Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

süheyla çandıroğlu

Bu topraklarda Mustafa Kemal Atatürk gibi bir adam var oldu ve koca bir milleti tek yürekle , tek bir bayrağın altında, özveriyle yeniden bir araya getirdi.. Önce; Çok okudu, çok çalıştı, çok araştırdı, çok düşündü, çok hayal kurdu ve hep gerçekleştirdi. Örnek oldu ve sonra; Küçücük yüreklere güvendi, bu vatanı siz yücelteceksiniz, sizlerden çok şey bekliyoruz, çok çalışın dedi.. Çok övünülen batı medeniyetinin de ilerisine giderek, 23 Nisan gününü çocuklara adadı. Tüm dünyaya örnek alınası koca bir ders ve bakış açısı kazandırdı. Minnetle, şükürle, binlerce kez teşekkürle ... Saygıyla, sevgiyle.. Sonsuz bir hasretle anıyorum. Başöğretmenim, Başkomutanım, İlk Cumhurbaşkanım, Babam.. Nurlar içinde yat Güzel Atatürk'üm ❤️...
Reklam
Kadıköydeki okulumuz için ALMANCA Öğretmenine ACİL ihtiyaç var. Hem Online Hem Örgün Bu nedenle nerede oturduğunuz önemli değil, online derse ilişkin deneyim olsun yeter. Örgün başvurular için de, Kadıköy e gelebilecek olan herkes yorum yazabilir. Şimdiden teşekkür ederim 🤍

