Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Suat Serenkili

Suat Serenkili
@suatserenkili
Okuyarak öğrenerek ve paylaşarak hayatın tadını çıkarmak...
... Ji cihê xwe rabû, dîsa berê xwe da nivînên xwe û bi heman giraniyê çû li ber qaryoleyê sekinî. Hêdîka lihêf rakir û ket binî. Wek bixwaze hemû deng, bêhn, dîmen û rûyên nas li dora xwe bicivîne, lihêf li xwe pêça.
Sayfa 11 - ZizKitabı okuyor
Reklam
Li dengekî digeriya, dengekî ku ruhê wê mist bida, aş bikira yan jî ew bi ser hişê wê ve baniya û ji wê odeyê derxista.
Sayfa 11 - ZizKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Özümde kâşiflik yoktu. Her şeyden önce bedenini koruması öğretilmiş bir kadındım ben ve de bir yazar. Yazarların küçük çaplı hayatını yaşıyordum; masama, kanepeme, kütüphaneme, düşüncelerime zincirliydim hep.
Sayfa 185 - DomingoKitabı okudu
Sanatta ahlakçılık işin içine kilise ve devlet girince ortaya çıkmıştı. Eğer sanata ahlak aşılamakta ısrar ederseniz yalanlarda ve sınırlarda ısrar etmiş olurdunuz. Hakikat ancak ahlakın kısıtlamalarının dışında bulunabilirdi. Sanat kendi şartlarınca kabul edilmeli yahut reddedilmeliydi.
Sayfa 143 - DomingoKitabı okudu
Reklam
İlişkimiz bir zamanlar çok sevdiğim ama sonra büyük kısmını unuttuğum bir şarkı gibi yaşıyordu zihnimde; arada bir aklıma geliveriyor, beraberinde bin türlü his getiriyordu.
Sayfa 117 - DomingoKitabı okudu
Ama aynı zamanda sırlarımı kendime saklamak istiyordum. Kendime yaptığım bir anlaşmaydı bu, oyundu. Eğer hayatımdaki birtakım şeyleri (özellikle de en çok ortaya dökmek istediklerimi) kimseye söylemezsem hayat güçlerini muhafaza etmek için kendilerini orgazm olmaktan alıkoyan erkekler gibi, anlaşılmaz bir kuvvet biriktirecektim içimde.
Sayfa 103 - DomingoKitabı okudu
Özlem kaslarıma, organlarıma ve beynime enerji veriyordu. Özlem kanımı köpüklü, pahalı bir sıvıyla değiştiriyordu. Onu seviyordum.
Sayfa 96 - DomingoKitabı okudu
Sigara en iyi yoğun ruh hallerine, mutluluğa, kızgınlığa, yenilgiye gider. Salya sümük ağladıktan sonra içilen sigaranın üstüne yoktur. Sigaraya "duygu bastırıcı" diyen bir arkadaşım vardı ama daha çok duygu tamamlayıcıya benzerler, iyi bir şarabın bir yemeği tamamlaması gibi.
Sayfa 78 - DomingoKitabı okudu
Çoğu kadının intihar teşebbüsünün yorumlanışının ve benim de belki Cynthia'nınkini yorduğumun aksine, intihar teşebbüsü kocasıyla alakalı değildi yani, Medea'lık bir yanı, sevgi dilenmekle, dikkat çekmeye çalışmakla ilgisi yoktu. Hayır, onunki onurlu bir depresyondu; tanınmış diğer yazarlarınki gibi, hakiki bir kederdi. "Onurlu bir depresyon".
Sayfa 71 - DomingoKitabı okudu
Reklam
Güneş batana kadar yazdım. Post-it üstüne post-it: Bütün bu süre boyunca vücudum neredeyse cinsel bir enerjiyle titreşti. Bir hikâyenin başıydı yazdığım. Olasılıksızlık üzerine, tesadüfle koşulların buluşması üzerine bir hikâyeydi. Kişinin, tüm tersliklere rağmen, olmasını umduğu şeylerin olmasıyla ilgili bir masal ya da öyle bir masalın başı diyelim. Yazarkenki sesim yeni geldi bana. Dizginsizdi. Yıllardır gıcır gıcır, berrak, keskin olsun diye yazımın hararetini düşürmeye çalışıyordum, her bir kelime kristalden kesilmiş gibi geri çekmeye, geri çekilmeye, nötrleştirmeye, yazımı kontrolüm altına almaya çalışıyordum. Şimdi yazdıklarımsa hiç böyle değildi: Vıcık vıcıktı, karman çormandı, kaygısızdı. Kibri değil, bir ruh ve zihin halini işliyordum. Sayfada kelimeler değil, bir dünya yaratıyordum. Yazmak beni öyle kendimden geçirdi ki durup mastürbasyon yapmayı bile düşündüm. Bayat bir tabir olacak ama damarlarıma hücum eden yaratıcı özsuyla dolup taşıyordum. Ama yazarkenki bu katıksız rahatlık ve kolaylık çok kıymetliydi. Duramadım. İçimde nabız gibi atan, içimi gıcıklayan bu enerjik gerilimi korumak istedim.
Sayfa 54 - DomingoKitabı okudu
İnsanlar bu yeni kuşak gençliğin zayıf olduğunu söylüyordu ama biz öyle olmadığının farkındaydık. Onların çok güçlü olduğunu, bizden çok daha güçlü olduğunu, daha iyi silahlarla, daha etkili taktiklerle donandıklarını biliyorduk. Yumuşaklıklarıyla, durmaksızın duygularını göz önüne almamıza yönelik talepleriyle, lisans eğitimlerinde Bakkhalar'ı çeken erkek yönetmenlere çırılçıplak soyunmaktan tutun da sözüm ona edebiyat başyapıtlarındaki ırkçı ifadelerin görmezden gelinmesine ya da başkalarına daha fazlası ödenirken bizim daha azına çalışmamıza kadar hayatımızın geri kalanında değişmeyeceğini sandığımız her şeyi değiştirebilmeleriyle bizi dize getirmişlerdi. Bizim değiştirmeyi başaramadığımız bunca şeyi değiştirmişlerdi işte ve yapabildiğimiz tek savunma, onlara yumuşak demekti. Tanrı da eş dostları da internet de onların tarafındaydı. Ve belki de daha iyi bir dünya inşa edeceklerdi kendilerine. Hedefleri, benden on ila yirmi sene önce doğmuş insanların ve küçük bir çapta benim kuşağımın da yaptığı gibi, tabu yıkmak değildi. Hayır, onlar daha incelikli ve müsamahasız çalışıyordu. Böyle olmak zorundaydı belki de.
Sayfa 34 - DomingoKitabı okudu
Pek çok yazarın söylemek istediği şeyi yazarken bulduğunu ise henüz bilmiyordum.
Sayfa 24 - DomingoKitabı okudu
Bundan böyle haysiyetin, zarafetin, bilgeliğin peşinden gidecektim. Şehvetten ve arzudan vazgeçtim.
Sayfa 14 - DomingoKitabı okudu
Hem insan bunca kültürle kuşatılmak ister mi her zaman? Sürekli herkesin elinden çıkan en iyi şeylerin bombardımanı altında olmanın yorucu bir yanı var," dedim.
Sayfa 12 - DomingoKitabı okudu
3.136 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.