Böylesine önemsiz bir oyun, neden bu kadar önemli bir role soyunuyor ve insanın son derece iyi bir biçimde düzenlenmiş yaşamına neden durmamacasına karmaşa ve rahatsızlık sokuyor.
Hukuk fakültesinde bir öğretim görevlisi derse girer ve bir öğrenciye adını sorar, öğrenci “Ali” diye cevap verir. Öğretmen bir anda/
“Defol bu sınıftan! bir daha asla dersime gelme” der
Bütün öğrenciler şaşkınlık içindedir, neye uğradığı şaşıran Ali de sınıfı terk eder.
Herkes ne olduğunu anlamak için beklemektedir hiç birinden tek bir
“Çok sıkılmıştım o zamanlar. Bakıp duruyor, bir yol arıyordum kendime.
Şiiri gördüm. Bir merhabamız vardı elbette.
Şöyle bir aralayım dedim kapısını.
Bir de ne göreyim: koskoca bir oyun dünyası.
Ah! çocukluğum dedim. Ama arada bir fark vardı;
Ağaç sözcüktü burada, kuş sözcük, güneş sözcük,
ay sözcük, aşk ve hüzün... “ben” bile sözcüktüm.
Olsun dedim ben de hayal kurarım.
Biraz şaşkın, biraz çekingen ilk adımımı attım.
Siz de gelin, çatıda boş bir oda var ve tamamıyla size ait.
Ama unutmayın sözcükler ortak.
İster şiirden yaşamlar kurun kendinize
İster yaşamı şiirleştirin
karar sizin.”
gözüm kapalı tavsiye edebileceğim bir şiir kitabıdır, hayattan bunalmış ya da tam tersi hayatta çok huzurluysanız eminim her sayfa, her dize, her kelime çok hoş gelecektir.. Fazla bilinmediği için özellikle bu incelemeyi yapmak istedim, belki bu sayede kitapla tanışacak, yeni dünyalar keşfedecek olanlarınız vardır.
Son olarak, bu kitabın ilk incelemesini yapmak benim için bir onur. Sizi düş salıncaklarında sallanmaya davet ediyor, bu incelemeyi okuduğunuz için de çokça teşekkür ediyorum.
Düş SalıncaklarıSedat Sarıbudak · Anadolu Aydınlanma Vakfı Yayınları · 20011 okunma
Ama asıl şaşırtıcı olan hayatın içinde bulunmayan, görülmeyen, konuşulmayan gerçeklerin, bu hayal aleminde ortaya çıkmasıydı.
"Sanal" denen yer gerçeklerle doluydu.