...içimin tam anlamıyla çatırdadığını, belki benliğimin göç ettiğini yer ve kılık değiştirdiğini sezmek, ama onu da bir daha ayrılmadan önceki haliyle asla bulamamak, ne önceki ne sonraki gibi olabilmek, kendi içinden göç etmek ve elbette kaybolmak, kendini kaybetmek. Benim şimdiki halim böyle.
Zira yaşamaktan duyduğum ıstırap da sanki biraz yaşayamamaktan gibiydi.
Reklam
Bir yandan sevinmek gerekir ki insan dışarıdan bakınca görülmüyor.
İnsanın ömrü herhalde bu yüzden uzun, bir halt ettiğinden değil, ne halt olduğunu on-on beş senede bir anlamasından.
Zaman beni değiştiremezdi ki, zaman, ona ayak uyduranı değiştirir.
...hiç yorulma, beni de sıkma diyorsun, beni modernliğe itiyorsun, yani baş aşağı yuvarlıyorsun, ikindi vakti camide o kış ikindisinin soğuğunu iki kaburganın arasına yiyor da, Tin suresi kubbede çınlıyor da hâlâ aynı kalıyorsun, kalırım diyorsun, o rüzgâr hani geçen gün ikindi vakti aniden caminin içine girdi de mihrabın arasında beni buldu da Azrail gibi yokladı ya, dehşetli soğuğu bana duyurdu, sırtımı bıçaklayıp da gitti ya, ben sana baktım, sen elindeki plastik tespihle meşguldün, bana ve ürpermeme dikkat etmedin, bütün dikkatin dikkatinin ve hayretinin bir şey tarafından kapılmamasına adeta ayarlı, tam geliyor diyorum, gözlerin başka, hem de bir şey olmayana çevriliyor, dikkat sana bir şey yapamıyor, hayret sana hayret ediyor, sure çınlayıp geldiği yere geri gidiyor, ikindi rüzgarı aralık sonunda kulunçlarının yerini bulamıyor, amud-u fukaran zengin, fakirliğini bilmeyen her şey gibi alabildiğine zengin, her şeyim var diyorsun, dünya sana verecek ne dert ne zevk bulabiliyor, dünyayı perişan ediyorsun. Gerçi iyi de ediyorsun, ama böyle yapmakla dünyanın kendisi oluyorsun.
Reklam
İnsan zaten dertli değildir,derdin kendisidir..
Dünyanın umrunda olmadığını anla, anla ki acıya eğilmiyorsa kendi de acı çekmediğindendir.
Aziz içinden ne diyeceğini, ne derse Baba'nın birden onu haklı ve yaralı bulacağını düşünüyordu. Onun acısı fiziksel değil, bakış acısıydı, anasının ona bakarken verdiği acıydı, babasının bakmama acısıydı, bunu nasıl anlatacaktı.
"insanların dediğini yap çünkü zaten onlar dediklerini yapacak yerde hiçbir zaman olamazlar. Demiş, diyebilmiş olmak onlara bir şifa gibi geliyor, bunu kendimden biliyorum. En basit şey olan diyebilmeyi kendimize muska yapıp asıyoruz. Dua eder gibi doğru şeyleri söyleyip sıralayıp sonra en müptezel yere koşmak insanın resmi halidir, vesikalık fotoğrafı budur..."
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.