Olumsuz Sicil...
Emekli Teğmen Nazım Ata’nın karşılaştığı işlemler de oldukça ilginçtir. Nazım Ata, Ankara’da 28’inci Tümen’de görevliyken, bazı “sayın muhbir vatandaşlar” tarafından ihbar edilir. Devir 12 Mart devridir. Genç teğmen, hemen tutuklanır. Suçluların arasında ikisi çok ilginçtir. Birisi “sosyalist düzende müteahhitliğin bulunmadığını” söylemesi, ikinci
Ben yağmurla düşünenlerdenim
Kimi güneşle düşünür Van Gok olur. Kimi yağmurla düşünür Şopen olur. Kimi iki kere ikiyle... Aynştayn olur... Kimi de sadece insanlarla düşünür Ama sadece insanlarla. İşte o eşşoğlueşşek Adam olur, adam.
Sayfa 343
Reklam
çok tehlikelisin şopen ^.^
“Eğitimsiz insanların Yunanca ve Latince deyimlere özel bir saygıları vardır. Otoriteleri gerektiğinde sadece çarpıtmakla kalmayıp açıkça tahrif edebiliriz ya da tamamen kendi uydurduğumuz bir şeyi alıntı gibi gösterebiliriz: Karşı tarafın çoğunlukla elinde kitap yoktur, zaten onu nasıl kullanacağını da bilmez.”
Sayfa 43 - Hile 30
Şopen'e sormuşlar neden senfoni, opera gibi büyük eserler bestelemiyorsunuz diye. Belki benim krallığım küçük ama hiç değilse orda kral benim demiş.
128 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Say Yayınları'nın felsefe çevirilerine bayılıyorum. Gayet anlaşılır oluyor. Bu kitapta Şopen reis bize reenkarnasyonun idrak edilebilir boyutlarını anlatmış. Ezoterik öğretilerin hepsinde olan bu inancı irdelemek için güzel Bir kaynak çıkmış ortaya.
Ölümün Anlamı
Ölümün AnlamıArthur Schopenhauer · Say Yayınları · 20121,029 okunma
Şopen şekil yapma. Tasavvur et ve iste
Seda

Seda

@sedadnz
·
03 Şubat 17:26
Müthiş acı çekiyorum Schopenhauer… Edeuard…
İnsan istediği şeyi elde edebilir ama istediği şeyi isteyemez…
Sayfa 41 - CAN ROMAN
Reklam
Bu antinatalizminde cılkı çıktı,son tahlilde şopen labirentiden çıkış yoktur.
Rona

