Vasat insan her şeyin ve her halin benzerini ya ucuza veya takliden alabileceğini zanneden insan değil miydi? Vasat olmak için hiç sıçramayan, hiç zıplamayan, ayakları hiç basının imamı olmuş olmamak gerekiyordu.
Sayfa 372 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
...insan mühendis olacak mizaçta ise neden resim yapmak ister, kalem elinde mimar eli gibiyken resmi dertlilerin elinden alıp onu da ben yapacağım neden der...
Sayfa 365 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Acınacak haldeydim de acı ne ile geçecekti ya da daha büyük ve gelecek acılara neyle karşı koyacaktık?
Sayfa 105
Dünya geniş, büyük der­ler ama bak, oturacak bir yer bulamazsın, oturursun da hiç­biri senin olmaz, oturduğun yerin adamı, dahası o halin insanı olmazsın.
Sayfa 104
İnsanların daha büyük ve değerliyi, başkayı ve önemliyi hepi topu birkaç saniye bakarak geçtiklerini ve daha geçerken unuttuklarını, sonra en sıradan ve kaba şeye tüm benlikleri ile eğilebildiklerini o zaman gördüm.
Sayfa 103
Korkum, hiçbir şeyin bu kadar olmadığını gizliden, gölgeden, bir soluklanma, bir öfkeden sonraki ani duraklamalarımda sezmem. Ben olamadığımı görmeye geldim de, niye olamadığımı göremeden mi gideceğim?
İletişim Yayınları
Reklam
Çocukluk, bütün tuttuğu el­lerin, gidip geldiği yolların, tabi olduklarının peşinde ilk gör­menin, belki tek görmenin, ışıkların ve gölgelerin farkına var­madan en çıplak, parlak ve göz alıcı hallerin dönüp durması sonrasında, hep lekeli, paslı ve küflü bulunan bir yermiş.
Sayfa 102
Hiçbir yere gitmiyor denilen çocukluk bile insanın elini uzatıp değiştiremeyeceği, düzeltemeyeceği yerlere gidiyor, hem de nelerle beraber. Bu yüzden belki de çocukluk, hep insanın sonradan, sonraki aklına göre inşa edip yeniden düzenlediği, gidenleri sanki gitmemiş, olanı olmamış yerine koyduğu hayali bir yer oluyor.
Sayfa 102
Başka dünyalar, hayatlar ve aileler bilmezken dünyanın en normalleri idik. Bizi başkaları anormalleştirdi.
Sayfa 101
Yaş geçip, acı yerleşip, ithallerinden kurtulup sahicileşip, tat kekreyip, surat buruşunca bir şeye dönüşemeyen acı artık ancak, sadece, yalnızca, gerçeğe dönüşüyor. Dünyada kimsenin, ama kimsenin aslını istemediği, görmemek için her şeyi yapabileceği, kopyası en değerli şeye; gerçeğe.
İletişim Yayınları
Reklam
Unutup bildiğin Arif isen nâdan ol Bizim vahdette ne ilim ne âlim isterler
Sayfa 350 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Belki hatırlamak yoktur da hatırlatmak vardır ya da birisinde eksiklik oyuğu açmak.
Sayfa 101
Kabul etmek kolay değildir. Kabul edilir, peki sonra, nasıl devam edilir?
Sayfa 101
Kainatta her şey kendini tanıyanı ve ka­bule hazır olanı arıyordu.
Sayfa 98
Herkesin bildiğini bilince her şeyi biliyorum zannediyorsun. Herkesin yaptığını yapınca her şeyi yaptım zannediyorsun. Tam tersi hâlbuki...
Sayfa 323 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.