"Lisede son yılını harika geçireceğini düşünürken, henüz on sekiz yaşına varmadan öldüm. Ve kendimi beyaz kumlarla kaplı bir kumsalda mojito içerken değil, Las Vegas'ta yaşayan, varlığından bile haberdar olmadığım ikiz kardeşimin hayatına yapışmış hâlde buldum...
... Burada uzun süre tıkılıp kalacak gibiyim. Emma nereye giderse ben de oraya gidiyorum. Onun bildiği her şeyi ben de biliyorum. Ama sorun şu ki daha fazlası hakkında hiçbir fikrim yok. Ölmeden önceki hayatım benim için büyük bir soru işareti. Bazı belirli şeyleri hatırlıyorum: Hollier Lisesi'ndeki en nazik kız olmadığım, hayatta sahip olduğum şeylerin kıymetini bilmediğim, hak etmeyen insanlara nasıl acımasızca şakalar yaptığım gibi. Ancak bunların dışındaki her şey büyük bir boşluk. Nasıl ve kim tarafından öldürüldüğüm de buna dahil"
Hâlâ daha katili çözebilmiş değilim. Kitap sonuna kadar "evet evet kesinlikle katil bu" dediğim kim varsa bir şekilde kendini akladı ve şahitlerini de göstermiş oldu. Serinin başından beri maalesef şüphelenmek istemediğim Ethan kafamı kurcalıyor, umarım hayal kırıklığına uğramam yoksa Emma kadar ben de yıkılırım..