239 syf.
5/10 puan verdi
çok kısa yorumlamak istiyorum. mafyanın yönetiminde aileden 3 kardeş var biri mafyanın başı ancak artık 3 kardeşten birinin oğlu görevi devralacak. görevi devralacak kişi kitabın erkek karakteri. striptiz kulübü işleten dövmeli ve ne katolik ne italyan olan kız da diğer ana karakter. buraya kadar çok iyi bence. ancak kitabın sıkıntısı bende şu noktada başladı ve benim gibi düşünenleri de rahatsız eden kısım şu olacak. ben tüm kitap boyunca ailenin mevcut patronu ve diğer 2 kardeşin kadın karakterin topuğuna sıkmasını (mafyada sıradan bi adama görev verip) ve gözünü korkutmasını zorluk çıkarmasını falan istedim :/ bunların hiçbiri olmadı yani oğlum aman arkadaşlarına dikkat et emi tadında nasihatler bile verilmedi. hatta bu üç tane erkek kardeşten ikisi kadının striptiz kulübüne gelip erkek karakteri falan ifşa etmeye çalıştılar? adamlar newyorkun sahibi falan? istanbuldaki 1+1 ev sahibi bireylerden racon öğrenmeleri lazım..
Duty
DutyBethany-Kris · Bethany-Kris · 20186 okunma
"Banyonun buharı memelerini, karnını, omuzlarını ve yanaklarını nemlendirirken striptiz yapan, ışıl ışıl parlayan muhteşem bir prenses karşısında bir erkek ne yapabilirdi ki?"
Reklam
318 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Mükemmel bir kitap tavsiyemdir okumalısınız . “Benim yaşımda aşk, kimin kollarında öleceğine karar vermektir. Aslında her yaşta öyledir” diye başlıyor Murat Menteş’in harikulade kitabı Ruhi Mücerret. April Yayıncılık’tan çıkan kitabın kapağında yer alan tek kanallı ve siyah-beyaz televizyonda Orhan Gencebay ile Cüneyt Arkın, az sonra
Ruhi Mücerret
Ruhi MücerretMurat Menteş · April Yayıncılık · 201315.4k okunma
"Haklısın," dedim "Bunu yapmamalıyım." Kulağına "Seni kucağıma yatırıp, bir sürtük gibi davranarak buraya sütyensiz geldiğin için kıçına şaplak atmamalıyım," diye hırladım. "Amını ortaya çıkaracak şekilde hem ellerini hem de ayaklarını bağlamamalı, yürüyemeyecek duruma gelene kadar seni sikmemeliyim. Seni yüzüstü yatırıp gözlerin yaşarana dek arka deliğini becermemeliyim. Ya da seni o striptiz kulübüne götürüp Sterling'i unutana kadar arka odalardan birinde düzmemeliyim. O zaman hatırlayacağın tek isim benimki olurdu, değil mi?"
Sayfa 111 - Tyler.Kitabı okudu
Enron'daki yozlaşmayla ve bu yozlaşmanın getirdiği kötü gidişat ile ilgili verilecek bir çok örnek var. Örneğin; finanstan sorumlu genel müdür yardımcısının finansı bilmiyor olması. Şirketi denetleyen Arthur Andersen firmasından 86 kişinin işe alınması. Şirkete ait özel uçakların genel müdür Ken Lay'in ve ailesinin kullanımına tahsis edilmesi. Şirket çalışanlarının alt şirketler üzerinden şirketi dolandırması. Kendi akrabalarının kurdukları şirketlerin Enron ile iş yapması. Sekreterlerle yaşanan ilişkiler. Striptiz kulüplerine ve çeşitli etkinliklere harcanan paralar. Şirketten ayrılan üst düzey yöneticilere verilen yüksek tazminatlar ve hisse senetleri.
Sayfa 227 - Scala Yayıncılık, çev. Canan FeyyatKitabı okudu
408 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 4 days
#OkudumBitti #MelekTeröristFahişe #OsmanBalcıgil #406Sayfa Sahi gerçekten kimdi Holly mi , İris mi Lili mi Melek mi , Terörist mi, Fahişe mi Ünlü gazeteci Londra’da bir striptiz barda ‘’ Türk Lokumu ‘’ adıyla çalışan Tiffani’de kahvaltı filmindeki Holly karakterine benzerliğinden dolayı Türk kızı olan Holly ile röportaj yapar ve bu
Melek Terörist Fahişe
Melek Terörist FahişeOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20221,219 okunma
Reklam
“Erkeklerin de şımartılmaya ihtiyacı vardır.” Kadın göz kırptı. “Striptiz kulüplerini sonraya saklıyoruz, öyle mi?” Mack kasıldı. “Striptiz kulübü yok. Sanki bu alacağım son özgür nefesmiş gibi, yaklaşan düğünümü kadınları cinsel olarak nesneleştirmek için bir bahane olarak kullanma fikrinden hoş­lanmıyorum.*’
Sayfa 202
Liv, müstakbel kocanın tadını çıkar kızım. :D
“Erkeklerin de şımartılmaya ihtiyacı vardır.” Kadın göz kırptı. “Striptiz kulüplerini sonraya saklıyoruz, öyle mi?” Mack kasıldı. “Striptiz kulübü yok. Sanki bu alacağım son özgür nefesmiş gibi, yaklaşan düğünümü kadınları cinsel olarak nesneleştirmek için bir bahane olarak kullanma fikrinden hoşlanmıyorum.” Kadın boğazını temizledi. “Elbette, özür dilerim.”
