Hatıran bir güldür bana.
Hatıran bir güldür bana.
Çünkü seni sorarım katlandığım her şeyden
Bazan uzak yerlere giderim ben, uzak
Kış gelir yerlere kül dökerim
Sevinirim kolay çaresizlikten
Bana bir ana gelse ben çocuğumu seviyorum dese ben ona şaşarım:
— Ya ne yapacaktın, diye sorarım.
Ananın çocuğuna bakması ananın borcudur. Bakılmak çocuğun borcu değil.
Sorarım size sömürenle sömürülen ezenle ezilen arasında kardeşlik olur mu? Nasıl! Ben kalkayım size bütün bir gün ter döktüreyim ve acı vereyim.
Akşam, sizin terinizin ve acınızın ürününü elime aldığımda, size, ancak yaşayabilesiniz ve ertesi gün yine benim için ter döküp acı çekesiniz diye tutup bir parçacık bir şey veriyorum. Akşamleyin de size «Kucaklaşalım, biz kardeşiz!» diyorum.
Atatürk'e, düşmanlarından bir kadın, bir yabancı gazetede ''sokak çocuğu ve zalim'' diye yazılar yazmak küçüklüğünü göstermişti. Bir gün Yat Kulüp'te Atatürk, arkadaşlarına bu yazıdan söz ederek demiştir ki :
''Benim için 'sokak çocuğu ' diye yazmış... Ben pek küçük yaşta yatılı bir öğrenci olarak okullara girmedim. İdadi'den Harp Okulu'na, oradan da orduya hizmete gittim. Sorarım sizlere, benim sokakta oynamaya vaktim mi vardı ? Bana 'zalim' diyormuş... Ben eğer bu vatana ihanet eden birkaç adamı mahkemeye vererek, kanun çerçevesinde bu adamların cezalarını bulmalarını sağladımsa, bunun sebebi Türk milletine duyduğum sevginin onlara duyduğum sevgiden daha daha büyük olmasıdır... Bu nedenle Türk milletine onların zararlı vücutlarını feda ettim” demiştir.