Lana Farrar çok ünlü bir film yıldızıdır.İlk kocası öldükten sonra oğluyla daha çok vakit geçirebilmek için oyunculuğu bırakır ve Londra’da yaşamaya başlar, tabi bu arada Jason ile ikinci evliliğini yapmıştır.
Londra’nın sürekli kapalı ve depresif olan havasından uzaklaşmak için Paskalya tatilinde eski kocasının ona aldığı Yunan adasına gitmeye karar verir.Tabi ki en iyi arkadaşlarını da bu tatile davet etmekten geri kalmaz.Kendisi gibi oyuncu olan arkadaşı Kate Crosby ve oyun yazarı olan Elliot Chase’i.
Ancak sırlar ortaya saçılır, herkes üstüne düşen role bürünür ve kan dökülürken, biz okuyucular ise çok katmanlı ve her bir sayfasıyla bizi dumura uğratan bu kurguyla, oldukça son sürat giden bir hız trenindeymişçesine kendimizi son sayfada ve tüm gerçekleri öğrenmiş halde buluruz.
Yazarın Sessiz Hasta kitabını okumuş ve sevmiştim.Yitik Kızlar’ı ise okumadım nedense ancak Hiddet çıkınca ve tüm okuyanlar çok beğenince bu sefer yazarın kitabı benden kaçmamalı dedim, iyi ki de öyle demişim.Böyle bir kitaba ihtiyacım varmış resmen, bir gün de bitiriverdim, çok hızlı başladı, çok hızlı bitti, mükemmeldi.