(...) Semptom kovalamaktan, narsist yakalamaktan ve taktik ezberlemektense narsizmi anlamak gerek: Sarsılmaz görünen özgüvenin ardındaki ruhsal çelimsizliği, karizmanın ardındaki hamlığı, böbürlenmenin ardındaki utancı, yalanların ve manipülasyonu ardındaki korkuyu, değersizleştirmenin ardındaki değersizlik inancını, yetersiz hissetmelerin ardındaki yetersizlik algısını , sürekli sızlanan mağdurun ardındaki faili, aşırı özverinin ardındaki hıncı, kendini adamanın ardındaki asalaklığı, sahte tevazunun ardındaki kibri, kendine acımanın ardındaki büyüklenmeyi, küskünlüğün ardındaki hasedi, kalabalık sosyal çevrenin ardındaki içsel boşluğu, kendini sevme söylemlerinin ardındaki empati yoksunluğunu, soğuk kanlılığın ardındaki anksiyeteyi, ilgi ve sahiplenmenin ardındaki kontrol ve iktidar çabasını, olgun duruşların ardındaki çiğliği, eğlenceli görünümün ardındaki iç sıkıntısını, keyif alışların ardındaki huzursuz arayışı, yarattığı ruh ikizi illüzyonunun ardındaki geçici kılık ve hatta şekil değiştirme kıvraklığını, etkileyici centilmenin ardındaki sadisti, cömert kahramanın ardındaki ruh ve beden cimrisini, sımsıkı saran kucaklamanın ardındaki sarsıcı kopukluğu, ne yaptığını bilen ağırbaşlı yetişkin görünümün ardındaki sabırsız, güvensiz travma mağduru çocuğu görmeden, bilmeden, anlamadan narsist bireye karşı kendini korumak mümkün değildir. (...)
Sayfa 26 - DestekKitabı okuyor
(...) Olguyu ve durumu anlayamadan, ötekiyle ve ilişkiyle ilgili görüş netliği sağlanmadan, konserve stratejilerle kendini korumaya odaklanan birey, bir süre sonra sadece hayatındaki narsistin değil başkalarının her tutum ve davranışını da tehdit olarak algılamaya , insanları etiketlemeye ve itmeye başlıyor. Bu durumda kendisi de çevresindekilere yabancılaşıyor, temel güven duygusu azalıyor, aşırı hassasiyet geliştirebiliyor. "Bu da mı narsist yoksa! / O bunu yaptı, ne yapacaktık? / Öteki şunu yaptı ne diyecektik?" gibi kaygılarla obsesif bir " semptom yakalama - taktik kovalama" döngüsüne girebiliyor. Alarma geçmiş sinir sistemini yol açtığı aşırı hassasiyet hali bireyin diğer etkileşimlerini ve hayatının diğer alanlarına yayılabiliyor. (...)
Sayfa 24 - DestekKitabı okuyor
Reklam
(...) Sistemik propagandanın bir sonucu olarak bugün ötekine olan ihtiyacın reddi, özgüven ve özyeterlilik kriteri haline geldi. Ötekinin ilgisine, arzusuna, sevgisine , eşliğine olan ihtiyacını bastıran, yok sayan, sürekli kendi imgesini servis eden, kendi imajına, kendi duruşuna hayran, bakan değil bakılan, büyülenen değil büyüleyen narsist birey bu havalı duruşun hücresinde, yapayalnız kuruyup gidiyor. Olamadan. Çünkü duruş, oluşu imkansız kılar ve her büyücü için en az bir büyülenici lazım. Herkesi etkilemek, etkilenmeden etki etmek istiyor. Peki kim etkilenecek? (...)
Sayfa 22 - DestekKitabı okuyor
Kaybettiğini düşündüğün belki de kazanımındır.
Bazen kim olduğumuzu, ne yaptığımızı, nelere sebep olduğumuzu anlamak için kaybetmek gerekir.
Sayfa 182Kitabı okudu
+310
Oysaki ziyan olmak kaçınılmazdır, her canlının kaderidir öyle ya da böyle bir miktar ziyan olmak.
Sayfa 175Kitabı okudu
Kendini inkar eden birinden senin gerçekliğini tanımasını, seni kabul etmesini beklemek, gözleri kapalı birinden seni görmesini beklemek gibidir.
Sayfa 171Kitabı okudu
Reklam
792 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.