Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
288 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Merhaba arkadaşlar. Nasılsınız? Yazarı uzun yıllardır okuyamıyordum ve kendisini okumak da pek mümkün değil çünkü baskılarını bulmak da elektronik ortamdan tedarik etmek de mümkün değil. Her geçen gün kalan eserlerini bulmak zorlaşıyor. Bulduklarımızı da değerlendiriyoruz tabi. Yine bu eserinde de büyük bir beklenti içindeydim ki nasıl olmayayım?
Kayıp Kıta Mu'nun Kutsal Sembolleri
Kayıp Kıta Mu'nun Kutsal SembolleriJames Churchward · Omega · 201164 okunma
Şunu iyi bilmelidir ki, Sırât-ı Mustakime talip olan kişi, gerçekten çoğu kimsenin yüz çevirdiği bir işe talip olmuş, refiki çok az fakat son derece izzetli olan ve nefsin yalnız kalma endişesine kapıldığı, ünsiyet edecek bir yol arkadaşına ihtiyaç duyduğu bir yola girmeye teşebbüs etmiş kimsedir. Hal böyle olunca, Allah Tealâ Sırât-ı Mustakim talebine bu yolda kendisine arkadaşlik edecek olanları göstermiş ve onları şöyle bildirmiştir: "Onlar; Allah'ı kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddıklar, şehidler ve sâlihlerdir. Onlar ne güizel arkadaştırlar." (Nisâ, 69) Allah Teâlâ sırâtı kendi yoluna sülâk eden dostlara izâfe etmiştir. Bunlar Allah'ın kendilerine nimet verdiği kimselerdir. Allah Teâlâ bunu, hidâyete ve yoluna girmeğe talip olan kişiden, hemcinsleri ve zamanının insanları arasında yalnız kalma endişesini gidermek, bu yoldaki dostlarının Allah'ın kendilerine nimet verdiği kimseler olduğunu ve yoldan çıkanların muhâlefetine aldırmaması gerektiğini bildirmek üzere beyan etmiştir.
Reklam
Ne garip hal! İnsan dünyaya hangi bakış açısından bakarsa dün­yayı o bakış açısının gerektirdiği bir şekilde görür. Meyha­nenin birisinde yükünü tutmuş, rakının parlaklığı gözlerine yansıyıp gözleri parıl parıl parlayarak sokağa fırlayan bir sar­hoşun attığı naralar, yalnız neşesinden ibaret değildir; belki o halde gözlerinin bütün alemi neşeli görmesinden dolayıdır. Keder ve ümitsizliğin son noktasında olan insan da dünyaya baktıkça, alemi de kendisi gibi kan ağlıyor zanneder.
Sayfa 150
İnsanlar, son nefeslerinde yalan söylemez denir ya, Koca Sinan Paşa'da böyle bir hâl görülmekte. Meselâ doğru bir sözü daha var bu ihtiyarın: "Zengin olmayan bir vezirin hükümet reisliği etmesi mümkün değil!"
320 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Mahşer
En yakın arkadaşımın sürekli okumam için ısrar ettiği bir kitaptı. Büyük beklentilerle okuduğum bu kitap ne yazık ki beklentilerimin oldukça altında kaldı. Okurken çok sıkıldım. Gereksiz betimleme ve ayrıntılar bir süre çekilmez bir hâl aldı. Bir an önce okuyup başka bir kitaba geçmek istedim. Kitabın konusu güzel fakat gereksiz uzatılması konunun
Mahşer
MahşerPeyami Safa · Ötüken Yayınları · 20202,132 okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Burcu Ünlü farklı konuları anlatıyor ama farklı konuları anlatırken öykülerinin beğenilmesi için bu farklılığa sığınmıyor. İlk öyküden kitabın son öyküsüne kadar iyi işlenmiş bir üslup var bu eserde. Öyküleri okurken konu sizi sarıyor ama yazarın anlatımının kendisine de tutuluyorsunuz. Anlatımın lezzeti bazen konunun önüne bile geçiyor. En sevdiğim öykü, kitaba adını veren Ben Yokmuşum Gibi öyküsü oldu. Bu öyküdeki bazı kahramanları başka öykülerde de kullanıyor Burcu Ünlü. Hatta bunu diğer öykülerdeki kahramanlarıyla da yapıyor. İlk kitabına selam çaktığı yerlerde gülümseten bu eseri ben, ilk kitabından daha çok sevdim . Evet, yazar ilk kitabında da farklı toplumsal sorunları anlatmaktan geri durmuyordu. Ancak, bu eserde dili de olgunlaşmaya başlamış. Yazarın okuduğu paylaştığı kitapları biliyoruz. Çevirmenliği ve editörlüğü de var. Bu açıdan okumayan yazarlarımızdan değil. Hal böyle olunca edebiyat serüveninin zekatını bu kitapta fazlasıyla vermiş.
