KALBİM KATLANMA BU DÜNYAYA
Anılar biriktikçe sisleniyor aşklarda
Yitiriliyor serüven duygusu ki o zaman
Şeytanımı koluma takıp gitmeliyim
Yeni bir cehennem kurmalıyım kendime
Hep kendini yineliyorken sesler kokular
Gittikçe birbirine benziyorken dünle bugün
Ölümsüz olmak kadar ürkünç birşey
Bu dünyaya alışmak duygusu
Sonsuza kadar
Sonsuzluğa erdiğinde, gideceğin yerin kesinlikle orası (cehennem) olduğunu düşünmekten daha beter bir şey yok.
Genellikle oraya gideceğimi düşünüyorum.
Bazen, tanıdığım insanların çoğunun oraya gideceğini düşünme ihtimali beni rahatlatıyor. Hatta kendime, bütün ailem cehenneme gidecekse, cennette olmaktansa onlarla birlikte gitmenin daha iyi olduğunu söylüyorum. Demek istediğim, bir anlamda suçlu hissederim. Onlar orada sonsuza kadar yanarken, ben şeftali yiyerek, cennete giden Miffy gibi Pomeranyalıları okşuyor olurum.
Aslında hiçbir şey ne parçalanır ne de de yok olur.
Her şey sonsuza dek bir arada kalır
Ve pamuk ipliklerle bağlıdır birbirine
Görünmez ama kopmaz da..
O iplikler tutar hayatları ayakta,
O ipliklerle bağlanır nesiller sonsuzluğa.
Elinizdeki resimler ve hafızanızdaki sözcükler
O ipliklerdir aslında..
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında.
Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
9. BÖLÜM
SONSUZ SABIR
Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti.
Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde