Maalesef Fethi Okyar’ın ruhu 1980’de 24 Ocak Kararları ile Turgut Özal, Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Devlet Bahçeli ve hele hele Recep Tayyip Erdoğan olarak geri gelecekti.
Sayfa 150Kitabı okudu
Turan Güneş (1922-1982) 12 Eylül 1980 darbesi öncesindeki cumhurbaşkan­lığı seçimi krizinde bir ara Turan Güneş'in adı da geçmişti. Süleyman Demirel'in onun kalitesine di­yecek olmadığını söylediği, fakat "Ya seçilince Çan­ kaya Köşkü'nün önünde ney çalarsa!" diye takıldığı nakledilir. Ney üfleyen, klarnet çalan bir siyaset­çiydi.
Reklam
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e göre, Türkiye Cumhuriyeti başlangıçta bir "İslâm cumhuriyeti" olarak kurulmuştur. Gerçekten, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nda "Türkiye devletinin dini, din-i İslamdır" deniliyordu. Bu ibare 1928'e kadar korundu. O sıralar laiklik de aynı zamanda Türkiye'yi yöneten tek partinin altı oku arasında yer aldı. (CHF 2. Kurultayı, 1927).
Sayfa 340 - Yazar YayınlarıKitabı okudu
288 syf.
9/10 puan verdi
Kitap Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının eylemlerini ve idamlarını konu alıyor. Tam bağımsız Türkiye isteyen bu gençler , 4 amerikalıyı esir alma, natoda görevli abd askerlerini denize atma, malatya küre amarikan üstüne saldırı girişimde bulunma (yapamadan bir kısmı öldürülüyor, bir kısmı yakalanıyor) suç gösteriliyor. Süleyman demirel yıllar sonra "bugün aynı suçlardan 10 yıl yatarlardı fakat o dönemin şartlarında idamdı"der idam edilsunlerin altında kendi imzasını atar o dönemde. Amerikalıları denize atanlara terörist dedik fakat yıllar sonra türk askerinin basına çuval geçirenlere tek söz edemedik. Ölenlerden birinin annesinin dediği gibi "hepsi ODDU lu pırıl pırıl gençler. Düzenin adamı olsalar hepsi zengin olurdu. Fakat onlar halkı icin tam bağımsız Türkiye istediler ve ölüme gittiler " Yazar deniz gezmişin yakın arkadaşlarından olunca verdiği bilgiler önemli oluyor tabi.dili sade başlayınca bırakamıyorsunuz. Keşke olmasaydı diyorsunuz kitabın sonunda....
Gülünün Solduğu Akşam
Gülünün Solduğu AkşamErdal Öz · Can Yayınları · 20216.6k okunma
Bir kesim tarafından efsanevi başbakanımız olarak tanıtılan Sayın Süleyman Demirel, seçimlere girerken, karşı partinin tarım ürünlerine olması gerekenden çok daha yüksek fiyatlar vereceğini vaat etmesi üzerine, onlar ne veriyorlarsa ben 5 lira fazlasımı vereceğim diyerek bu kesimin nasıl alınıp satılabileceğini ortaya koymuş oluyordu. Oyu alınıp satılabilen insanın demokrasisi olmayacağı gibi, var olan demokrasinin asla bir parçası da olamaz. Bu nedenle bu insanların alkışlarının da demokrasi ve uygarlık ölçütleri açısından bir değeri olmaz. Bu kesime oynayanlar da er ya da geç iflâh olmaz.
Sayfa 204Kitabı okudu
Reklam
Gülmekten delireyazıyorum artık skadjşflkajsdşflkjasdf =))
Milliyetçi Cephenin « serdar- ı ekremi » Süleyman Demirel. 9 mart 1975 günü Demokrat Parti eski milletvekillerini cephenin «ihtiyatları» arasına kaydederken yaptığı konuşmada: — İstikrarsızlığa 1960 ihtilâli sebep olmuştur. Şayet Demokrat Parti hamlesi, hepimizin bildiği şekilde sekteye uğramamış olsaydı. 1975 Türkiye'sinde istikrarsızlık içinde olmazdık.
Sayfa 17 - Tekin Yayınevi 14. Baskı 1993Kitabı okudu
İsrail eski Başbakanı Ehud Barak, Süleyman Demirel ile görüşmesi sırasında, bölgedeki güvenlik problemlerinden yakınırken, Kudüs’ün Osmanlı dönemindeki yönetiminden espirili bir örnek verdi. Barak, «Osmanlı döneminde tek pırpırlı bir onbaşı, 20 kişilik bir askerî gücüyle burayı huzur içinde yönetiyordu.» dedi. «İstanbul’dan gelen talimatları uygulayan onbaşı, otur deyince oturuluyor, kalk deyince kalkılıyordu.» diyen Barak’ın, şimdi bölgede kendilerinin içinden çıkamadığı işlerin üstesinden Osmanlı onbaşısının o zaman geldiğini söylemesi Demirel’i güldürdü.
süleyman demirel ve kişisel gelişim
''meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz. " süleyman demirel
askerî ve sivil bürokrasinin işbirliği;
1998 Temmuz'unda Türkiye, Suriye'ye terörle mücadelede işbirliği yapılmasına dair belge gönderir; aradan birkaç ay geçmesine rağmen iletilen belgeye cevap alınamayınca iki ülke arasındaki gerilim atar. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Atilla Ateş Reyhanlı'daki Hudut Bölük Komutanlığı'na yaptığı ziyarette sabrın taştığı mesajını verir. Cumhurbaşkanı Demirel 1998 Ekim'inde yeni yasama yılının açılışında benzer ifadeleri tekrarlar. Süleyman Demirel'in Türkiye'nin Suriye'ye karşılık verme hakkını saklı tuttuğuna dair çıkışı kısa bir süre sonra patlak verecek "savaşa bir adım kala" atmosferinin habercisi olur. Demirel bir süre sonra da muhtemel askerî operasyon için kilit konumdaki Antakya ve Samandağ'da aynı sert çıkışı sürdürür. Genelkurmay Başkanı H. Kıvrıkoğlu ise Suriye ile Türkiye arasında “adı konmamış bir savaş"ın mevcudiyetine işaret eder. Zira devletin ileri gelenlerine göre Şam'da bulunduğu tespit edilen Abdullah Öcalan'a Suriye'nin gösterdiği hoşgörü doğrudan Türkiye'nin bekasına yönelmiş bir tehdittir. Askerlerin talebi Öcalan'ın derhal Türkiye'ye teslim edilmesidir. Suriye ile savaşın eşiğinden ancak böyle dönülebilir.
Sayfa 237Kitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.