Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
152 syf.
7/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Öğretmenler gününde, öğretmen Refet'in hikayesini anlatıcam size toplanın. Ama Refet'e geçmeden önce kitabın müellifi Fatma Aliye Topuz'dan bahsedelim biraz. Fatma Aliye Hanım, Türk Edebiyatı'nın ilk kadın romancısıdır, edebi yaşantısından bahsedicem ben suretini merak ediyorsanız, cebinizdeki 50 TL'nin arka yüzüne bakabilirsiniz. Kendisi aynı
Refet
RefetFatma Aliye Hanım · İş Bankası Kültür Yayınları · 20184,540 okunma
Yusuf Kaplan'ın 100 kitaplık okuma listesi tamamlandı
Türkiye'nin önemli düşünürlerinden olan Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, 100 kitaptan oluşan okuma listesi tavsiyesine dair yazılarının beşincisini yayınladı. ‘Önümüzü açacak öncü kuşak için 100 kitaplık okuma listesi’ başlığı ile ile kaleme aldığı yazılarda ödünç bir akıl ile ödünç bir dünya inşa edilemeyeceğinin altını çizen Kaplan, kendi
Reklam
Sağlam, güçlü, işlevsel bir ego ruh sağlığının en önemli göstergelerindendir. Sigmund Freud’un insan ruhsallığını kavramsallaştırdığı yapısal modelindeki üç temel bileşen; id, ego ve süperegodur. Freud’a göre benliğe asıl işlevselliğini ve gücünü veren ego, “ben” dediğimiz ruhsal yapının kilit bileşenidir. Egonun görevi, id yani içten gelen dürtü ile, süperego yani dış dünyadan gelen beklenti ve kuralları uzlaştırarak basınçlarını azaltmak, iç ile dış arasında sürdürülebilir bir denge kurmaktır. Egonun işlevsel ve sağlıklı bir yetişkin hayatı sürdürebilmemizi sağlayan hayati işlevleri vardır: Dürtüleri, güdüleri ve duyguları kontrol ve regüle etmek, gerçeklik testi yapmak yani zihnindeki gerçeklikle dış dünyadaki gerçekliğin örtüşüp örtüşmediğini anlayabilmek, muhakeme yapmak yani akılcı düşünüp doğru karar verebilmek, düşünce süreçlerini takip edebilmek ve karşılıklı alışverişe dayalı sürdürülebilir nesne ilişkileri kurabilmek, egonun işlevleri arasındadır.
Karşılıklı da olsa, “ kapalı devre “ yaşanır aşk . Şule Öncü
Sayfa 7
Narsisizm kendine aşık değil, kendine mahkum olmaktır.
Yusuf Kaplan'in Tavsiye Ettiği Kitap Listesi
Türkiye'nin önemli düşünürlerinden olan Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, 100 kitaptan oluşan okuma listesi tavsiyesine dair yazılarının dördüncüsünü yayınladı. ‘Önümüzü açacak öncü kuşak için 100 kitaplık okuma listesi’ başlığı ile ile kaleme aldığı yazılarda ödünç bir akıl ile ödünç bir dünya inşa edilemeyeceğinin altını çizen Kaplan, kendi
Reklam
Peki narsist birey nasıl baş eder hayatla? Neyle savunur kendini? Yalanla…Gerçeklikten, öncelikle de kendi gerçekliğinden kaçarak.
200 syf.
6/10 puan verdi
·
15 saatte okudu
İlişkiler ile ilgili olumlu olumsuz yaşantıların üzerimizde bıraktığı etkinin farkındalığını sağlamak açısından okunası bir kitap. Ancak bir psikoterapistten daha derin, daha kapsamlı bir kitap beklerdim açıkçası. Ara ara daha derin bilgiler verse de, genel itibariyle herkesin üzerinde kafa yorabileceği, sohbetlerde geçebilecek türde şeyler yazılmış. "Bana bir şey katsın" beklentisi olmadan, keyfi olarak okunabilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum..
Yatıyorum Bir Şey Diyor Musun
Yatıyorum Bir Şey Diyor MusunŞule Öncü · Doğan Novus · 201786 okunma
İşlevsiz ya da Yanlış İşlevli Ego Ego, popüler kültürde sıklıkla yanlış anlaşılan ve yanlış kullanılan kavramlardan biri. Son yıllarda bazı bireyler için “egolu / egosu büyük / egosu yüksek / egosu çok” dendiğini duyuyoruz. Kibir, her şeyi kendine hak görme, eleştiriye tahammülsüzlük, övüngenlik, saldırganlık ve egosantrik (ben merkezci) düşünce, halk arasında yüksek ya da büyük ego olarak tanımlanıyor. Bu yanlış anlama üzerinden “iyi” ya da “ideal” insanın egosuz olması gerektiğine dair çarpık bir inanç geliştirenlere de rastlamak mümkün. Oysaki bütün bu nitelikler güçlü bir egonun değil, patolojik narsisizme özgü büyüklenmeci sahte benliğin karakteristik özellikleridir. Büyüklenmeci sahte benliğe ilk kim “ego” dedi bilemiyoruz ama bu yanılgının bu kadar benimsenmiş olması, narsisizmin çok hızlı artmasına ve halkın olguya ne isim vereceğini bilememesine bağlı olabilir.
Kişilik Örüntüsü Nasıl Gelişir? Hikâyemizin en başına baktığımızda görüyoruz ki; bizler, daha doğarken ihtiyaç, korku ve ötekine muhtaç oluşla belirlenmiş canlılarız. Bebeğin içine doğduğu sosyal küvözde, öncelikle anne ve sonra diğer bakım verenler kendilerinin ve bebeğin ihtiyaçlarını nasıl karşılıyorlar, korku başta olmak üzere duygularını nasıl regüle ediyorlar ve birbirleriyle nasıl etkileşime geçiyorlar? Bunları hem gözlemler hem de etkileşimin bir öznesi olarak deneyimler bebek ve zamanla kendi başının çaresine nasıl bakacağını bakım verenlerinden öğrenir (ya da öğrenemez). Bu öğrenmeler, ya da yanlış ve eksik öğrenmeler sonucunda gelişen davranışlar, tutumlar, bilişler, inançlar, ruhsal refleksler ve alışkanlıklar bireyin hayatla baş etme mekanizmalarını oluşturur ve buna bağlı olarak gelecekteki ruhsal dayanıklılığını, ruh sağlığı düzeyini belirler. Yaşam koşullarına karşı yeterli dayanıklılık gelişirse birey ileride sağlıklı yetişkin işlevselliğine kavuşabilir. Yani kendi ihtiyaçlarını karşılayabilen, kendi duygularını regüle edebilen ve ötekilerle yapıcı etkileşime geçebilen bir birey olur. Dayanıklılık gelişmezse bunları yapamaz, ruhsal patolojiye ve kişilik bozukluklarına yatkın hale gelir.
681 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.