Not:
Üzücü bir durum mu yaşınız? (Ölüm durumları hariç ) Benden size bir tavsiye.... Olayın yaşandığı an durup orada saatlerce ağlamayın. Gün boyu o olayda kalmayın. Kalkın elinizi yüzünüzü yıkayın. Gidin ve güzel bir kahvaltı yapın. Ama kendinizin sizin için hazırladığı bir kahvaltı. Sonra bir kahve alın. Maden suyunuzu da için. Sonra rutin işiniz ne ise ona devam edin. Unutmayın. Bazı zamanlar oturup saatlerce ağlanmayacak kadar kıymetli. Ve gelip geçici. Böyle yaptığınız zaman herşeyin üstesinden kolayca gelmeyi öğrenirsiniz. Size bu durumu yaşatan kişinin böyle yaptığı ve devam ettiği aklınızın bir köşesinde hep kalsın.
Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde. Berbattı, Bir şiire böyle başlanmazdı. … Ve yanılmıyorsam yalnız insanların, Kahvaltı edip ağladıkları pazar sabahları yokmuş
Reklam
Tabutta Rövaşata
youtube.com/watch?v=uJCN0Mc... Az zamanım kaldı biliyorum Anlatmam gerekense çok şey var, Dövüyorum duvarları, Var git ölüm şimdi, sonra yine gel.. Çamurlaşmış bu bedenimde,
Hayır! Bi de şöyle bir algı var;. "ağlamayın". Ağlasak 11 yıl bir isteğin peşinde durur muyuz? İstediği olmayınca ağlayıp, oyuncaklarını kıran o nesilden değiliz! Hoş! Yerimizde siz olsanız değil oyuncak, evinizi yakarsınız 😄 O yüzen belirteyim de bir daha sormayın. Ağlamak duygu belirtisidir. Ama biz sinirleri aldıracak kadar çok sevmiş bir taraftar gurubuyuz. Hem ağlasak bunu sizden mi gizliycez 😄😄 11 yıl bizim başarısız olduğumuz yılların toplamı değildir. 11 yıl; düzenin, bizim başarılarımızın da sizin keyfinize servis edildiği, rezil Bi sistemin oyunudur. Ve kusura bakar bakamazsınız, beni pek ilgilendirmiyor. Ama bu düzene rağmen şampiyon olmak, evet bize Bi nebze mutluluk verirdi lakin başarısız olmak bizi yenilmiş kılmıyor. Sizin düzeninizin işleyişine olan fikrimizi kuvvetlendiriyor. Size biraz kötü Bi haberim var! Her düzen belli bir süreden sonra yıkılmaya mahkumdur :)
sus
Nerede susmanız gerektiğini bilmiyorsanız, susturlar, sonra ağlamayın :)
"Çocukları ile birlikte Emine Erdoğan 29 Mayıs 1999 günü ilk ziyaretini gerçekleştirdi. Aradan üç gün geçmişti. Üç çocuğu ile beraber cezaevine doğru yol alıyordu. Yolda çocuklarına tembihlerde bulunuyordu; 'sakın babanızı üzmeyin ve onun yanında ağlamayın', ne olursa olsun Tayyip üzülmemeliydi. Heyecan içindeydiler, kontrollerden sonra içeri alındılar. Emine hanım ve kızları Esra ile Sümeyye, içlerinde eşya olan kolilerle içeriye girerken Bilal mağrur bir ifade ile elinde bir tepsi baklava ile arzı endam etti.
Enes

Enes

@enesbir
·
1ay
Emine de şaşırdı
Tayyip'in tatile, pardon cezaevine gitmesinin ardından 29 Mart 1999 günü Emine, çocukları ile beraber kocasını ziyarete gidiyordu. Bu günü Emine'yi övme kitabından izleyelim.
Reklam
96 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.