Askerî güç bir taraftan kana bağlanan millî bir myth'e itaatkârlığa, diğer taraftan silah ve teçhizata dayanır. Burada, üretim (istihsal) kaynakları hangi mal ve hizmetler üretimine tahsis edilmelidir şeklindeki, halkın refahı ile ilgili ekonomik probleme Göring'in verdiği cevap gayet kesindir: "Alman milleti tereyağı değil, silah istiyor."
..oğullar alabildiğine güçlü babaya boyun eğmekte, "kültür ve uygarlık" adına, suçluluk duygularıyla babaya benzemektedirler. Bütün bunlara ben de şunları ekliyordum: "ve dinginlik, düzen" adına
Reklam
Savaş, bastırılmış arzuların, özellikle de cana kıyma güdülerinin topluca açığa vurulması, ülküleştirilmiş bir babanın, Kaiser'in izniyle dile getirilmesiydi...
... bununla birlikte, herkesi siyasetçilere karşı uyarmak isterim : açık düşmanlık, dönek dostluktan iyidir .
Biz siyasal öğretilerin değil, olgusal süreçlerin savunuculuğunu yapıyoruz.
İnsan işlevsel düşünmek istiyorsa , işlevsel yaşamalıdır.
Reklam
Sevgi , çalışma ve bilgi canımızın ana kaynaklarıdır. Öyleyse yaşama onlar yön vermelidir .
Bir kadın kanatlarını kullanmaya karar verdiğinde, büyük tehlikeler onu bekliyor demektir."Kadınların kanatları olduğuna inanmakla kalmazdı. Onları kullanmazlarsa kötü olacağına emindi."
Prof. Dr. Mehmet GENÇ,
Mehmet Genç; "Yabancı literatür, çok erken bir yaşta "kendi kendime" öğrendiğim İngilizce ve Fransızca sayesinde etkiledi beni. Bir de okumaya Nietzsche, Schopenhauer, Goethe, Dostoyevski gibi çok büyük yazarlardan başladım. Ve bunların ikliminde dolaşmaya başladıktan sonra bunlara göre daha düşük düzeyde kalanlarla ilgilenmek, bana "seviye kaybı" gibi geldi. Ayrıca meslek gereği olarak iktisat tarihçilerini okudum. Fakat benimkisi daha çok bir "kayboluştu". Yola ilk çıkışımda ilk doktora tezimi yazarken başlangıç hipotezlerim "doğrulanmadı". Fakat neden doğrulanmadı? Bu beklediğim şey neden çıkmadı? diye o "verilerin" üzerine gittim. İkinci çalışma alanımı bu "kayboluş" oluşturdu" Elizabeth Özdalga, Tarihsel Sosyoloji, s. 83. Prof. Dr. Mehmet GENÇ, Türk tarihçi. Osmanlı iktisat tarihi üzerine yaptığı çalışmalar ile tanınmaktadır. 1956'da başladığı doktorasını 40 yıl sonra 1996'da tamamladı.
Yirminci asrın ikinci yarısında bir ülke gelişmemiş dahi olsa orada sınıflar arasında gelir farkını, belli sınıflar lehine artıran veya sürdüren enflasyonlu gelişigüzel kalkınma, sosyal meseleler yaratır, bu meseleler sosyal ve dolayısıyla politik dengesizliğe sebep olur. Türkiye'de muhafazakârlar eli ile ve Demokrat Parti aracılığı ile yürütülen benzer politika dengesizlik yaratmış ve Menderes'i toprağa sürüklemiştir. Muhtemelen Menderes bunu ölürken dahi anlamamıştı.
Reklam
Gerçekten ezbere yaşıyoruz
Yirmi birinci yüzyılda da kadınların en çok yoğunlaştığı mesleklerin sırasıyla hemşirelik, sekreterlik, kişisel asistanlık, çocuk bakıcılığı, temizlikçilik, resepsiyonistlik hizmetkar stereotipin zihinlere nasıl kazındığının bir göstergesi.
Ercan Kesal
Dünyayı size eziyet eden değil de size hizmet eden hale dönüştürmeliyiz
Ercan Kesal
İnsan hakkıyla tüketici hakkını karıştıran bir düzen kapitalizm. bize yutturmaya çalıştıkları, insan hakları diye yutturmaya çalıştıkları aslında tüketici haklarından başka bir şey değil. yani düzenin vergisini veriyorsa her şeye kadir ve hak sahibisin.
Ercan Kesal
Artık hiç kimsenin bir başkasını düşünecek hali yok. Kimsenin bir başkasıyla işi yok. Bu yüzden çok yalnız ve çaresiziz. Üstelik yeryüzünün sanki bizden öncesinin olmadığını, bizden sonra da olmayacağını zanneden zavallılar haline getirildiğimizi düşünüyorum. Kapitalizm sürekli olarak "ne kadar önemlisin sen, hayır demesini bil, sen çok kıymetlisin" diyor. Ya, bir " evet " de bakalım önce. Ne zaman yoruldun da " hayır" demek zamanı geldi.
Ercan Kesal
Bize sunulan gerçeklikten başka bir gerçeklik var. Tutkularınız, tutkuyla yaptığınız şey, sizi başkalarından farklı kılacak olan bir şey.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.