinci kitapta Ömer, Yağız, Zülfikar ve Sedat'ın
Dehlizin Fedaileri II
Dehlizin Fedaileri IIÖmer Faruk Karaman · Gece Kitaplığı · 02 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.