Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
hoca: sınavda kesin sorarım not alın ben: 👍🏻🥱🥱😴 tiktoktaki kız: bugün hıdırellez ben: ✍🏻🖨📚✒️
Söyledim ya. Eğer bir şeyi istersem onu alırım. Karşı çıksan da boşuna, ben yine alırım. Direnme. Çünkü yapacaklarıma karşı çıkan kişiden de hesap sorarım. İşler böyle yürür. Böyle hallolur. Kim olduğunu umursamam.
Sayfa 39 - Epsilon yayıneviKitabı okuyor
Reklam
Fakat benim de sevmeğe hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: "Nasıl? Kim bilecek benim insanlardan kaçtığım?"
Ben yeni tanıdığım bir kimseye şiir yazıp yazmadığını veya onu sevip sevmediğini sorarım. Ve onunla bu suretle arkadaş olurum.
Fakat, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeğe hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: Nasıl? Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı?
Durmaksızın düş kurarak, yapılmadık iş bırakmam ;karşımdaki konuşan kişinin yüzündeki mimikleri en ince ayrıntısına kadar yakalarım, cümlelerindeki milimetrik sapmaları fark ederim; ne var ki, duyduğum halde aslında onu dinlemez, bambaşka şeyler düşünürüm ve aramızda geçen konuşmadan en az anımsadığım, o sırada sarf edilen sözcükler olur-hem onunkiler hem benimkiler. İşte bu yüzden ,bir ettiğim lafı bir daha eder, cevabını aldığım soruyu tekrar sorarım sık sık; buna karşılık, sonradan aklımdan uçup giden bir şeyi söylediği sırada karşımdakinin yüz hatlarının gerilişini ya da daha önce anlattığını unuttuğum bir hikaye anlatırken, beni yalnızca gözleriyle dinleyişini, fotoğrafını çekmiş gibi, 3-4 sözcükle tarif edebilirim. İki kişiyim ben-ikisi de ortalarındaki mesafeyi koruyor, aralarında hiçbir bağ olmayan siyam ikizleri bunlar...
Reklam
Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: Nasıl? Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek.
“Ben kütüphanemi,hayatta olduğu gibi,yazarların milliyetlerine göre düzenlemem.İnsanlara nereli olduklarını sormam.Bilmek istediğim kim olduklarıdır.Tam da bu nedenle onlara ne okumayı sevdiklerini sorarım.”
Sayfa 101 - CorneliaKitabı okudu
Yalnızlık
Fakat Allah kahretsin! İnsan anlatmak istiyor albayım, Öyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandanda hiç konuşmak istemiyor Tıpkı oyunlarda ki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benimde sevmeye hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Bende susarım o zaman, Gecekondumda oturur anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size, nasıl kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da gözucuyla ölümümün nasıl karşılacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan, Bir yandan da kılına zarar gelsin istyemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum albayım. Kelimeler, kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor...
