"- Çocuklar mı dediniz? -dedi. Çocuklara mı değindiniz? Bunun toplumsal bir sorun ve birinci derecede toplumsal bir sorun olduğuna ben de katılırım. Ama çocuk sorunu büsbütün başka bir biçimde çözümlenecektir. Aileyle ilgili her şeyi olduğu gibi, çocukları da tümüyle reddedenler var... ama biz bu konuyu daha sonra konuşuruz, şimdi şu boynuz
Herat âlimlerinden Mevlâna Pir Şems, oğlu Muhammed ile sohbet ederken, "Bana vaaz etmek arzusu geldi. Çünkü ben bu şehrin vaizlerinin hepsinden çok ilme sahibim. Onlar kürsüye çıkıp vaaz ederler, söz söylerler, ben neden yapamayayım!" diyerek Cuma günü vaaz edeceğini şehir halkına duyurdu ve Cuma günü namazdan sonra kürsüye çıktı. Halktan ve ileri gelenlerden büyük bir topluluk vaazı dinlemek için toplandılar. Mevlâna Pir Şems, bu topluluk ve kalabalığı gördüğünde dehşete kapıldı ve panikledi, aklına hiçbir şey gelmedi ve kürsüde dili tutuldu. Sonunda. "Aziz cemaat, hepiniz benim ne kadar bilgili bir insan olduğumu ve konuşmaktan aciz olmadığımı biliyorsunuz. Lakin şu anda kürsüye çıktığımda aklımda hiçbir şey kalmadı, aklımda olan bilgilerin hepsi uçup gitti, hatırıma hiçbir şey gelmiyor" dedi. Kürsünün dibindeki oğlu Muhammed, babasının bu sözünü işittiğinde. "Babacığım, hiç olmazsa kürsüden aşağıya inmek de aklına gelmiyor mu?" dedi.
Sayfa 329 - Büyüyenay Yayınları 2014 BaskısıKitabı okuyor
Reklam
Romanın Macerası: Bozkurtların Ölümü Atsız'ın, tarihin tozlu sayfalarından çıkardığı Kür Şad'ın hikâyesidir. 639 yılında Çin sarayını basan 41 yiğidin hikâyesini Atsız Fransız kaynaklarından, muhtemelen Hüseyin Cahit'in De Guignes tercümesinden, daha üniversite yıllarında okumuş olmalıdır. Çin kaynaklarında Cie-şı-şuay olarak geçen
"Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır. Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını, Toprakların en bereketlisini sende sürdüm. Sende tattım yemişlerin cümlesini. Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım.
Sayfa 153 - Desem ki...Kitabı okudu
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır, Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını, Toprakların en bereketlisini sende sürdüm, Sende tattım yemişlerin cümlesini. Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Ekmek kadar
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır, Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini. Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını. Toprakların en bereketlisini sende sürdüm, Sende tattım yemişlerin cümlesini. Desem ki sen benim için, Hava kadar lâzım, Ekmek
İnkılapKitabı okudu
Reklam
İki Savaş Arasında Ekonomik Zorluk
Plongeur'lerin işinin az çok gereksiz sayıldığını varsayalım. Bu durumda şu soruyla karşılaşıyoruz: Çalışmaya devam etmeleri neden isteniyor? Temel maddi gerekçenin ötesine geçip insanların geçinmek için bulaşık yıkaması düşüncesinin kime ne zevk verebileceğini tahmin etmeye çalışıyorum. Çünkü böyle düşüncelerden zevk alan kişilerin -rahat
Sayfa 139 - Can YayınlarıKitabı okudu
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Kampanya: Atsız Affedilmelidir! Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim Senden kopardım çiçeklerin en solmazını Toprakların en bereketlisini sende sürdüm Sende tattım yemişlerin cümlesini Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Ekmek kadar
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.