Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ömrümüzün bütün günlerini birbirimize veda ederek, yarın görüşürüz diyip bize de bunun dendiğini işiterek geçiriyor olmamız ve mukadderat gereği, o günlerden birinin bu kişilerden biri için son gün olması, ya yarın görüşürüz dediğimiz kimsenin ya da bunu diyen kendimizin artık hayatta olmaması ilginç.
Sayfa 118Kitabı okudu
Belki Futbolsever Okurlar Vardır :) Klopp için Veda Yazım
2000-2001 sezonunda sakatlıklar nedeniyle erken biten bir sağ bek kariyeri, kıvrak bir zekayla milyonlarca desteği olan başarılı bir teknik direktörlüğe ve geçerliliği dünya çapında bir oyun aklına dönüştü. Jürgen Klopp giriş dönemini Mainz ile yaptı, gelişme bölümünde ise Borussia Dortmund'un direksiyonuna geçti. Bu direksiyonda ileri sürüş
Reklam
Konuşmadan, düşünce yoluyla veda ediyordu oğluna. Bu veda sürdükçe, kalkıp son adımını atması da o kadar zor oluyordu. O gece şunu da anladı: O güne kadarki hayatı, o gecenin, o ânın hazırlayıcısı idi. Doğmuş, yaşamış ve şimdi, son gücüyle, oğlunda kendini sürdürmek için ölüyordu. Oğluna, konuşmadan, tek kelime söylemeden veda ederken düşündüğü bu idi. Bir şeyi çok iyi anlamıştı: Hayatı boyunca, son nefesine kadar tek amacının, oğlunda kendini sürdürmesi olduğunu. Bunu o güne kadar düşünememesi, düşündürecek bir sebebinin bulunmayışından idi.
116 syf.
·
Puan vermedi
O kadar bir süre etkisinde kaldım ki alıntıları elimin titremesinden çekmekte zorlandım. Eserin başında bu kadının yirmi dört saatini anlatmaya nasıl başladığını gösterecek betimlemeler ve birtakım olaylar gerçekleşiyor. Ve hikaye başlıyor.Kadın, kumar tutkunu bir gence 42 yaşında, son anda veda edeceği vakit arzuladığı ve ne olursa olsun onu elde etmek istediğini dilegetiriyor. Lakin kitabın sonunda hayal kırıklığına uğruyor. Çok şaşırdım.Sizde şaşıracaksınız. #24 saatte iki katı kadar tesir bırakacak bir kitap, okumanızı tavsiye ederim.
Bir Kadının Yaşamından 24 Saat
Bir Kadının Yaşamından 24 SaatStefan Zweig · Halk Kitabevi Yayınları · 2020127,3bin okunma
“Dün ve bugün arasına giren o karanlık, sonsuz yıllar, iki kıyı, iki yürek arasındaki kurşuni deniz! Nasıl olmuştu? Hatırladığı bir şeyler vardı, ama onlara dokunmak, son veda saatini, bugün yüreğini açıp kadını beklediği aynı kentteki peronda yaşadığı o saati aklına getirmek istemiyordu. Hayır, silinip gitmeliydi o anlar, geçmişte kalmalı, bir daha hatırlanmamalıydı, çok korkunçtu.”
Sona Doğru
Bilsin cihân ki; ben bu cihânın nesindeyim, Bir ülkünün mehâbetinin zirvesindeyim. Dünya denen mezellete dalsın her isteyen; Ben ırkımın şeref taşan efsanesindeyim. Herkes bir özleyişle yaşar… Ben de öylece... Altaylar’ın ve Tanrıdağ’ın çevresindeyim. Merdânelikle şöyle bakıp ayrılıklara, Son menzilin hüzün dolu kâşânesindeyim. Artık vedâ zamanına pek fazla kalmadı; Yorgun ve kimsesiz ölümün bahçesindeyim.
Reklam
464 syf.
