Dialog
Nasıl net gözlem yapa biliriz?
Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz?
Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız?
Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız?
Derler insan çözülmez kutu bağlı.
Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
Hayatı belli şartlar altında yaşamaya buyur ediliriz. Hayat boyu böyledir bu. Doğduğumuz andan ölümümüze değin hep bu şartlar topluluğu bir şartlar topluluğu ile çevrelenmişizdir.
Kimimizin babası sert, kimimizin ki fazla yumuşak, kimimizin annesi ilgisiz, kimimizin ki ise insanı boğacak kadar ilgilidir. İçinde yaşatıldığımız şartlar ilk olarak
İlim, Allah'ı bilmekle başlar. İnsanların bütün bilgisini toplasak, Cenabı Hakk'ın sonsuz ilmi karşısında denizdeki bir noktayı dahi tutmaz. Onun için bu adamın böyle bir tavır takınmaya aslında hakkı yok. O kulluğunu bilse Cenabı Hakk'ın ilminin genişliğini takdir ve ta-
savvur edebilse kibirlenemez. Cenabı Hakk'tan sadece kendisine daha fazla ilim vermesini niyaz eder...
Allah (c.c) tüm âlemlerde ilim ve hikmetiyle, külli
iradesiyle ve sonsuz kudretiyle mükemmel bir şekilde tasarrufta bulunur. O âlemlerdeki hiçbir tasarruf ve tedbir hiçbir şekilde O’nun kudretine ağır gelmez. Hem dilerse daha nice yeni âlemler yaratır ve onlarda da dilediği gibi tasarrufta bulunur.
Bütün bu üstün meziyetler, Allah Teâlâ katında üst düzey sorumluluklar demektir. Elbette kendisine ilim, hikmet ve yetenek bahşedilmiş olanlar, bunlardan mahrum olanlarla aynı hesabı vermeyecektir. Onlara bahşedilen bu üst düzey yetenekler kişisel tatminler için olmaktan çok, insanlığı, her anlamda, bir adım olsun ileri götürmek, Allah'ın kullarına hizmet etmek suretiyle kendini kurtarmaktır. Zaten hayırlarda ve bolca kullanılmayan yetenekler önünde sonunda sahibini zehirler.
Şu an yeryüzünde yedi milyar insan yaşamaktadır. Bu insanlardan hiçbirinin siması tam olarak başka bir insana benzememektedir. Ve yine Hz. Âdem’den kıyamete dek gelmiş ve gelecek hiçbir insanın siması da tam olarak birbirine benzememiştir ve benzemeyecektir. O hâlde şu an, şu dakikada, şu sâniyede ve belki şu salisede bir insanı yaratan Hâlık ve Basîr Allah (c.c) Hz. Âdem’den kıyamete dek gelmiş ve gelecek bütün insanların simaları ilm-i ezelîsinde ve nazar-ı müşahedesindedir ki yaratılan o insanın siması şimdiye dek yaratılmış, bundan sonra da yaratılacak olan hiçbir insana benzemesin. Parmak izlerini de buna kıyas ettiğimizde kesinlikle biliriz ki bu ilim, bu irade, bu hikmet ve bu sonsuz kudret Allah'ın varlığına ve birliğine ve her şeyi her an görür olduğuna, mükemmel bir surette, sayısız dillerle şehadet eder.