Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1930’lardan sonra tarım kesim inde yaşanan krizler ve toprak üzerindeki nüfus baskısı sonucu kentli nüfus büyük artış gösterdi. Kentlerde artan işsizlik, daha radikal siyasal eğilim lerin ortaya çıkm asına neden olm uştur. Siyasal libera­lizmin tem silcisi Vefd partisinin bu sorunları çözm ede gös­ terdiği başarısızlıklar Genç Mısır örgütü gibi faşist örgütlen­ m elerin önünü açmıştır. Aynı dönem de, aynı sanayi merkez­lerinde hem komünistlerin, hem de Müslüman Kardeşler örgütünün işçiler arasında örgütlendiği görülüyordu. Mısırlı aydınlar ve işçi sınıfı bozulan ekonomik koşullarının düzel­mesi, ulusal ve sosyal özgürlüklerin sağlanması gibi hedefler güderek Marksist düşüncelere yanaşm ıştır. Komünist hare­ketin 1930’larda yaşanan ikinci evresinde ülkede milliyetçi­lik yükselm iş, hareket içindeki Mısır kökenliler ile Mısırlı olmayanlar sorunu tartışma konusu olmuştur. Mısır toplumunun gelişim ini sosyal sınıfların varlığını reddeden ve sendi­ kal hareketi daha geniş milliyetçi hareketin bir parçası ola­rak algılayan görüşler değer kazanmıştır. Yabancı işgali­ nin yaşandığı ülkede M ısırlılara ait tüm işletmeler milli ku­ruluşlar olarak görülmekteydi.
RÜŞVET VE YOLSUZLUĞUN KAYNAĞI
Rüşvet ve yolsuzluk, yarı-sömürge yarı feodal bir toplumun ay- rılmaz bir parçasıdır. Bürokrasi; yabancı ve feodal menfaatlerin ge- niş halk kitlelerini sömürmesini kolaylaştıran bir araçtır. Bürokrat kapitalistler, komprador ve toprak ağası sömürüsündeki kârlardan pay alırlar. Bu onların ödülüdür. "Liberal demokrasi" ya da "serbest
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
Eski kuruluşlar parçalandı ama onların yerine yenileri henüz çıkmadı ortaya. Yirmi birinci yüzyıl yeni kuruluşların, moral sis­ temlerinin ve uygulamaların ortaya çıkacağı bir dönem olacaktır. Bu yüzyılın ilk yansında büyük olasılıkla küresel ve yoğun sosyal çatışmalar yaşanabilecektir. Bütün bunlar yirmi birinci yüzyılın uluslararası bir mücadele yüzyılı olacağını gösteriyor.
Tarık Zafer Tunaya adlı bölümden
Mondros Mütarekesi ve işgal ile birlikte ortaya çıkan belirsiz ve ağır havadan etkilenen Mütareke dönemi Tunaya'nın ilgisini uzun yıllar boyunca çekmeye devam etti. Bu karmaşık ve belirsizliklerle dolu dönemin içinde bir Milli Mücadele'nin oluşması ve hele başarıya ulaşmasındaki zorluk bir kez daha, tüm ayrıntılarıyla siyasal kurumlar incelendiğinde ortaya çıkıyordu. Dönemin düşünsel karmaşıklığı ve çıkar çatışmaları siyasal kuruluşların sayı ve çeşidine de yansıyordu. İslâm'ı, Hilafeti, monarşiyi diriltmekten, sosyal sınıf temelinde yeni siyasal oluşumlara, etnik temelli siyasal arayışlardan, büyük devletlerin himaye ve mandasına kadar uzanan geniş bir fikir ve dernekleşme alanının içinde Milli Mücadele fikri ve onun vücut verdiği dernek ve kuruluşlar da yerlerini alıyordu. Bu ortamdan hangi fikir ve kurumların ayakta kalarak çıkacağı, 1918- 1919 un koşullarına bakıldığında pek öyle kolayca belli olmuyordu. Bu durumda Milli Mücadele'nin ne derecede zor koşullarda şekillendiği de çok daha iyi anlaşılıyordu.
Sayfa 113 - Doğu-Batı Yayınları 12.Sayı Türk Düşünce Serüveni: AkademidekilerKitabı yarım bıraktı
E hani başörtü yasaklanmamış, din elden gitmemiş, Kuran kursları kapanmamış
28 Şubat 1997 MGK Kararları 1. Anayasa'mızda Cumhuriyet'in temel nitelikleri arasında yer alan ve yine Anayasa'nın 4. maddesi ile teminat altına alınan laiklik ilkesi büyük bir titizlik ve hassasiyetle korunmalı, bunun korunması için mevcut yasalar hiçbir ayrım gözetmeksizin uygulanmalı, mevcut yasalar uygulamada yetersiz
Sayfa 376Kitabı okudu
Okul dönemi bitmiş, yeni bir dönem başlamıştır Akif için. Bugüne kadarki dönem, şahsiyetinin kurulması dönemiydi. Asıl faktör dıştadır. Aile, okul gibi sosyal kuruluşlar, ona dıştan şekil veriyorlardı. Şimdi, artık ikinci dönem, yani ilk kıpırdanışın içten geldiği kendi kendisini yetiştirme dönemidir.
Reklam
Doğduğumuz zaman yuvarlak, keskin, saf bir yüzümüz vardır. İçimizde evren bilincinin kırmızı ateşi yanar durur. Ama yavaş yavaş, bizı, ana babalar yer, okullar yutar, sosyal kuruluşlar emer, kötü alışkanlıklar kemirir, yaş ise tüketir. Sindirildiğimiz zaman, tıpkı ineklerdeki gibi altı mideden geçtiğimiz zaman, pis bir kahverengi tonunda çıkarız. Pancardan almamız gereken esas ders şudur: İnsan, yanağındaki ilahi renge, içindeki doğal pembeliğe sarılmalı; yoksa kahverengiye dönüşür.
Sayfa 366Kitabı okudu
Liberal devletin sosyal düzen anlayışı bu düzenin atomlardan, yani bireylerden kurulu olmasını öngörüyordu. Birey ile devlet arasında yer alan tüm sosyal-ekonomik kuruluşlar ortadan kaldırılıyordu. Liberal devlet içinde kişi özgür sayılıyordu, fakat o tamamen yalnız bir insandır.
İnsanlar arası ilişkiler, bir yandan evrenin özel niteliği ile belirlenmiştir, dolayısıyla değişme eğilimindedir. Öbür yandan toplumun ya da milletin politik gelenekleri gibi birtakım kuruluşlar ya da kalıplaşmalarla belirlenmiştir. Bu sosyal ilişkileri anlamadıkça, ruhsal etkinlikleri anlamamız mümkün değildir.
Pancar gibi
Doğduğumuz zaman yuvarlak, keskin, saf bir yüzümüz vardır. İçimizde evren bilincinin kırmızı ateşi yanar durur. Ama yavaş yavaş, bizi, ana babalar yer, okullar yutar, sosyal kuruluşlar emer, kötü alışkanlıklar kemirir, yaş ise tüketir. Sindirildiğimiz zaman, tıpkı ineklerdeki gibi altı mideden geçtiğimiz zaman, pis bir kahverengi tonunda çıkarız. Pancardan almamız gereken esas ders şudur: İnsan, yanağındaki ilahi renge, içindeki doğal pembeliğe sarılmalı; yoksa kahverengiye dönüşür.
Sayfa 229Kitabı okudu
193 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.