Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tanrıya şükür ki, yüzyıllık Rus istilâsı, Azeri Türkünü ne içten, ne de dıştan parçalamaya muvaffak olmuştur. Tam aksine, Rus mektepleri bile, Azerbaycanlının ruhunda besili bir milliyetçilik fikrini geliştirmiş, kızgınlaştırmış, istiklâl kalıbına döküvermiştir.
Ama mesele o değildi. Mesele onun da bakmasıydı, hem sanki beni öteden beri tanırmış gibi bakıyordu, sanki çocukluğumuzu dolduran, ve sonradan bizi gerçekte dönüştüğümüz nefret edilesi yetişkinler olarak göremeyen, tersine, şükür ki belleğin çarpıttığı hareketsiz gözüyle bizi sürgit çocuk gibi gören şu vefalı, ikinci planda kalmış kişilerden biriymiş gibi bakıyordu. O mübarek yetisizlik erkeklerden çok kadınlarda görülür, kadınlarda, zira erkeklerin gözünde çocuklar sinir bozucu insan müsveddeleridir, oysa kadınların gözünde ileride bozulup çirkinleşmeye yazgılı kusursuz varlıklardır, işte o nedenle gözlerinin ağtabakası, ilahlıktan çıkmaya mahkûm o geçici minik ilahların imgesini saklamaya gayret eder, ve şayet o ağtabaka onu bizzat tanımayı başaramamışsa, o vakit kadın biriyle sürekli ilişkinin gerektirdiği düşgücü çabasını artık büyümüş, hatta belki de yaşlanmış olan kişinin yalnız fotoğraflarında ya da uykudaki halinde ya da onun yerini sahiplenmiş olan kişinin bir yatakta sırdaşlık serüvenine atıldığı anılar -yatak erkeklerin uzak geçmişte kalmış tembel öyküleri yüksek sesle anmaya boyun eğmiş göründükleri tek yerdir- sayesinde tanıyacakları o çocuğu hayalinde canlandırmaya odaklanır. Bana öyle bakıyordu Clare Bayes, sanki Madrid'de geçen çocukluğumu bilirmiş, kardeşlerimle oyunlarıma ve gece korkularıma ve okul çıkışı sözleştiğimiz dövüşlere benim dilimde tanık olmuş gibiydi. Ve onun beni öyle görmesi benim onu da benzer şekilde görmeme yol açtı.
Reklam
Seviyorum yaşamayı, Yaşamak var Yaşamacık var, Yedik içtik yarabbi şükür
Gün yüzü hariç her yüzü gördük çok şükür. :)
Çok şükür hafta içi her gün başıma gelen şey :)
Ah, henüz kısa pantolon giyen bir çocuğun yüreğinden kopan saf duygularla kısa bir an tekrar ruhum okşansaydı, bazı gözlerde benimle olmanın sevincini ve memnuniyetini yeniden görebilseydim, yüreğimdeki bu kısa, ama tatlı mutluluk anları, yaşadığım felaketleri, uğradığım yıkımları nasıl da unuttururdu.
Sayfa 67 - Arkhe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çok şükür hiç yalan konuşmadık kendimizi ağırdan almadık kimsenin eti sütü için bukalemun gibi olmadık ELHAMDÜLİLLAH.
Şükür Cehalet Bitti...
Şükür cehalet bitti! Kimse okumuyor, herkes yazıyor. Kimse öğrenmiyor, herkes biliyor. Kimse susmuyor, herkes konuşuyor. Kimse çekilmiyor, herkes ortada. Kimse kederlenmiyor, herkes şenlik. Kimse yere bakmıyor, herkes gökyüzü. Kimse sevmiyor, herkes arzu ediyor. Kimse gözyaşı değil, herkes küfür. Kimse eşik değil, herkes ufukların ötesi. Kimse gölge değil, herkes ışık. Tevazu bitti. İncelik bitti. Hatıra bitti. Gönül bitti. Şarkı bitti. Bir aynalar pazarı ki, yaşıyoruz işte...
Kur'an'ı, korku, ümid, şükür, muhabbet, şevk ve diğer hålleri gerektiren ruh vardır. Kur'an'ı her kul okumalı, hakkında düşünmeye muhtaç olduğu bir ayeti yüz defa olsa bile, tekrar tekrar okumalıdır.
Şükür, Allah'ın sayısız nimetlerine karşı kalp, dil ve beden ile övgüde bulunmak, nimetleri saygı ile itiraf etmektir.
Sayfa 70
Reklam
“Ne de tatlıdır felaket beklemek. Çok gülündü mü başa bir iş gelecek diye endişe etmek ne serin, ne leziz bir korkudur. Çünkü insan, neşeli bir pikniğin dönüşünde mahallede yangın görmeyi sever; bir yandan evsiz kalan komşuları paylaşmaya uğraşırken içten içte başına gelmediğine sevinir öbür yandan. Kendi başına gelmeyen felaket ne güzeldir. Can çekişen birini izlerken insan yaşadığı korkunç üzüntüyü büyütür büyüttükçe, ölenin kendisi olmadığından duyduğu sevinç görünmesin diye. Başkasının helaki, hayatta olmaya kıymet katar, anlatılacak ömürlük bir tecrübe katar, şükür katar.”
Rabbimiz de Kur'an-ı Kerim'de, "Şüphesiz biz ona doğru yolu gösterdik; artık o isterse şükreden olur, isterse nankör." (İnsân, 76/3) buyurmakla, insana biri şükür diğeri nankörlük olmak üzere iki yol gösterildiğini ifade etmektedir.
Sayfa 70
Çünkü hiçbir nimet insana ait değildir. Şükür, nimeti artırıp bereketlendirir; aksi ise nimete ve nimetin sahibine nankörlüktür.
Sayfa 70
Malın, mülkün, gücün esiri olmadan nimetleri vereni unutmadan şükür ile Rabb'ine iltica eden Hz. Süleyman'ın varlıkla imtihanı, her birimize kulluğumuzun sınandığı imtihanlarda nasıl bir duruş sergilememiz gerektiğini göstermektedir.
Sayfa 70
Hz. Peygamber (s.a.v.) “Nimet, yabani bir hayvana benzer. Onu şükür ipiyle bağlayınız” buyurmuştur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.