Rona

@Pesimistik_
·
31 Ocak 22:16
Bu sözün bende bıraktığı etki...
Beni bu dünyaya getirenin günahını çekiyorum, Ben bu acıyı kimseye çektirmeyeceğim.
Eril enerji önemli tabi Şopen Efendi
Bir kadın çoğu kez çirkin bir erkeği sevebilir, oysaki kusurlarını kendisi gidermeyeceği veya telafi edemeyeceği için erkeksi olmayan bir erkeği asla sevemez.
Dranas demişti ki: "Bu tespit kanıma dokundu! Artık bizim cenaze merasimlerimize bile Batı gelenekleri bulaşmaya baş- ladı. Bazı ünlülerimizin cenazelerini, Chopin'in (ok: Şopen) ölüm marşıyla kaldırıyoruz. Batılılar gibi cenaze başında nu- tuk söylüyoruz. Batılılar gibi saygı duruşunda bulunuyoruz. Siyahlara bürünüyoruz. Bir tek istavroz çıkarmamız noksan kaldı. Yakışır mı bunlar bize?" Yakışmıyor elbette diye cevap vermiştim. Şimdi bir de ölülerimiz için saygı duruşuna geçerken, Batı dünyasından bize, borazan öttürme âdeti bulaştı. Bin kere, milyon kere ayıptır. Bütün bunlar, bir aşağılık duygusunun saçmalıklarıdır. Batılılıarın geleneklerine hiçbir şey demiyorum. Adamları saygıyla karşılıyorum.Ama o geleneklerden bize ne? Hani Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür! demişti? Bizim kültürümüzde var mı ölülerimizin ruhları önünde put gibi durmak,borazan üflemek?
104 syf.
·
Puan vermedi
Sipiloler içinde şopen amcam
Sosyolojik bir kapsamı olduğunu düşünmesem de bu herif iç dünyadan anlıyor. Dehayı ve sıradanı; çok net, içeriden, daha derinlikli bir yerden aktarıyor. Günlük hayatın felsefesi için tamamen kaynak olmasa da, büyük bir yardımcı kaynak olur herhalde. Biraz gözlem sevenin okuyacağı türden. Bir kaç alıntımı da buraya not etmek istedim: “ cesaret ve kararlılık olarak görünen böyle bir enerji, bir de kabiliyetli ve kendisini kolayca izah eden bir akılla, doğru bir yargı gücüyle, bir parçacık zekilik ve kurnazlıkla bir araya geldi miydi, işte size bir devlet adamı yahut Ordu Komutanı.” “Deha Çifte akla sahip bir kimsedir “ “Güzel Sanatlar şiir ve felsefe alanında bir milletin ürettigi eserler, işte sahip olunan bu akıl fazlasının sonucudur “ “Şairin soyut kavramlar sayesinde, seziş-kavrayış anını ifade ederek ve dolayısıyla onu açık bilince getirerek, tam ve doğru şekilde yeniden uyandırmasını mümkün kılan, bu yansıtıcılıktır. Benzer şekilde başkalarının sadece hissettiği her şeyi onun sözcüklerle dile getirmesini mümkün kılan da aynı şeydir.” “Kendi özel hayatlarında insanlar; her zaman bir insanın göründüğü gibi olduğu ilkesini düstur edinirler. Fakat bu ülkeyi uygulamada güçlükle karşılaşılır.” “Asil anlamında sıradan sözcüğü tüm türe özgü ve bütün tür için ortak olan şey anlamına gelir. Bir başka söyleyişte türün doğuştan sahip olduğu şey demektir.”
Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine
Seçkinlik ve Sıradanlık ÜzerineArthur Schopenhauer · Say Yayınları · 2016969 okunma
Reklam
Kimi güneşle düşünür Van Gok olur. Kimi yağmurla düşünür Şopen olur. Kimi iki kere ikiyle ... Aynştayn olur. Kimi de sadece insanlarla düşünür Ama sadece insanlarla. İşte o eşşoğlueşşek Adam olur, adam.
Sayfa 392 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Paris’te yolum düştü, hayvanat bahçesine, Bir maymunun önünden, geçerken öylesine, Dedim ki: “Aynı çağda yaşıyoruz seninle; Çağdaş mı oluyorsun, yâni şimdi benimle?” Maymun birden öfkeyle, açtı iki gözünü; Dedi ki: “Bre yobaz ! Darvin’e sor özünü. O beynini birazcık, geçmişinle bağdaştır, Gördüğün bu hayvanlar, elbette ki çağdaştır.” Şaşırdım
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Şopen emmim kızgın yine düşünmenin gereksiz kılındığı seri okumalara. İnsanlarin söyleverine bir katkisi olmaycaksa eğer bir düşünce kıvılcımı ateşlemeyecekse ve kuru kalabalığın üyeleri olmaya devam edecekse birey önüne gelen herseyi lezzet almadan ögüten makanik bir domuzdan farki yoktur diyor. Tekrar ve tekrar sanatın değerine değinmekte
Okumaya ve Okumuşlara Dair
Okumaya ve Okumuşlara DairArthur Schopenhauer · Say Yayınları · 2011427 okunma
Şopen'e sormuşlar neden senfoni, opera gibi büyük eserler bestelemiyorsunuz diye. Belki benim krallığım küçük ama hiç değilse orda kral benim demiş.
Sayfa 84 - Norgunk Yayıncılık
pazarları çok severim
youtu.be/ENEn_kwoxGo?si=... öyle ki sadece pazarları okumaktan hoşlandığım kitaplarım vardır. fassbie ve smith gibi. yahut bir ressam eşlik eder bana…bitkilerime muhakkak pazarları sularını veririm, genelde kaktüsümsülerdir ve pek suyu sevmezler. mutfağın ufak balkonundaki mor koltukta otururum, arada gözüm karşıdaki dağa ve gökyüzüne kayar. bazan da şopen dinlerim . mutluluğu çok uzakta aramamam gerektiğini bazan benim de bana yetebileceğini düşünürüm. hepsi bu kadardı. teşekkür ederim. aaa bu arada fotoğraf çekmeye , ışığı yakalamaya bayılırım. bohem hayatın sayıklamaları gibi gelir bana…
Resim