Oysa kelimeler tüm dünyam benim. İçimde doğan sözcükler döner yine içimi acıtabilirdi. Ah, desem içimden bir ateş yükselirdi gökyüzüne. Sen, desem içim titrer, ben, demeyi bilmezdim. Az kelimelerle çok şey öğrenirdim.
Hiçbir zaman mülkiyet duygum olmadı. Hiçbir zaman herhangi bir şey gerçekten benim olmadı. Önceleri büyükanne ve büyükbabamla yaşadım, annemin yeniden evlenmesinden sonra da kendimi üvey babamın yanında hiçbir zaman evimde gibi hissetmedim. Çevremdekiler gereksindiklerimi veriyorlardı bana o kadar.
Ben bir şef değilim, şef olmayı da özlemem. Komut vermekle komutlara itaat etmek aynı şeydir. En otoriter kimse bile başkasının kutsal bir asalağın (örneğin babasının) adına verir komutları; kendi çektiği soyut şiddet ve işkenceleri başkasına aktarır.
Kısa vadede önce siz sözcüklerden bir şeyler çalarsınız uzun vadede sözcükler sizden bir şeyler çalar ama sözcüklerin sizden çaldıkları ne telafi edilebilir ne de yerine başka bir şey koyabilirsiniz.
Eğer olanaksız Kurtuluş'u yedek parça deposuna atarsam, ne kalır geriye? Bütün insanlardan yapılmış ve hepsi kadar değeri olan ve herkesin kendisi kadar değerli olduğu bir adam işte!