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir gün bu akan sele dur diyeceğim, göreceksin.. Ne bu şehir kalacak Ne bu duygusuz sürü Bu korkunç kalabalık Her vapur seni getirecek bana Bütün istasyonlarda seni bekleyeceğim Kapılar sana açılacak Senin için söylenecek şarkılar Şiirler senin için yazılacak Her evde bir resmin Her meydanda bir heykelin olacak Ve sen kimi gün bir rüzgar gibi Kimi gün denizler gibi, bulutlar gibi Kopup ötelerden, ötelerden Yalnız bana geleceksin Bir gün bu akan sele dur diyeceğim, göreceksin.. Ü. Y. Oğuzcan
Boynunda bir yer vardır, ben bilirim Ne zaman oradan öpsem, Değişir gözlerinin rengi Yanar dudakların, terler avuçların Dökülür kapkara aydınlık gibi Omuzlarına saçların Gitgide artar kalbinin vuruşları Bir musiki halinde dünyamı doldurur Ansızın bütün sesler kesilir Zaman durur Bir baş dönmesi başlar o en yükseklerde Her gün seninle yeniden var oluruz Eriyip kaybolduğumuz yerde... Ümit Yaşar Oğuzcan
Reklam
8 Mart
Kadın; Okuyacak, çalışacak, aşık olacak, isterse evlenecek, isterse çocuk sahibi olacak.. Kadın; Ne isterse onu giyecek, ne karar verirse onu yapacak, kimsenin kalıbına girmeyecek.. Kadın; Gülecek, kahkaha atacak, konuşacak, kendini ifâde edecek, fikir beyân edecek.. Kadın; Varlığınıza vesile olan kadın! Varlığıyla çirkinlikleri kapatacak.. Yetiştirecek, yönetecek, istemezse söküp atacak. Kadın; yaşayacak! Hayatını yaşayacak, istediğini, istediği şekilde yaşayacak.. Nefes alacak.. Çünkü HAKKI! 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun! Süheylâ( yazmışım 2015'de, dilekler aynı maalesef halen!) Kadın haklarından bahsetmeye bile gerek kalınmayacağı,, #ibrahimzarabtutuklansin filan başlıkları açmayacağımız, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, huzurlu yarınlar, 8 Mart lar diliyorum!
"Belki kitap okuyarak dünyayı kurtaramam ama kendi dünyamdan bir nebze olsun kurtulabilirim." Berkay Kara
AÖF→ Türk Dili ve Edebiyatı çalışırkenki güzellikler..
Türk kültürünün de erken dönemlerinden (prehistorya/ tarih öncesi) itibaren önce kadınların hakim olduğu anaerkil bir döneme sahip oldukları ve yaratıcı gücü kadın Umay Tanrıça, (Erkek egemen yapı oluşunca eril nitelikleri olan Gök Tanrı “Kök Tenri’nin yanısıra özellikle kadın ve çocuklara yardım eden kutsal bir güç konumunda "Umay Ana" veya “Ak Ana" da denilirdi) olarak tasavvur etmişlerdir.
Bugün/ Babam..
09.01.2017 tarihinde demişim ki; Ben bugün tanidim..bildim.. Göğsün tam ortasina nasil kapanmayacak bir yara açılır.. Nasıl eksik, yarım ve soluksuz kalınır.Tanıdım..bildim.. Ben bugün dayanaksız ve güçsüz kaldım. Daha dün üşümesin diye hangi kazağı alacağımı düşünürken, buz gibi bir muşambaya sarıp Babamı hastane morguna koydular.. Ben bugün yenik düştüm çok. Acı içinde ve yarım.. çok yarım. Babamsız.. Her şey çok zor. ______________________________ Yıl dönümü geldi yine.. Asla azalmayan, lakin devamlı boyut değiştiren acı. İyi biriydi, cömertti babam. Sadece bahsetmek istedim. İyi geceler!
Bugün size Mahmut Cûda dan bahsetmek istiyorum. Tesadüfen tanıdığım bu ressamı, (bence ondan da önce) bu düşünce adamını, 1 kere basılıp, internette bile doğru dürüst kaydı olmayan bu kitaptan başka bir defa da olsa hafızalarımızdan geçirmiş olalım 🤍 Elimde #MahmutCûda ' nın eserlerini ve otobiyografisini içeren, #KıymetGiray tarafından hazırlanmış, #işbankasıkültüryayınları tarafından 1982 yılında basılmış, 1. Baskı olan bir eser var. Mahmut Cûda 1904 yılında doğmuş, 1924 yılında Avrupaya ogrenci gönderilmek için düzenlenen bir sınava katılmış, sonrası başarı, Paris'te eğitim almak üzere yola çıkmış. Şöyle diyor; " 1924 yılı içinde, atölye arkadaşları ile her gün İhsan'in kahvesinde buluşup, dertlesiyorduk. Babalarımız göçmüş, ya da belleri bükülmüş, ailemizin yükü üzerimize kalmış, hiç değilse kendi hayatımızı kazanmanın zamanı gelmiş, hatta geçmişti. ... Okulu bıraksak mı , ne yapsak diye kara kara düşündüğümüz günlerin birinde Avrupa'ya ogrenci gönderileceği haberi geldi" İyi bir eğitim görüp yurda döndüğünde, Türk Ressamları ve sanatçılarının , sanattan bihaber olan o zamanki dönemin halkı arasında sanatın bilinmesi, tanınması adına bir çok çalışma yapıyor, akademi açıyor, dernek kuruyor.. dönemin şartlarıyla elinden geleni yapıyor.. Gözlerimin gördüğü dolu dolu bir yaşam, çalışmalar, çabalarla dolu.. Kendinden sonraki sanatçıları korumaya yönelik, değerlerinin bilinmesini sağlamak amaçlı hayli meziyetli, üstün bir kaygı... Bugün resim sanatı diyorum, Türk Ressam diyorum💕 İyi okumalar dilerim📚🤍🎩 (Eksik kitap olarak bildirdim, umarım eklenir🙏)
Reklam
Yok başlık
Evet, yine utanmayacağım! Evet, yine öznesi ‘’ben’’ olan cümleler kuracağım.. Geçmişten hangi fotoğrafıma baksam, içim sızlar… Bu, maalesef geçmişte de böyleydi… Ben, hep rahatsızdım… Hep rahatsızım… Hep rahatsız olacağım sanırım… Devamlı geçmişe dönmek isteyen, lakin geçmişte de aynadaki yüzüne şüpheyle bakan, bütün sebepleri kağıttan gemilerde yüklü ben… Kendimle kalamadığım bütün zamanlardan soyutlanmak istiyorum… Yalansız hiçbir çarkın dönmediği bu dünyadan öylesine, ölesiye soyutlanmak istiyorum… Gözyaşlarıma bile nadiren güvenebildiğim, bütün yalancı duygulardan, pişman olduğum bütün sevme’lerden, güvendiğim bütün gözbebeklerinden, onların retinalarından ve en derinlerinden de, ölesiye. İnsan, gözümde öyle çirkin ki bazen… Öyle utanmaz, öyle rezil… ben de dahil, hepsi sanki.. Baskı, baskı, baskı… !! Deli gibi; görünen ve görünmeyen her bir yandan; çıldırtır gibi… !! Gözümde bir kere daha, ‘’özgür’’ olduğunu bir an için bile düşünmüş olan ‘’insan’’ yaratığının rezilliği… Var olmaktan, ölümle bile kurtulayamayacağım gerçeği… Gittikçe koyulaşan bu derinlik… Anlamakla bitmeyecek olan bu korkunç bilinç ve bir gün yoksun kalmaktan korktuğum yine bu bilinç… İşte böyle böyle bitirecek , beni ve her şeyi..
Pessoa
Tam adıyla; Fernando António Nogueira Pessoa 30 Kasım 1935 Vefaatının yıl dönümünde hüzünle anıyorum... 📚🎩👓
Öğretmenler günü kutlu olsun!
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk en başta olmak üzere, bütün meslektaşlarımın öğretmenler günü kutlu olsun.. Maskesiz, kanlı-canli dersler nasip olsun. Güzel öğrenciler, şevk dolu eğitim dönemleri görelim dilerim🤍 :)
bugünü, okuduğum çöp kitapları kaydetme günü ilan ediyorum :)) yine de okumayı sevdirmişler bana zamanında :) Olay nasıl bunlardan, Pessoa, James joyce, Jean Paul, Borges 'lara filan gelmiş ben de şaşırdım.. Sanırım, ne okursak okuyalım, hepsi önce düşünmeyi öğretiyor, ardından zihnimizin açlığını hissettiriyor ve yeni ihtiyaçlar doğuyor.. doğdukça da değişiyoruz, değiştikçe kapsamlı hale geliyoruz, yeni boşlukları doldurmaya çalışıyoruz.. Beni Pessoa'ya eristiren her kitabın , her bir harfine ayrı ayrı teşekkür ediyorum:))
Geri13
59 öğeden 46 ile 59 arasındakiler gösteriliyor.