Sayfa 203 - NemesisKitabı okudu
"40 sene evvel kendim için satın aldığım boş mezarı usulen yokladım. Mevta mıntıkasında; striptiz kulübünde heyecan arayan jinekolog kadar umutsuzum."
April YayıncılıkKitabı okudu
- Bugün öğretmenimiz, kadınla erkek arasında fark yoktur, dedi. Fark yoksa erkekler de neden striptiz yapmıyor?
Sayfa 76 - Nesin YayıneviKitabı okudu
Reklam
256 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 14 days
"Akile Hanım Sokağı, 1950’lerin İstanbul yaşamının canlı, eğlenceli bir panoramasını çiziyor. Nermin ve Tarık, daha birkaç yıl önce evlenmiş, Ankara’da sakin bir evlilik sürmektedirler. Tarık bir yurtdışı görevi nedeniyle Roma’ya gidince Nermin de İstanbul’a, eniştesinin Beyazıd Âkile Hanım Sokağı’ndaki konağına gidip onu orada beklemeyi uygun bulur. Âkile Hanım’ın konağıyla komşu olan bu ev, içinde birbirinden ilginç sayısız hikâye barındırmaktadır. Çağdaş Türkiye’nin değişen yüzü; modern yaşamın getirdiği yeni ilişkiler, dünyada fırtınalar estiren ve Türkiye’ye yeni yeni giren Rock’n Roll, striptiz, kadınların özgürleşmesi, kuşak farkları, giyim kuşam; modernizmin iyi yanlarına övgü, kötü yanlarına eleştiri. Halide Edib’in bu keyifli romanı her yaştan okurun ilgisini bekliyor." tanıtım bülteninden alıntı, güzel bir kitap beğenerek okudum, tavsiye ederim.
Âkile Hanım Sokağı
Âkile Hanım SokağıHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 2010389 okunma
Ben striptiz klübünde güvenlik görevlisiyim benimle dönüşmek istiyorsa mekanda sorun çıkarması yeterli ( hatırladığım kadarıyla yazdım çok biçimsiz oldu 🤣)
GÜNÜMÜZ SANATI
Fast food, fast seks derken fast edebiyat. Sayfalar tuvalet kâğıdı rulosu hızında dönecek. Yazar, striptiz yaparcasına cümlesi bitmeden bir sonraki cümleyi merak ettirecek. Duygularımızı sömürüyor, korkup yapamadıklarımız üzerinden bizi gıdıklayarak para kazanıyor, kelimelerinin tutsağı kılarak hayal gücümüzü kısırlaştırıyor, inandırıcı olabildiklerinde bizi saplantılarının müptelası ediyorlar. Kahramanlarının dünyasına hapsedilmeye alıştık. Çağdaş yazar birey saplantılı. Onu okurken sayfalardan silkinip, "Yahu kahramanı âşıkken dünyasında neler oluyordu?" diye somak aklımızdan geçmiyor. Romanların bildik gidişiyse yaşam karşıtı. Doğayı seyretmenin, denizi dinlemenin başı sonu olmaması merakımızı engellemez. iş romana gelince neden ille başı sonu olacak, bir yerden bir yere gidecek, sürükleyici olsun diye kitabın yazan bize oyun oynayacak? Bildik kalıplara hapsedilmeden, yaşam gibi sanatın da akışı olamaz mı? Bir gün roman yazacak olursam şimdi ne olacak duygusu vermesin. Her noktasında bizi durdursun, başka bir yere gitmek istemeyecek kadar lezzet versin, ilgimizi çeksin. O an içine girdiğimiz kartpostalı yaşayalım. Oysa günümüzün romanı başı, sonu, ortası olan formülle yazılıyor. Buluta bakarken ne başını düşünüyorum ne sonunu. Zamansızlığında kayboluyorum. Bulut başka bir şekle dönüşüyor, onun keyfini yaşıyorum. Ne olacak, diye sormuyorum. Bazen usulca, bazen aniden değişen hava gibi, roman da yaşam akışkanlığında olsun istiyorum. Edebiyatı, müziği o kadar formülleştirdik ki, yazar da bizle oyun oynuyor. Sanattan beklediğim, sanatçıyı kendisinden kurtarması.
Sayfa 42 - EvetestKitabı okuyor
540 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.