Duyduğunuz her şey bir görüştür, bir gerçeklik değildir. Gördüğünüz herşey bir bakış açısıdır, gerçekliğin kendisi değil. (Marcus Aurelius)
Sayfa 63 - Kaf Kitap KafeKitabı okudu
Antik Yunan'da matematik, astronomi ve müziği de içerirdi ve "mathematica" kelimesi "öğrenilen-bilinen şey" anlamıma gelirdi.
~^~
Sayfa 16Kitabı okuyacak
Sosyolojiye giriş ilk ders
Çocukluğumuzdan beri gördüğümüz inandığımız herşey kaderimizi belirliyor. Üstelik kendimize ve hayata bakışımızı, olaylar ve hayat hakkındaki yorumlarımızı anne ve babamızın inançları oluşturuyor. Yani annemin benim hakkımdaki düşüncesi ve inancı neyse ben de o olduğuna inanıyor ve bir süre sonra tam olarak o oluyorum.
Ekstra Çaba Gerekir
Mikrofonu birine tutmak onun kendiliğinden konuşması için yeterli olmaz.
Sayfa 48 - Doğubatı
"Bütün düşünürler toplumsal dünya üstüne sırf düşünüp durmakla vakit geçiregeldiler. Oysa onun değiştirilmesi; oysa bu dünyanın dönüştürülmesi gerekir. Hem zorla. Devrimle, eğer değişmeye ve dönüşmeye direnirse"
[Marx]
Evden sahile çıktığım noktada havluyu, tişörtü ve terlikleri bırakıp hızla denize girdim. Denizde yattığım noktadan sahile paralel giden caddede tempolu yürüyen sabah yürüyüşçülerini görebiliyordum. Hepsi de sadece yaz tatillerinde giriştikleri bu aktivitenin ömürlerini en az yirmi yıl daha artıracağına dair sarsılmaz bir inançla ful konsantrasyon yürüyorlar. Denize girince gevşeyen vücudumda yaşam alanı bulan hümanizm, “İnsanları yargılamamalısın Erman, sen de odanda gizlice şınav mekik çekmiyor musun?” dedi.
Soğukkanlılıkla "Hayır çekmiyorum” dedim. “Nasıl çekmiyorsun lan?” diye sinirlenir gibi oldu, hızlıca hümanizm düşüncesinin en büyük savunucularından Auguste Comte'un insanları çok sevmekte nasıl aklını yitirmesini ve insanlık dinini kurup kendini de peygamber ilan etmesini falan düşündüm. Hümanizm hızla kuruyup büzüştü. Üniversitede sosyolojiye iki kere girmiştim (Sosyolojiye Giriş-1 ve Sosyolojiye Giriş-2),zaten yalan yanlış edindiğim bu azıcık bilgiyi de kötüye kullanıyordum. Neyse ki içimdeki hümanist duygular da mecburen benimle aynı dersleri almışlardı, olayı benim kadar biliyorlardı.
