Âşıklık bir hâl dilidir. Hakiki âşık konuşmaz, aşktır konuşan. Aşk, gürültü kabul etmez. Aşkın şovu olmaz. Nerede şov varsa orada soytarı vardır.
Yirmi yedi yıldır yaşamın kenarında yürüyüp durmuş olduğunu bir kez daha fark edip buruldu. Seyircisi olduğunda soytarı, sonra yine kozasında, beklemede.
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
… güven ihtiyacı duyuyorum belki de. Açıkça söylemek gerekirse, ben özgüvenimi yitirdim.
Sayfa 33 - İthaki / 4. Baskı / Japon Klasikleri 29Kitabı okudu
Yazarların kendi eserlerinin değerini bilmemeleri, romancılığın genelgeçer bir ilkesidir.
Sayfa 33 - İthaki / 4. Baskı / Japon Klasikleri 29Kitabı okudu
+1
Ben artık daha fazla konuşmayacağım. Ne kadar laf edersem edeyim, sonuçta hiçbir anlam ifade etmiyor.
Sayfa 33 - İthaki / 4. Baskı / Japon Klasikleri 29Kitabı okudu
Ben piyasa sanatçısıyım, sanat eseri değilim.
Sayfa 31 - İthaki / 4. Baskı / Japon Klasikleri 29Kitabı okudu
Reklam
Görüyorsunuz ya, güvenilecek biri değilim ben. Söylediklerimin tek kelimesine bile inanmayın!
Sayfa 31 - İthaki / 4. Baskı / Japon Klasikleri 29Kitabı okudu
William Shakespeare
William kendi adını, o güzel adını, oyunlarında kah bir figüran, kah bir soytarı olarak gizlemiştir - tıpkı eski İtalyan ressamlarının kendi suratlarını tuvallerinin loş bir köşesine yerleştirdikleri gibi.
İnsan kendini tamamen kaptırmadan roman nasıl yazsın ? Şayet tek bir söz, tek bir cümle, on farklı anlamda yüreğinde yankılanıyorsa kişi kalemini kırıp atmalıdır.
"Zenginliğin gerçek ve doğal gereksinimlerin doyurulmasının ötesinde yapabileceğinin, bizim asıl huzurumuz üzerinde çok az bir etkisi vardır; huzurumuz daha çok, büyük bir mülke sahip olmanın neden olduğu sayısız ve kaçınılmaz sorun yüzünden bozulur. Yine de insanlar zenginlik elde etmek için zihinsel donanım elde etmek için, uğraştıklarından bin kat daha çok uğraşırlar; oysa insanın mutluluğu üzerinde ne olduğunun, neye sahip olduğundan kesinlikle daha çok katkısı vardır. Bu yüzden, bitmez tükenmez bir çalışma içinde, bir karınca gibi gayretle, sabahtan akşama kadar, zaten var olan zenginliğini daha da artırmaya çalışanları bile görürüz. O kişi, araçlar alanının dar ufkundan ötesini göremez: Zihni boştur, bu yüzden başka her şeye kapalıdır. En yüce hazlara, zihinsel olanlara ulaşamaz; bunların yerini geçici, duyusal, az zamana ama çok paraya mal olanla, kendine ara sıra izin verdiği şeyle doldurmaya çalışır boş yere. Yaşamının sonunda, şansı iyi gitmişse, bu çabasının bir sonucu olarak gerçekten de bir yığın parası olmuştur; bunu daha da artırmayı ya da harcayıp bitirmeyi, mirasçılarına bırakır. Ne kadar ciddi ve önemli bir çehreyle sürdürülmüş olsa bile, böyle bir yaşam da en az simgesi bir soytarı külahı olan kadar budalacadır."
Reklam
Yoksa ben canavarın biri miyim? Gerçekten İnsani bir yaşam sürebilir miyim ki?
Sayfa 30 - İthaki / 4. Baskı / Japon Klasikleri 29Kitabı okudu
Ben teslim olmak istemiyorum. Kimsenin içimdekileri görmesini istemiyorum.
Sayfa 30 - İthaki / 4. Baskı / Japon Klasikleri 29Kitabı okudu
Dikkatsizce ağzından dökülen bu sözler, onun içindeki esas duyguları olmasın?
Sayfa 27 - İthaki / 4. Baskı / Japon Klasikleri 29Kitabı okudu
Onların gönlünde yalnızca bir kaos ve sebebini bilmedikleri bir isyan vardır. Şöyle de diyebiliriz, sadece gururları vardır. Hem de ince ayar yapılmış keskin bir gurur. En ufak rüzgarda bile tir tir titrerler.
Sayfa 27 - İthaki / 4. Baskı / Japon Klasikleri 29Kitabı okudu
Yapmacık sözlerin arasında bazen insanı hayrete düşürecek derecede dürüst bir tını hissedilir. İşte bu dikkatsizce ağızdan kaçan laflardır gerçekleri içinde barındıran.
Sayfa 27 - İthaki / 4. Baskı / Japon Klasikleri 29Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.