"Seni görene kadar, kaybolduğumun farkında değildim ama..." diye itiraf etti. İnsanlara içini açamazdı normalde, ancak yanındaki adamın onu asla yargılamayacağını ve tuhaf bulmayacağını bildiğinden söylediklerinden pişman olmayacağını düşündü. "Nasıl hissettiğimi bilmediğimden, içimde neler olduğunu da çözemiyordum. Yalnız hissetmeye hakkım yokmuş gibi, içimdeki boşluğu bir sürü kalabalık ile dolduruyordum. Ama sonra..." Birden olduğu yerde durdu. Deniz'e bakmasa da onun da durduğunu fark etti. "Sonra farkına vardım ki, başkasının dünyasında yaşamak yalnızlığımı alıp götürmüyor. Kendi dünyam olmadan, kendim de var olamam ki... Kendim bile yoksam, nasıl yalnız hissetmem?"
"Kendime ait hiçbir şeyim yokmuş gibi hissediyorum son günlerde. Kendi hayallerim yok. Kendi ailem yok. Kendi arkadaşlarım yok. Çevremdeki herkes... Hayatımdaki her şey bir başkasına bağlı..."
"Ben seni gerçekten çok özlemişim biliyor musun?" dedi Ege birden. "Sen benim sadece sevgilim değildin. Aynı zamanda en yakın arkadaşımdın. Seninle ayrıldığımızda, en yakın arkadaşımı da kaybettim ben."
"Sana ne zaman, en çok kimin fotoğrafını çekmek isterdin, desem; ailemin, diyorsun. Senin için her şeyi yaparım. Ama henüz cennetteki birinin fotoğrafını çekebilmenin yolunu bulamadım. O yüzden artık beni de ailen olarak görmeni istedim."
Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.