Benim bana rehberlik edecek ne hayallerim ne de düşlerim var, basitçesi benim ihtilafım pişmanlıkla yaşam arasında olandır, ertelemenin mevcut bir gerçeklik ile olan ihtilafıdır.
Ben ta çocukluğumdan beri, dışarıya, insanlara karşı istidatlı görünmek ile, zihnimin içinde işe yaramaz biri olduğuma dair bir kanaat beslemek arasında süregiden çelişkinin içinde yaşamış biriyim.
Hepsi anımsanacaktı; ama herkes bekleyişi kadar büyüktü. Biri olabilecek olanı beklediği kadar büyüktü. Oysa imkansızı bekleyen herkesten büyüktü. Hepsi anımsanacaktı; ama herkes mücadele ettiği şeyin büyüklüğü kadar büyüktü.
"Yokken var hale gelmiş olman, insan haline gelmiş olman; görebiliyor olman; düşün bir, görebiliyor, duyabiliyor, koku, tat alabiliyor, hissedebiliyor olman; güneşin senin için parlıyor olması - senin rızan için; o yorulunca, ayın parlamaya başlaması, ve ardı sıra yıldızların yanması; kışın gelmesi, tüm tabiatın kıyafet değiştirmesi, yabancı kılığına bürünmesi - seni memnun etmek için; ilkbaharın gelmesi, kuşların sürüler halinde akın etmesi - sana sevinç vermek için; nebatatın filizlenip yeşillenmesi, ormanın gürleşip güzelleşmesi, çiçeği burnunda gelin gibi - sana sevinç vermek için; sonbaharın gelmesi, kuşların uçup gitmesi, kendilerini naza çekmek için değil, ah, hayır, sen onlar için üzülmeyesin diye; ormanın ziynetlerini saklaması, gelecek seferin rızası için, yani, gelecek sefere sana sevinç verebilmek için: bütün bunların sevinç olmadığı düşünülebilir mi!"
Göklerdeki Yüce Babamız! Bir insanın, diğer insanların arasında, bahusus mahşeri kalabalıkta, o kadar güç öğrendiği şeyi, ve şayet onu başka yerde öğrenmiş ise, insanların arasında, bahusus mahşeri kalabalıkta, o kadar kolay unuttuğu şeyi - insan olmanın ne demek olduğunu, ve insan olmak için dini bakımdan neyin gerek olduğunu - öğrenebilmek bize de nasip olur inşallah, yahut, unutulmuş ise, bunu bu sefer zambaktan ve kuştan yeniden öğrenmemiz nasip olur inşallah; hepsini bir çırpıda olmasa da, kısmen, dirhem dirhem; ve kuştan ve zambaktan bu sefer suskunluğu, itaati, sevinci öğrenebilmek de bize nasip olur inşallah!
bu böyledir, dua etmek kendi söylediğine kulak vermek değil, susma raddesine gelmek, ve suskun kalmaktır, sabırla beklemektir, dua eden kişi Tanrıya kulak verene dek.