Söylenecek çok şey vardı ama sözcükler bir şey söylemiyor, bakışlar ise söylenmesi gerekenlerin söylenmediğini söylüyordu.
"Tutumlu olmayı gereğinden fazla önemsediği için arada sırada ağzından çıkan sözcükler çok kırıcı olabiliyor."
Tekrarlamaktan sözcükler anlamlarını yitiriyor, içerdikleri acı da dinmeye başlıyor
"içimde gitgide derinleşen bir sessizlik var. hiçbir şey ifade edemedikleri için yorgunluk veren sözcükler..."
Bir erkeğin ağzından dökülen sözcükler kulağa görkemli gelebilir ama gerçek şu ki erkekler, sadece küçük tatlı eşlerinin ne düşündüğünü umursayarak yaşarlar.
Şiir sanatı sözcükler arasında gerçekleştirilen bir simgesel değiş tokuş biçimidir. Anlamlı bir söylevde yalnızca bir anlama sahip olmaya çalışan sözcükler (sözcüklerin içindeki heceler, ünlüler, ünsüzler kendi aralarında bile) birbirlerine karşılık veremez, birbirleriyle söyleşemezken; şiir sanatında, anlam süreci bir kez başarısızlığa uğratıl dığında, şiiri oluşturan unsurlar tam tersine değiş tokuş edilebilmekte, birbirlerine karşılık vermektedirler. Bu unsurlar "özgür" olmadıkları gibi, onlar aracılığıyla "anlaşılır kılınmaya çalışılan" anlaşılması zor ya da "bilinçaltına özgü bir içerik de yoktur. Yalnızca değiş tokuş edilmektedirler. İnsanın haz almasını sağlayan şey de zaten budur.
Sayfa 358 - Tanrının İsmini Yok Etmek, KindleKitabı okuyor
