Selamlar
Bu uygulamaya geçte olsa gelmiş olmak güzel. Hergün yeni bir kitap paylaşıyor olmam sizleri şaşırtmasın, hızlı okuyabiliyorum ama bu kadar değil. Öncelikle bu vakte kadar okuduklarımı aldığım notlarla paylaşıyorum, daha sonra stabil seviyeye geçiş yapıcam umarım. :)
224 syf.
·
Not rated
Daha 8 yaşındaki bir çocuk düşünün. Annesi, babası, küçük kız kardeşi, evlerine yardıma gelen Emine ablası ve en yakın arkadaşı Uğur ile aslında stabil bir hayatı olan çocuk bu. Kendisi daha çocukken özellikle annesinin kardeşine yaptığı özel muameleler onu biraz üzmüş ve farklı şeyler düşünmesine sebep olmuş. Annesinin en yakın arkadaşı Leyla’nın da ona anne şefkatiyle yaklaşmasından dolayı doğum gününde, “Keşke annem Leyla olsa” diye geçirir içinden. Ne bilsin dileğinin kabul olacağını? O günden sonra annesi yok olur. Annesini aramakla geçen yıllar var önünde. Bin pişman tabi öyle bir şey dilediğine ama. Her şeyin sebebinin kendisi olmadığını da anlaması lazım. Bunun için de yaşadıklarını yaşaması lazım… Sonu yüreğimi burktu. Küçük kız çocuğunun yerine kendimi koydum da kabullenmesi çok zor olan bir şeydi yaşadıkları.. Yazarımızla tanışma kitabımdı ama devamı gelecek belli ki…
Keşke Leyla
Keşke LeylaEce Gamze Atıcı · Doğan Kitap · 20243 okunma
Reklam
Kendime Düşünüyorum
Zihnimiz kelimelerden ibarettir desek yanılmış olmayız sanırım . Zaman ve mekan algılarımız bile kelimelerin temeline dayalıdır . İnsanın gün içinde kullandığı kelimelerin stabil kalması aslında zihninin sabit kalması ile eş değer tutulabilir. İnsanın zihinsel olarak gelişmesinin yolu kelimelerden geçer. O yüzden öğreneceğimiz yeni kelimeleri hayatımıza adapte etmek aslında kendimizi her alanda geliştirmektir . Her gün bir kelime dahi zihne örülen duvarları yıkmanın yoludur. Belki de sıkıntı , üzüntü , stres gibi insanı sindiren duygular, doğru kelimelerle desteklendiğinde zihni rahatlatir ve bu düşüncelerden arındırır.
Gökkubbemiz
Büyük geleneklerde genelde iki şey olur, ya soru sormayı unuturlar ya da asıl soruları geçip talih meselelerde kaybolurlar. Bir medeniyet, asıl gerçek soruları sormayı bırakıp başka talih meselelerde kaybolmaya başladığında kendi gökkubesini de artık kaybetmeye başlıyor demektir. Başın üstünde başka bir gökkubenin yapay suni, harici dışarıdan
184 syf.
10/10 puan verdi
"Acı çekmek ne demekmiş asıl şimdi anlıyordum. Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey." Spoi Bunca zamandır hiçbir filme, hiçbir diziye ya da hiçbir kitaba göz yaşı döktüğüm yoktu. Varsa yoksa gözlerim dolar ötesi olmazdı. Ta ki Şeker Portakalı'nın 174. Sayfasını okuyuncaya kadar. Kitapta merhamet duygusunu beslediğinden şüphe etmediğim bir Glòria bir de Portuga vardı. Bi' insanın sırf karşısındakine gücü yetiyor diye hırpalaması, sırf söyleyebiliyor diye karşısındakini hırpalamaktan beter yapması "gücünü" kitapta uzun uzadıya görebildim. Herkesin "Paulo'nun oğlu yine hinlik peşinde" diye adlandırdığı Zeze'yi yapabilse Luis bile hırpalayacaktı. Ağlamalı, gülmeli, yürek yanmalı, şaşırmalı, sinirlenmeli bir kitaptı Şeker Portakalı benim için. Mesela Jandira'ya stabil duygular besledim, hep sinirlendim! Ve öyle bir kısım geldi ki sadece bunu diyebildim: ALLAH'IN CEZASI MANGARİBATA VE ALLAH'IN CEZASI MAKİNİSTİ!
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2023232.8k okunma
BEYZA ALKOÇ - BUL BENİ +2
''Ben Doktor Beste,'' dedi. ''Bundan sonra Elmas Hanımla ben ilgileneceğim, şimdi detaylı bir rapor aldım. Arkadaşlarım gerekli ilk müdahaleyi yapmışlar. Size bilgi vermişlerdi sanırım, anlık gelişen bir kalp krizi yaşanmış ama şu an için kalp ritmi normale döndü diyebiliriz, durumu stabil. Yarına kadar kontrollü olarak uyutacağız ama şu an için hayati bir tehlikesi kalmadı diyebiliriz...''
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.