Ben Yokmuşum Gibi
Ben Yokmuşum GibiBurcu Ünlü · Everest Yayınları · 2023141 okunma
Reklam
ATATÜRK’E DÜŞMANLIKLARININ NEDENİ!.. Gazi 2 Nisan 1922 tarihinde yanında Sovyet Elçisi Aralov ile birlikte Konya’dadır: "O gece iki medreseyi ziyaret ettik. Kanlı, canlı hemen hepsi de gencecik mollalar medresenin avlusunda dizilmişlerdi. Bunların yanında, geniş cüppeli, beyaz sarıklı hocalar da yer almıştı. Hepsi de yerlere kadar eğilerek
6.cilt
1395.Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallâhu anhümâ şöyle dedi: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemi şöyle buyururken işittim: "Allah Teâlâ ilmi insanların hâfızalarından silip unutturmak suretiyle değil, fakat âlimleri öldürüp ortadan kaldırmak suretiyle alır. Neticede ortada hiçbir âlim bırakmaz. İnsanlar bir kısım cahilleri kendilerine
Bilmelisin ki insan, dünya ağacının meyvesi olması hasebiyle yaratılmışların özüdür. Hal böyle olunca talep edeceği şey de en üstün matlup olmalıdır. Dünyada ilimden daha büyük talep edilecek bir şey yoktur. İnsana gereken ise sermayesi olan aziz nakd-i ömrünü son raddesine kadar ilim uğruna harcamasıdır. İlim sayesinde bu yüce mertebeye malik olur.
Sayfa 149
104 syf.
8/10 puan verdi
Fark ettim artık. İyi olacak kadar iyi değilim artık.Mutsuzluk veya umutsuzluk değil bu hal.İyi değilim sadece.Hem de hiç iyi değilim.. Adem, İstanbul üniversitesinde ceza hukuku dersleri veren bir profesör. Eşi Şule'nin ölümünden sonra derin bir yalnızlıkla başbaşa kalır. Kimsesi kalmamıştır hayatta. Bir gün tesadüfen karşılaştığı İsa ile duygudaşlık hisseder. İsa da onun gibidir, yalnız ve dertli. İsa'nın her gün deniz kenarına gidip çay içip kitap okumasının sebebinin bu olduğunu anlar.Onunla sohbetleri profesöre iyi gelir. Bir gün hayatının en önemli kararlarından birini alan profesör,yanına kendisi ve arkadaşı için kıyafet hazırlar,deniz kenarına gider. İsa tahmin ettiği gibi oradadır. İsa'ya durumu anlatır ve birlikte yolculuğa çıkar. Çıktıkları bu yolculuk ise ikisinde de derin izler bırakacaktır.. Son demlerimi yaşarken en azından bir şeyler anlatmak ve anlamak istiyorum ya da hissedilmek. Tabii ki çevremde insanlar var. Ama benzerlik yok. Onlar farklı pencerede, ben farklı. Ama sen o baktığım pencerede yanımda belirdin sanki.." Yazarın kalemini çok beğendim. Öyle ki Adem'in o yalnızlığını hissettiriyor insana, sanki yani başınızda geçiyor olaylar.Anlamını yitirirse bir gün hayat, nasıl yaşayacağını bilemez insan diyor yazarımız,ne kadar da doğru aslında bu cümle. Herkesin mucadelesi farklı,kimi başarırken kimi girdaplara sürükleniyor. Yalnızlık üzerine güzel bir kitap okumak isterseniz tavsiyemdir, yalnızlığın doğası çok iyi işlenmiş çünkü. Sonu çok güzeldi, ipuçlarını takip edin..