10/10 puan verdi
Selamlarrr! Sizi komaya sokacak o kitap yorumuyla geldim. Toplanın; ağlayalım, dert keder sahibi olalım. İlk iki kitabın sonundan yola çıkaram korktuğum için elime alamamıştım Matem’i… haklıymışım. Tüm karakterlerin gerçek tarafını gördüğümüz, acımasızlığı sonuna kadar hissettiğimiz bir kitap oldu. Karanlık ve kötü karakter yazması seven en dibi gösteren bir yeni kan yazar, şok içinde bırakıyor ama bütüne baktığınızda tüm tüyleriniz de diken diken oluyor. Varoluşsal sancılar mı desem, en dipte yatan kötü ruh mu desem tam emin olamıyorum ama psikoloji de gölge diye adlandırdığımız kavramı yazar tek tek tüm karakterinde işlemiş. Asır Karahanlı… ruhumu parçalara ayırdı. Durmadı, üç kitap boyunca mahvetti ve en sonunda her şeyi parçalara ayırdı. Sempati beslemek desek değil ama öyle bir karakterki hem o siyah gözlerini hem de parlayan gözlerini görüyorsunuz. Yaşananlar, kurgu, olayların ilerleyişi… ne desem sizi spoilerin göbeğine düşürecek gibi hissediyorum. Kitapta hangi satıra adım atsanız patlıyorsunuz hangi karaktere el uzatsanız sizi sona çekiyor. Defne Karaca… bu nasıl bir ikilem okumaktı. Ve nasıl bir psikolojik sancının ortasında kadık anlamıyorum. Antipati, sempati, empati hepsi birbirine karıştı. En sona doğru yaklaştığımda sayfaları çevirmeden şok içinde 1-2 dakika duvarla bakıştım. (O ara ağlamaktan komalık oluyordum.) Hiçbir şeyin gözüktüğü gibi olmadığını çok güzel gösterdi bize. Son olarak, kitaptaki hiçbir karaktere veda edemiyorsunuz dostlarım.. hepsi zihninizde sonsuza kadar kalacak boyutta… şiddetle tavsiyemdir! Lütfen +18 okuyucular okusun
17 Numara - Matem
17 Numara - MatemFatma Şamata · Artemis Milenyum · 074 okunma
DÖRT GEMİ, DÖRT TÜRK DESTANI TÜRK'ÜN, ANADOLU'NUN VE İNSANLIĞIN KADERİ GEMİLERLE DEĞİŞİYOR. Bir büyük insan düşünün Anadolu'yu su basacak diyor İnananı gemiye doluyor, inanmayanı sularda boğuluyor Nuh tufanı böyle efsane oluyor Bir büyük sultan düşünün Gemileri karadan yürütüyor Tarihin, insanlığın ve İstanbul'un
390 syf.
6/10 puan verdi
Veda romanında somut eleştirebilecek bir şey bulamıyorum. Romanın girişi, gelişmesi, sonu, konusu, sade dili, tasvirleri, kolay okunabilmesi olması tabii ki beğenimi kazandı. Fakat bir şeyler eksikti, kendimi zorladım okuyabilmek için. Bir romanda aradığım neon ışıklarından yoksundu bana göre. Bunları yazmak istemiyorum aslında, ama hissettiklerim bunlar. Romanda en çok beğendim sondu. Etkilendim ve kendi değerlendirmelerime göre, 10 üzerinden 6 puan bu son olduğu için verdim. VEDA, bana bir şeyler katmamış , hemen hemen hiçbir şey hatırlamıyorum ve yorum yazmakta zorlanıyorum. Bir daha Ayşe Kulin okur muyum bilemiyorum tabii, yeni bir romanda buluşmak için, çaba sarf edemem gibi geliyor şu an. Okur – yazar bağı çok özel ve karşılıklı, sanırım Yazarımız da benim gibi bir okurdan hazzetmeyebilir. Yine de büyük konuşmamak gerek, dünya hali, kim bilir daha neler okuyacağız…
Veda
VedaAyşe Kulin · Everest Yayınları · 202314,3bin okunma
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.