Yamur'un güncesinden
Ağlamaksa ağladım. Bağırmaksa bağırdım. Uykusuz kaldım.Aç kaldım. Aptal gibi çok ağır ilaçlar da aldım. Sabah akşam hiç durmadan tasarladım gitmeyi. Her şeyi, her şeyi unuttum. Tarihler, hedefler, verdiğim sözler, nereye nasıl gideceğimi unuttum. Ne yapacaktım, ne oldu, ne bitti, hepsi hepsi. Yetmedi mi ? İhtiyarladım, çirkinleştim.Beni kimse sevmesin istedim. Saçlarım uzadı, yapmam gerekenler birikti. Her şey üst üste bindi. Cildim soldu, gözümün feri söndü. Daha yetmedi mi ? Aramaksa aradım. Yazmaksa yazdım. Sokak köpekleri gibi titreye titreye dolaştım. Ayaklarım şişti, düştüm dizlerimde morluklar, bin parça yara. Bugün uyandığım yeni bir gün dedim. Bu yeni bir sayfa dedim. Kendime tokat bile attım. Ama aynı gün, aynı yırtık sayfa işte. Üstü karalı, altı çizili onca hatıra yüzüme yüzüme tükürdü. Parka gidip biraz temiz hava teneffüs edince, saçlarımı kesip tırnaklarımı yiyince, resim yapmayı, örgü örmeyi öğrenince geçer sandım. Diktiğim ne varsa söküldü. Doldurduğum ne varsa döküldü. Silmekse sildim ama izi kaldı, iz bıraktı. Yetmedi mi ? Herkes unutmuş, unutulup gidiyormuş demek. Hayat böyle de sürüp gidiyormuş dedim. Anlattılar, bak olunmaz değilmiş dedim. Pansumansa pansuman işte ama oluk oluk kan sızdı, yumruğumu sıktım. Ayaklarımı yere bir kere daha çok sağlam bastım. Ama bastığım yer boşlukmuş. Benim boşluğuma denk geldi işte. Yenilgiyse yenilgi. Yetmedi mi ?
ÖZYAŞAMÖYKÜSÜ Kayıtsızlık bazen aşırı acı çekmekten olur. Asla sürüye dahil olmamıştır. Böylece ben de bazı insanlar gibi kalabalıkların sınırında, yani halk arasında çöküş diye tabir edilen o her şeye uzak noktada kaldım. Çöküş, bilinçaltının tamamen yitirilmesi demektir, çünkü bilinçaltı yaşamın temelidir. Kalp
Reklam
Içerden kopan bir sistemdi .Her ikimize avuntu verecek sözler aradım , bulamadım ,cılız bir kaç teselli havada kaldı, düştü .
"..Çok yücelerde doğruyu aradım, en yücelerde doğruyu aradım, dolaysız Tanrı'dan ya da onun seçilmiş kullarından geldiği söylenen o büyük ve yaman sözlerde aradım doğruyu; ama büyük sözler gereğinden çok ve çelişkili, birbirinden değişik büyük sözlerden geçilmiyor ortalık ve bu sözler karşısında asıl büyük söz göze çarpmadan kalıyor. Kendisine tutunulacak söz içlerinden hangisi acaba? Bir yığın büyük söze tutunmaya çalıştım, her birine tek tek ya da hepsine birden; ama her seferinde yuvarlandım aşağı, yara bere içinde yeniden belimi doğrulttum, sigaramı tüttürüp yemeğimi yedim, uykumu uyudum, Yeniden işe gittim, sözlerden biri elimden çıkmış olarak, günlük kullanımlar için gereken doğruları içeren üç, beş kitabıma döndüm."
Sayfa 172-173, Bağlam YayıncılıkKitabı okudu
“Bizim halk sözlerimizde aradım taradım, düşünmek üzerine iyi bir söz hiç söylenmemiş. Başka konularda çok çeşitli sözler vardır, birbirine zıt yaklaşımlar dile getirilir, ama bu konuda hep aynı tutum, hep olumsuz bir tavır dikkat çekiyor. ‘Nasrettin Hoca’nın hindisi gibi düşünme’, ‘Karadeniz’de gemilerin mi battı, ne düşünüyorsun1?’, ‘Ayağını sıcak tut, başını serin, düşünme derin.’ Düşünmeyi olumlayan bir yaklaşım yok. Bu geleneğe göre her filozof bir ‘arpacı kumrusu.’ Türkiye’nin meşhur Doğu-Batı çelişkisi de buna dayanıyor. ‘Düşünüyorum o halde varım’ diyen bir kültürün karşısına düşünceyi olumsuz-layan bir yaklaşımla çıkamazsın. Mümkün değil. Kökenini bu topraklardan alan Batı düşünce geleneği insan aklını yücelterek gelişmiş.
Doğan kitapKitabı okudu
AŞK MAHKUMU Onu ilk kez gördüğümde kanadı kırık bir kelebeğe benzetmiştim. Uçmaya çalışan ama uçarken de acısını içinde yaşayan bir kelebeğe… Sanki acısını kabullenmiş gibiydi. Güçlü görünmeye çalışıyordu. Ama bu konuda pek de başarılı değildi. Ortak bir arkadaşımızın evinde verdiği doğum günü kutlamasında karşılaşmıştık. Dikkat çekici bir
Reklam
169 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.