Yalnızlığın Yansıması
Yalnızlığın YansımasıFikret Dağlı · Salon Yayınları · 202415 okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
Uzun bir ara tatil sonrası ülkemin yaşamış olduğu felaketi de içine alarak,deprem dolayısıyla okulları yıkılan ya da açılamayan öğrencilerin misafir öğrenci olarak Esma Hoca' nin sınıfına gelmesiyle açılıyor okulun kapıları. Arkadaşları yeni gelen öğrenciler ile tanışırken isimlerinden yola çıkarak anlamlarına iniyorlar her birinde. Ve konu peygamberlerimize geliyor. Sınıfa verilen ödevde ilk peygamberden son peygambere, her birinin sahip olduğu ortak özellikleri de anlatarak isminin anlamından peygamberlik sıfatının verilişleri anlatılıyor. Beş güzeller treni Hz Adem ile ilk vagonda yerini alıyor. Hz. Nuh, Hz.İbrahim, Hz. Musa, Hz İsa ve Hz. Muhammed( S.A.V.) hem mucizevi olayları hemde takdir edilen hal ve hareketleri ile bizlere öncülük ederken sıdk, emanet, ismet, tebliğ ve fetanet sıfatları da öğretiliyor.
Beş Güzeller
Beş GüzellerÜmmü Özçelik Er · Düş Kurguları · 20245 okunma
Abbasiler, Emevileri devirdikleri zaman son halifenin dilini bir kediye yedirmişlerdi. Ne dehşet bir son diye düşündü. İslam halifesinin, konuştuğu zaman herkesi lal-ü ebkem bırakan mübarek dili bir kediye yediriliyor. Hem dehşet hem de aşağılama. Kendisi de hal' edilmiş bir halife olduğuna ve bu kadar çok düşmanı bulunduğuna göre neden olmasın? İster istemez iki eliyle sıkı sıkıya ağzını kapatmış olduğunu fark etti. Kalktı, lambayla odayı didik didik aradı, karyolanın altına baktı. Hiçbir şey bulamadı.
5 Ağustos 1921’de Mustafa Kemal Paşa Başkumandan, yani bir nevî bütün kudrete sahip bir askerî diktatör olarak Büyük Millet Meclisi tarafından seçildi. Yani Meclis kendi elindeki bütün kudreti Mustafa Kemal Paşa’ya veriyordu. Fakat bunu yalnız üç aya inhisar ettiriyor, her üç ay sonunda, tekrar bir seçim yapacağını ilân ediyordu. Mustafa Kemal
48 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
19. Yüzyılın son çeyreğinde İrlanda asıllı bir anne ve İngiliz asıllı bir babanın çocuğu olarak dünyaya geldi Francis Scott Fitzgerald. 20. Yüzyılın en büyük Amerikan yazarlarından kabul edilen Fitzgerald Hamingway'ın da en iyi dostlarından biriydi. . 'ÇATLAK' yazarın otoportresi olarak sunulmuş okura. Maruz kaldığı çöküntü ve onun yansımaları kimi zaman ayyuka çıkan bir kırılma noktasına ulaşırken kimi zaman durulan sorgulayan ancak hep baki kalan bir hal alıyor. Kırk dokuzun güzel hayalleri kurulsa da otuz dokuzunda maruz kaldığı bu çöküntü hali ile henüz kırk dördünde göç ediyor yaşamdan. Okurla sohbet havasında yazılmış bir anlatı niteliğindeki bu miniminnacık dev eser. Okuyun isterim.
Çatlak
Çatlak
F. Scott Fitzgerald
F. Scott Fitzgerald
Çatlak
ÇatlakF. Scott Fitzgerald · Ketebe Yayınları · 20248 okunma
31 Mart Yerel Seçimleri Bağlamında Marksizmin Tarihsel Doğruluğu Üzerine
Bilindiği gibi “Yüzyılın Felaketi” AKP iktidarı, devlet gücünü bütünüyle elinde tutmasına rağmen 31 Mart Yerel Seçimlerinde ağır bir yenilgi tattı. Bir ABD-İngiltere-İsrail yapımı proje partisi olan AKP, emperyalist efendileri tarafından iktidar koltuğuna oturtulduğu 3 Kasım 2002’den beri ilk kez bu kadar ölümcül, tedavisi çok zor bir yara almış
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.