Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Elbette insanlar emirlere her zaman itaat etmezler. Hatta şayet emir onları sinirlendirirse yapılması söylenenin tersini yapabilirler.
Ağustos 2017-2018
1) Ahmet Arslan - İslam Felsefesi Üzerine 2) A.G. Roemmers - Genç Prensin Dönüşü 3) Amin Maalouf - Arapların Gözünden Haçlı Seferleri 4) Anthony Burgess - Otomatik Portakal 5) Arthur Schopenhauer - Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine 6) Arzu Kadumi - Gazoz Kapakları Birliği 7) Ayşe Şasa - Bir Ruh Macerası 8) Balzac - Goriot Baba 9) Banu/Onur
Reklam
Kaliforniya’da bir deprem sonrasında depreme karşı yapılan sigorta sayısında önce inanılmaz bir artış olmuş, ancak bir sonraki depreme dek sayı yeniden azalmaya başlamıştır. Bu davranış bile aslında rasyonel değildir; zira sigorta yaptırıp yaptırmamanız son depremin ne zaman gerçekleştiğine değil, depremin gerçekleşme olasılığına bağlı olmalıdır. Benzer şekilde, Bayan Ford ve Bayan Rockefeller göğüs kanserine yakalandıklarında, çok sayıda Amerikalı kadın muayene olmak üzere hastanelere koşmuştur. Oysa bu kadınlar, yetkililerin düzenli aralıklarla test yaptırılması gerektiği yönündeki uyarılarına o güne dek hiç aldırmamışlardı.
Hamlet, “İnsan ne muazzam bir eser! Aklı ne kadar yüce!"
Topluluk içinde duyurulmuş bir kararın uygulanma ihtimalinin yalnızken alınmış bir karardan daha fazla olduğu bilinmektedir. İnsanlar, topluluk önünde verilmiş bir karardan vazgeçerlerse aptal gibi gözükeceklerinden korkarlar, oysa yalnızken verdikleri bir karardan kolayca vazgeçebilirler.
İnsanın ilahi esine ihtiyacı yoktur, aklı kendisine yeter. Filozoflar, psikologlar ve ekonomistler insanın çoğunlukla rasyonel davrandığını yakın zamanlara dek genel geçer doğru olarak kabul etmişlerdir.
Reklam
Bir kaza gören sürücülerin neredeyse tümü yavaşlar. Kaza, bir şeye çarpma olasılığını sürücünün aklına getirir: maalesef bu etki birkaç mil yol kat ettikten sonra geçer. Ambulans görmek de benzer bir etki yapmaktadır.
Şizofreninin de rasyonellik üzerinde yıkıcı bir etkisi vardır. Hasta, düşüncelerinin başka biri tarafından izlendiğine ya da kontrol edildiğine ya da Napolyon veya Hz. İsa olduğuna inanabilir. Bazı şizofrenler her şeyi harfi harfine alırlar; örneğin üzerinde “Lütfen kapıyı çalın” yazan bir kapı bulunan bir koridordan geçerken, her seferinde kapıya vururlar.
Bizler sadece içgüdülerimizin ve kendimize hizmet eden arzularımızın kurbanları değil, aynı zamanda beden cumhuriyetimizin, bilhassa da beynimizin tutsaklarıyız.
Otoritenin gücüne dair başka deneyler de yapılmıştır ve sonuçlar aynıdır. Bir araştırmada, bir hemşire hiç tanımadığı ve hastanenin doktorlarından olduğunu söyleyen birinden telefon almıştır. Doktor, hemşireye bir hastaya (aslında plasebo olan) Aspoten adlı ilaçtan 20 mg vermesini ve servise gelip hastayı görmeden önce ilacın etkimesini istediği için, bunu hemen yapmasını söylemiştir. Reçeteyi o zaman imzalayacağını da eklemiştir. Prospektüste belirtilen en yüksek dozun verilmesini söylemiş olmasına ve hastanede, doktor reçeteyi imzalamadan hemşirelerin ilaç vermemelerine yönelik kesin bir talimat bulunmasına rağmen, hemşirelerin yüzde 95’i uyumlu bir tavır sergilemişlerdir. İşte bu otoritenin gücüdür.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.