ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT
Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Köpekler her şeyi siyah beyaz mı görürlermiş
Bense gök kuşağını görmüş bir köpeğim
Ama hiçbir köpek buna inanmıyor
Perperişan bir sükut bulutu ağıyor sözlerine
İlim diye bağlansa boynun.
Secdeye gecikir alnın
Konuşan dilin uzar
Yalan olur gıybet yürür
Elde asa giydi çarık
De hangi günah beldesinde
Alnını yere koydunsa bile
Acep yakın mısın gaflet misin
Mağlubiyet iki türlüdür: maddi ve manevi.
Maddi mağlubiyetimiz aşikârdır. ‘İslam cemaatleri, birbiri ardından velveleli bir tarzda sükut etmekte ve mahvolmaktadır.
Manevi mağlubiyetimiz de inkar edilemez. Mağlubiyet nedir? ‘ Başkasının şahsiyetini kabul ve iradesine tabi olmak.
Gerek Müslümanlar, gerek sarı ırk, elbiselerinden ve evlerinin tefrişatı gibi hayatın maddi tecellilerinden başlayarak, edebiyat, musiki gibi manevi hususların en munis köşelerine kadar Avrupa modellerini taklit etmektedirler. Hele içtimai, siyasi, fennî, terbiyeci müesseselerde Avrupa’nın büsbütün şakirdidirler.’
yak şamdanları
sigaramız da bitmemişken henüz,
otur ömrümün yanı başına
şöyle şefkatli bir çay demle feleğe karşı
sarılıp kalalım kanepede
belki sükut bulur coğrafyamız..