Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Millî Birlik Şartı - Galip Erdem Hepimizin bildiği, yine de çoğumuzun unutur gördüğü bir gerçeği hatırlatmanın tam zamanıdır. Milletimizin düşmanları hem sayıca çoktur, hem de güçlüdürler. Nasıl bir dünyada yaşadığımızı düşünürken, aklımızdan hiç çıkmaması gerektiği hâlde , düşmanlarımızın varlığını ve gücünü hesaba katmıyor gibiyiz.
"Erler kralın deposundan savaş giysileri taşıyıp getirdiler, Aragorn ile Legolas'ı parlayan zırhlarla kuşattılar. Miğferler ve yuvarlak kalkanlar da seçtiler Aragorn ile Legolas: Kalkanların kabartmaları altın ile kaplanmış; yeşil, kırmızı ve beyaz taşlar kakılmıştı. Gandalf zırh almadı. Eğer onun boyuna poşuna göre bir tane bulunacak
Reklam
O gece cümle içinde kullandım sizi ilk ve son kez Siz, yarım cümlemdeki zarif, güzel kelimelerden ibarettiniz
Yazar bizim yapraklarımızı çeviriyor, biz onun. Ancak son yaprağı da bitirince, anlıyoruz ki bütün labirentler aynı kuşkuya çıkıyor. Onun bir cümleyi hiç kurmadığını, hiç kuramadığını hissediyoruz. Düşünüyoruz: “Bir cümle eksik, ama ne?”
En son hangi acı seni uykusuz bıraktı, en son hangi coğrafyaya gözyaşı döktün, en son hangi cümle beynini darmadağın edercesine odanın duvarlarında yankılandı, söylesene?
Kitap mevzuunda memleketimizin ne hâlde olduğunu görmenizi isterim. Bunu bir cümle ile geçeyim; Profesörlerimiz kitapsızdır, şairlerimiz kitapsızdır. Yahya Kemâl'in yüzüne söylemiş ve onu kitaplık bir cehde davet etmiştim: "O nedir senin yaptığın? Radyum gibi miligram miligram tartılan keyfiyetin bile kemiyete istinadı şarttır!" Bu ona çok tesir etmişti; son zamanlarında bir hamaratlık gelmişti ona... 'Hürriyet' gazetesinde, şiirleri çıktı; ama yine kitaplık çapta değil... Ne yazık ki, bizde kitaplık çapta adam yoktur. Fransa'da bir lise mualliminin bile (orijinal) eseri vardır. Bugün Avrupa kültürüne örnek birçok adam vardır ki, ana eserlerini doktora tezleri olarak vermişlerdir.
Reklam
Bölüm: 37 Nihai Özet
Cinsiyetler Savaşı filminin ana karakterinin dediği gibi: “Konuşmayı bitirdim; hadi oynayalım.” İşte son cümle: Az konuşun, çok yaşayın!
Sayfa 252Kitabı okudu
Gençken, yaşın getireceği olası acıları ve kasvetleri öngörebileceğinizi düşünürsünüz. Kendinizi tek başınıza, boşanmış, dul kalmış olarak hayal edersiniz; çocuklar sizden uzakta büyümekte, dostlar ölmektedir. Statü kaybını, arzu kaybını ve arzulanabilirliğin kaybını hayal edersiniz. Daha da öteye gidip kendi yaklaşan ölümünüzü, çevrenize hangi dostlarınızı toplarsanız toplayın ancak tek başına yüzleşilebilen ölümü düşünebilirsiniz. Ama bütün bunlar ileriye bakmak oluyor. Yapmayı başaramadığınız şey, ileriye bakmak ve sonra da kendinizi o gelecek noktasından geriye bakarken hayal etmek. Zamanın getirdiği yeni gerçekleri öğrenmek. Sözgelimi, hayatınıza tanık olanlar azalırken, şimdi ya da bir zamanlar ne olduğunuz hakkında daha az doğrulama, dolayısıyla daha az kesinlik olduğunu keşfetmek. Düzenli olarak kayıtlar tutmuş olsanız bile -sözcükler, sesler ve resimlerle- yanlış türden bir kayıt tutma işine girişmiş olduğunuzu fark edebilirsiniz. Adrian'ın alıntı yaptığı cümle neydi? "Tarih, belleğin kusurlarının, belgelemenin yetersizlikleriyle buluştuğu noktada üretilen o kesinliktir."
Sayfa 67 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
"Bana veda eder gibi konuşuyorsun" dedi kadın. Bunu telefonda söyledi adama. Yüzünü görebilseydi bu söylenenlerin veda sözleri olup olmadığını kolaylıkla anlayabilirdi ve fakat yüzünü görmüyordu işte. Kadın yüzünü görebilseydi adamın hiçbir şey söylemesine gerek kalamadan ne düşündüğünü anlayabilirdi. Hep böyle olurdu çünkü. Kafka öykülerinden kalma karmakarışık sokaklardan birinde sürekli oturdukları o masada susuyorlardı. "Bana veda eder gibi konuşuyorsun" dedi kadın. "Hayır!" diye cevap verdi telefonun diğer ucundaki adam. "Veda etmek için bir araya gelmek gerekir. Bu acımasız hayat sana veda edebilme şansını bile çok gördü bana." Ağlamaya başladı kadın. Çabuk ağlayan kadınları seviyor adam. Çabuk hüzünlenen kadınları, çabuk telaşa kapılan kadınları seviyor. Daha cümle bitmeden, son harf dudakların ucundan kopmadan gözleri yaşla dolan kadınları seviyor. İkisi de kapattı telefonları. Kadının epeyce gözyaşı dökeceğinden emin oldu adam...
Mobbing Bank Diyor ki;
ÜLKE DE BÖLÜNMÜŞ İKİLİĞİN DOĞUŞ GÜNÜ 27 MAYIS DARBESİ Mobbing Bank Türk Fırtınası kitabı bir sır cümle ile şöyle başlar; ✓ Zulüm ilk çıktığı adrese geri döner ve başlatanı bitirir. Tek başına bir cümle olarak büyük bir mana içerdiği anlaşılmamış olabilir. Detaylarını yazayım en sonunda sırrı ve manası çok net anlaşılacaktır. Bir fitne
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.