Din de bir efsane, milliyetçilik, sosyalizm veya hümanizm de. Ama bunlar çağdaş dünya, çağdaş hayat bakımından aynı efsaneler değiller. Sosyalizmden Sovyetler Birliği veya Çin Halk Cumhuriyeti, milliyetçilikten çağdaş devletler, toplumlar, en azından Türkiye Cumhuriyeti çıkar, çıkmıştır. Peki Urfa’nın peygamberler şehri olmasından ne çıkar? Şimdiye kadar ne çıkmıştır? Bu peygamberlerin yaşadıkları yerleri merak edip oraları görmek için Urfa’ya gelen milyonlarca turist mi? Evet, son zamanlarda Urfa’ya Batı’dan, Avrupa ülkelerinden epeyi turistin gelmeye başladığı söyleniyor. Ama onlar Şuayp veya İbrahim Peygamber’in yaşadığı söylenen yerleri görmek için mi geliyorlar, yoksa Göbekli Tepeyi görmek için mi?
Turancılık
Turancılık, Türkiye'de 60 yıldan beri tartışılan bir konudur. Zaman zaman Türklerle akraba milletleri de içine alan bir sistem halinde düşünülmekle beraber bugün Turancılık deyince Türkiye'de anlaşılan şey tarihi mirasları da dahil olduğu halde bütün Türklere tek devlet halinde birleştirmek ülküsüdür ve her Ülkü gibi nesillere bakan kan
Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Avrupa'da kamu sektörü İtalya'dan geniş olan tek ülke Sovyetler Birliği'ydi.
Sayfa 226 - Boğaziçi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
İki kanat da aynı bokun laciverti de neyse…
Ve fakat... 1970'ler sonunda işler değişti! Avrupa Birliği ül­keleri savaşın etkisinden çıkıp tahılda ithalatçı konumunu yani tarım ürünleri alımını bıraktı. Üstelik, ihracatçı konumuna yük­seldi! Böylece ABD'nin önemli bir gelir kapısı kapandı. ABD buna müdahale edemedi! çünkü, Soğuk Savaş yaşa­nıyordu. Avrupa'da hala sol güçlüydü ve bu ülkeleri Sovyetler Birliği'ne kaptırmak istemiyordu.
Tam bağımsız Türkiye, Atatürk'ün ölümünden kısa bir süre sonra maalesef yeniden emperyalizmin pençesine düstü. Sovyetler Birligi, II. Dünya Savaşından sonra, 1945 ve 1946 da Türkiye ye birkaç nota vererek Kars ve Ardahan'in kendilerine veril-mesini ve Bogazlar'ı Türkiye'yle birlikte yönetmek istediğini bildirdi. I. Dünya Savaşı sonrasındaki bu Sovyet tehdidi, Türkiye' nin 1946 da ABD'ye yakınlaşmasına yol açti.
Barbarossa Harekâtı, kanlı toprakların tarihinde üçüncü donemin başlangıcını teşkil eder: İlkinde (1933-1938), toplu katliamların neredeyse tamamını Sovyetler Birliği gerçekleştirdi; ikincisinde, Alman-Sovyet ittifakı (1939-1941) döneminde katliamların sayısı eşitlenmişti. 1941 ve 1945 yılları arasında, Almanlar, neredeyse tüm siyasi cinayetlerden sorumluydu.
Sayfa 171
Reklam
Türk ordusunda Amerikan sistem:
Kısa süre içinde üniformadan silahlara (İkinci Dünya Savaşı'nın üretim fazlası Sherman tankları, Mı piyade tüfekleri ve Thompson maki­neli tabancaları ), kışla mutfağından eğitim programlarına her şey değişti , Amerikanlaştı. 1947'de Ankara Bahçelievler' de bir Amerikan askeri yardım komisyonu kuruldu: Joint American Military Mission for Aid to Turkey. Bu komisyonun adı daha sonra, 1958'de JUSMMAT (Joint United States Military Mission Aid to Turkey) olarak değişecekti. Amerikan Lojistik Destek Komutanlığı (TUSLOG, The United States Logistics Group) idaresindeki toplam 55 Amerikan askeri üssü stratejik biçimde ulusal topraklara dağıl­dı. Böylelikle Türkiye bir nevi Sovyetler Birliği'ni gözetleme merkezine dö­nüştü. 1946-2000 yılları arasında, Türkiye'nin ABD' den aldığı askeri yar­dımlar bazı Latin Amerika ve OECD ülkelerininkilerle karşılaştırıldığında, Washington'ın savunma politikalarında Türkiye'nin yeri ve önemi bütün açıklığıyla ortaya çıkar.
Suriye'nin Lazkiye'den sonraki 2. büyük limanı olan Tartus Limanı, Şam'ın kuzeybatısında 220 km uzaklıkta stratejik bir bölgede 1971'den beri Sovyet/Rus deniz üssüne ev sahipliği yapmaktadır. Sovyetler Birliği döneminde limandan daha çok Sovyet donanmasına maddi-teknik ikmal/donanım ve gemi onarımı ba kımından faydalanılmış ve üsse olan yatırım kısıtlı olsa da 2008'deki Rusya-Gürcistan Savaşı ertesinde üsteki Rus donanmasının durumu iyileştirilmiş ve Akdeniz'deki tek Rus askeri deniz üssü olarak önemini artırmıştır.
Sayfa 64 - POLİS AKADEMİSİ YAYINLARIKitabı okuyor
Oya Baydar, 12 yıl boyunca Almanya'da sürgünde yaşadı. Bu yıllarda, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde ve Sovyetler Birliği'nde, Moskova'da bulundu. Berlin Duvarı'nın yıkılışını ve sosyalist sistemin çöküşünü bizzat içinde yaşayarak iz­ledi. Daha sonra "Hepimiz o duvarın altında kaldık," di­yecek ve hikayeci Sait Faik'in "Yazmasam çıldıracaktım" deyişini sık sık tekrarlayacaktı..
Sayfa 152 - İmge kitapevi Kasım 2015Kitabı okudu
Küçük Burjuvazi Küçük burjuvazi, yerli burjuvazinin en düşük ve en geniş taba- kasıdır. Entelijansiyanın büyük çoğunluğunu oluşturan öğretmenle- ri, öğrenci gençliği, düşük gelirli uzmanları, büro katiplerini ve alt kademe hükümet memurlarını ayrıca orta köylüleri; küçük işadam- larını; esnafları; marangozları; kendi küçük motorlu teknesi ve
Sayfa 180Kitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.