Çok yakın acılarla mutsuzuz. Birbirini reddetmeyen özgürlükleri hayal ediyoruz. Aynı gerçeklikle boğuluyoruz. Sığınmak istiyoruz. Anlamak iyileştiriyor.
Gönül muhabbeti âdet eylemiş bir kere, yoksa ne bende aşk ne sende cemal kalmıştır.
Reklam
Senin gözlerini Çocuklara vereceğim kentlerdeki; Onurlu ve uzak Hilesiz ve çıplak Bir su damlasından korunaksız Ay ışığına ilmekler atan Ebruli, derin Bal kıvamında bir gizem Biraz dost, biraz sitem Çokça sevgili Çocuklara, gözlerini senin Sevsinler diye birazcık başkalarını...
Sayfa 151Kitabı okudu
Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kalmıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğuluyor. Penceren sokağa bakmıyor. Bütün sevgi sözleri kalbinde cezaya dönüyor. Kirpiklerin hiçbir güzellikle halkalanmıyor. Baktığın bütün sular yeraltına çekiliyor. Sevmek korkusu ayrılıktan çok önce acı veriyor. Dünyanın bütün cenazeleri evinin önünden kalkıyor. Her gün bir arkadaşın büyüdüğünüz zamanlarda kayboluyor. Girdiğin çıktığın bütün kapıların önünde yabancı, ardında yalnızlık olup kalıyorsun. Ne, biliyor musun gönül yorgunluğu? Kendinden soğuyorsun. Sözünden soğuyorsun. Geçmişinden soğuyorsun. İnandıklarından soğuyorsun. Baktığın yüzlerden soğuyorsun. İçine bile bakmıyorsun artık. Dünya, inandığın o yitik cennet değil. Durup dururken inciniyorsun. Kötü söz gerekmiyor bunun için. Sana söylenmesi de gerekmiyor sözün. Tam kirpiklerinin ucunda bir yarım ay, dudaklarında bir boyalı söz... bir kırıcı gülüş yetiyor kapanman için. Saygısız ses, kibirli gövde, tüküren gözler... kalabalık, tanrısından büyük! İskeletine kadar çekiliyorsun. Birisine bir söz söyleyeceksin; sessizlik boğucu; şu uzun ayrılığa bir özür, bir sitem... kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun. İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme!'
Ah bir göl bulsam, bir deniz Bir ikindi ovası yaz güneşlerinden Üstüm başım sitem Girsem ve kaybolsam...
Sayfa 156Kitabı okudu
Enginli yüksekli geldim kapına Efendim muradım ağzında kaldı Kirpiğin kaşına sitem ediyor Hevesli sözlerim sözünde kaldı Bulanık dağlarda hayalin kandil Sildin yaşlarımı ellerin mendil Gönül arzulanır o da bir gündür Turnamın kanadı yüzünde kaldı Ayrılık pervanem mumlarım sendin Köpüklü pencerem günlerim sendin Tutuştu can evim küllerim sendin Ateşim rüzgârım göğsünde kaldı.
Reklam
Hangi sevgi sözünü söylesem yalnızlık, hangi zamana sitem etsem hayat...
Bütün güzellikler gibi bir gecikme bu da. Varıp acısını çocukluktan alan. Büyüyecek ölüme kadar. Hangi sevgi sözünü söylesem yalnızlık, hangi zamana sitem etsem hayat...
Sayfa 178 - Kırmızı Kedi Yayınları 12. BasımKitabı okudu
Birisine bir söz söyleyeceksin; sessizlik boğucu; şu uzun ayrılığa bir özür, bir sitem... kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun. İncinme değil bu, 'insana olan inancını yitirme!'
Birisine bir söz söyleyeceksin; sessiz­lik boğucu; şu uzun ayrılığa bir özür, bir sitem... kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun. İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme!
Sayfa 9 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Denizden çocuk, dağlardan çıplak Bir zaman oluyor kalbim Sitem yok, diyorum, hayatıma değmiş hiçbir hayata.
Gece Işıkları
Benim en iyi dostum gece ışıklarıdır. Ben buradan bakarım bir sır gibi kapanan geceye. Susmayı ne kadar seviyorsam o kadar severim ışıklara bakmayı. Tüm lambalarımı söndürür bir sitem gibi otururum. Belki küçücük bir mum, arada bir. Geceye yenilmemek için mi, geceyi çoğaltmak için mi, kim bilir... Yalnızlığın simsiyah gözleriyle bakarım. … Ve neden insan, ne kadar acı geçerse geçsin, çocukluğunu okşar durur yaşlandıkça? Geceyi seyrede seyrede öğrendim ki ışık insanın içinde yanmıyorsa yüzüne vurmuyor.
Kırmızı Kedi Yayınevi, 2014Kitabı okuyor
Ülkede zaten insan yok!
Sayfa 96 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Biz aynı acının içinden geçiyoruz. Aynı şiddetle kötürümüz. Kötülüğün o büyük evinde yaşıyoruz. Aynı rüyanın içindeyiz. Hepimizin alnında, avuçlarında ekmek ve aşk yazıyor. Hepimiz inandığımız değerlerle yaralıyız. Birisi geliyor ve yıldızları kalbimize tutuyor. Biz o yıldızların arkasındaki kalple birden ışıyıveriyoruz.
Şu uzun ayrılığa bir özür, bir sitem... kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun. İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme! Yaranı evde bırakıp çıkıyorsun sokağa.
Sayfa 9
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.