Sayfa 259 - İletişim yayınları, Albay
40 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhaba Bugün sizlere Librum Çocuk yayınlarından Bahar Sevinç Kızılırmak kaleminden Düşkıran kitabı ile geldim. Düşkıran bir çocuk kitabı ve serinin ilk kitabı, 39 sayfadan oluşan sizi düşler alemine götüren keyifli bir yolculuk. Kızlarımdan önce hemen ben okudum kahvemin yanına eşlik etti.Kapat tasarımı,kurgusu,anlatımı,akıcı kalemiyle bir yetişkin olarak olurken merakla okudum keyif içinde eminim ki çocuklarında çok severek heyecanla okuyacaklarına. Nehir,Yaprak, Rüzgar ve Güneş bir düşkıran adaylarıydı. Okulları bitiyor ve yetenek seçimi yapmaları gerekiyordu ve o güçler var olan düşkıran yeteneklerine eklenecekti.Hız,güç ve hayvanlar ile konuşma isteyen istediğini seçiyor ve o güce sahip oluyordu. Düşkıranlar ormanda yaşıyorlar ama ormanların yok olmasıyla onlarında nesilleri azalmıştı. Nehir seçim yapacağı gün ormanda yaralı bir karga bulur işte her şey ondan sonra farklı bir şekilde ilerler. Nehir ve arkadaşları neler yapacak,hangi güçleri seçecekler,düşkıran olduktan sonra başlarına ne gelecek ve kargadan öğrendikleri hikaye neydi? Geçmişin gizemi nasıl ortaya çıkıyor? Bu harika macerayı hem sizin hemde çocukların çok severek okuyacağından eminim Ben devam edecek yazınızı görünce ayrı sevindim macera devam ediyor.Ben size kitabı anlatırken kızım okumaya başladı bile “Ama insanların bilmedikleri bir şey vardı;o da düşlerinde bir sınırı olduğu…” “Düşünmek başka yaşamak başka.” “Neden bir insan kendini mutsuz eden bir hayatı yaşamakta ısrar eder,anlamıyorum.” “Sorarım size düşkıran kardeşlerim ve hocam,kendimizi değişimlere kapatıp hiç sorgulamazsak bağnazlaşmış olmaz mıyız?”
Düşkıran
DüşkıranBahar Sevinç Kızılırmak · Librum Çocuk · 20236 okunma
Reklam
Seni pohpohlamaya çalıştığımı sanma! Hüda'dan başkasına övgü düzmeyecek kadar güçlüyüm ama Hoca Ömer bir imparatorluk ne kadar geniş, ne kadar kalabalık, ne kadar bolluk bereket içinde olursa olsun; hep adam kıtlığı çeker. Dışarıdan baktığında kuldan, karınca yuvası gibi kaynayan meydanlardan, yoğun kalabalıklardan başka bir şey göremezsin. Ama ben zaman zaman savaş nizamında ilerleyen ordumu, namaz saatinde bir camiyi, çarşıyı hatta kendi divanımı seyreder ve şunu sorarım kendi kendime; "Şu adamlardan bir marifet, bir bilgi, bir sadakat örneği, bir şahsiyet belirtisi istesem her saydığın vasıfla birlikte çevremdeki kitlenin seyreldiğini,eridiğini ve giderek kaybolduğunu görmez miyim? Yalnızım ben Hoca Ömer... İflah olmaz bir yalnızlık bu... Divanım da boş, sarayım da... Bu şehir, bu imparatorluk ıssız... Sanki bir elimi hep arkamda gizleyerek alkış tutmak zorundaymışım gibi geliyor. Senin gibi adamları bırak Semerkant'tan getirtmeyi böyle adamları bulmak için Semerkant'a kadar bizzat yürüyerek gitmeye razıyım...
Ben yürürüm ilden ile Dost sorarım dilden dile Gurbetde halim kim bile Gel gör beni aşk n'eyledi
İnsan yaşamını sever, anasının karnında olduğu sürece... Sonra devlet baba, sabahtan akşama ne yapacağını söyler sana. Seni kıskaca alır, yakana yapışıp seni yola sokar, kanunlar ve yasaklarla! Birinci emir: Sökül be adam! İkinci emir: Kapat çeneni! Böylece yaşarsın karanlıkta, hapı yutmuş bir insan olarak.Üzüntünü unutmak için de arada sırada meyhaneye gider sarhoş olursun, birayla, bazen şarapla, ağrılar girer başına. Bu arada yıllar geçer, saçlarını yer güveler, vücudunu yorgunluk kaplar, her yanın pörsür. Beyninde aklın ekşir, sen iğne ipliğe dönersin. Kısacası, fark edersin güzün geldiğini, kaşığı bırakırsın elinden ve ölürsün. Şimdi sorarım sana dost, nedir insan, nedir yaşam? Büyük Schiller'imiz ne demişti bir zamanlar: "En iyi, kalite değildir." Ve ben de derim ki: "Kümeste tavukların inip çıktığı merdivendir yaşam. Pislik dolu!"
Sayfa 70 - EverestKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.