Siz son satırlarımı okumazken
Ben sonsuzda olacağım
Sonu gelecek bu öykünün
Biliyorum günün birinde öleceğim
Arkamdan sakın ağlamayın
Ardımdan yalanlar anlatmayın
Beni yaşarken anlamadınız
Bundan sonra anmayın
Söyleyin dünyada neler oluyor
Barış dünkü gibi noksan mı orada
Savaşta kim ne uğruna ölüyor
Bulutlar kadar uzak mı özgürlük
Ansızın gitsem ne olur
Arsızca devam eder oyun
Ben giderim bin Arda gelir
Bu dünya yalandan yüze güler...
Üzücü bir durum mu yaşınız?
(Ölüm durumları hariç )
Benden size bir tavsiye....
Olayın yaşandığı an durup orada saatlerce ağlamayın. Gün boyu o olayda kalmayın.
Kalkın elinizi yüzünüzü yıkayın. Gidin ve güzel bir kahvaltı yapın. Ama kendinizin sizin için hazırladığı bir kahvaltı. Sonra bir kahve alın. Maden suyunuzu da için. Sonra rutin işiniz ne ise ona devam edin.
Unutmayın.
Bazı zamanlar oturup saatlerce ağlanmayacak kadar kıymetli.
Ve gelip geçici.
Böyle yaptığınız zaman herşeyin üstesinden kolayca gelmeyi öğrenirsiniz.
Size bu durumu yaşatan kişinin böyle yaptığı ve devam ettiği aklınızın bir köşesinde hep kalsın.
Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre
Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Berbattı,
Bir şiire böyle başlanmazdı.
…
Ve yanılmıyorsam yalnız insanların,
Kahvaltı edip ağladıkları pazar sabahları yokmuş
Sonra Cirdan onları Limanlar'a götürdü; burada beyaz bir gemi duruyordu; rıhtımda kocaman gri bir atın yanında beyazlara bürünmüş bir şekil onları bekliyordu. Dönüp onlara doğru gelirken Frodo, Gandalf in artık Üçüncü Yüzük olan Muhteşem Narya'yı açıkça elinde taşıdığını gördü; yüzüğün üzerindeki taş ateş gibi kıpkırmızıydı. O zaman,
youtube.com/watch?v=uJCN0Mc...
Az zamanım kaldı biliyorum
Anlatmam gerekense çok şey var,
Dövüyorum duvarları,
Var git ölüm şimdi, sonra yine gel..
Çamurlaşmış bu bedenimde,