Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
En sağlam direniş, kalbi temiz tutmaktır...
Zâhir pislik su ile, bâtın pislik gözyaşı ile yıkanır.
Reklam
Müslüman Kitaplığı Tavsiye Listesi (300 kitap, Aydın Başar ) A. İMAN VE İSLAM 1. Ömer Nasuhi Bilmen, İslam İlmihali 2. Mehmet Zihni Efendi, Nimet-i İslam 3. Ahmet Hamdi Akseki, İslam Dini 4. Muhammed Hamidullah, İslam’a Giriş 5. Necip Fazıl Kısakürek, İman ve İslam Atlası 6. Ümit Şimşek, İslam İnanç İlmihali 7. Ali Kemâl Belviranlı, İslâm
1662 syf.
·
Puan vermedi
"Alemde herşey geriye ve kötüye gitmediği gibi yerinde de durmamaktadır.Fakat bu, ilerlerlemenin her anlamda insana huzur, refah ve saadet getireceği söylenemez. Çünkü ilerleme insan saadetini menfi ve müsbet yönleriyle birlikte etkilemektedir." Gerçekten de mutluluk ulaşılabilen, elde edilebilen ve satın alınabilen bir şey değildir ve gelecekten asla beklenemez.Hatta yaşanılan anda da belli olmaz.Bu sadece geçmişte yaşadığımız şeylerin bize bıraktıkları sonrasında o anlara dair hissettiklerimizdir.Yani bir şey yaşanır ve bize güzel bir his bıraktıysa mutlu olmuşuz ve geçmiştir olay. Gelecekte şunu alırsam, bu benim olursa , şunu yaparsam veya şu kişiyle olursam düşüncesi mutluluk getirir veya getirmez bunu bilebilme şansımız yoktur.Hayatı yaşar gideriz. İnsan, dünya ve hayat içinde öyle etkisiz ki aslında kendimizce tercihler yapıyoruz , öngörülerimizi kendimizce doğru ve önemli zannediyoruz sonuçta bir şeyler yaşanıyor ve olup bitiyor ve biz bunlara göre tepkiler oluşuruyoruz, yani hep geriden geliyoruz. Hayatta ve bunların sonucunda yaşadıklarımız bize iyi hissettirdiyse mutlu olmuşuz hissettirmediyse mutsuz olmuşuz demektir bu kadar. İbn-i Haldun çağdaşları tarafından kötücül bulunmuş olsa da aslında teslimiyetçi bir bakışa sahip.Mukaddime'de Beşeri hayatta insan ve topluma etki edebilecek bütün konuları (dini, iktisadi, idari, edebi, felsefi vs...) bu bakış açısıyla kapsamlı bir şekilde incelenmiş. Bazı görüşlerine dirensek de farklı görüşlerin incelenmesi bana her zaman cazip gelmiştir. İyi okumalar dilerim.
Mukaddime
Mukaddimeİbn-i Haldun · Dergah Yayınlar · 20131,252 okunma
266 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ortaçağda felsefenin akibetini en genel anlamda Batı için karanlık, Doğu için altın çağı olarak nitelendirmek yerinde bir değerlendirme olacaktır. İslam dünyası Batı’ da durma noktasına gelen felsefenin yeniden bir ilerleme katettiği ve Antik Yunan felsefesinin mirasını da alarak üzerine yenilerini eklediği bir dönem olarak karakterize olur. Tabi islam dünyasında başta Gazali olmak üzere felsefeye tenkitler yöneten taraflar da varolmuştur. İşte bu noktada İbn Rüşd’ ün konumu felsefe lehinde olması bakımından oldukça önemlidir. Zira Rüşd felsefe ile dini, akıl ile vahiyi uzlaştırma çabası içerisine girmiştir. Bu nokta da onun akılcı yönü üzerinde Aristoteles üzerine yapmış olduğu şerhlerin etkisi de oldukça fazladır. O uzlaştırmacı tavrını bir neticesi olarak uç noktalarda sadece dinin veya sadece felsefenin savunulmasını eleştirmiş ve ortayolcu bir tavır takınmıştır diyebiliriz. Sonraki süreçlerde de Rüşd’ ün rönesans ve reformun başlamasında etkisi olduğu batılı kaynaklarda ifade edilir. Bu eser Rüşd’ ün din ile felsefeyi uzlaştırmacı tavrını ve dinin yanlış anlaşılmasına neden olan te’ vil sorununu konu alan bir eserdir.
Felsefe - Din İlişkileri
Felsefe - Din İlişkileriİbn Rüşd · Dergah Yayınları · 2012235 okunma
Reklam
Gazzâlî'de temizlik sıralaması şöyledir: 1. Zâhirî, pislik ve kirden temizlenmek, 2. Organları günah ve kötülüklerden temizlemek, 3. Kalbi kötü huylardan temizlemek, 4. Ruhu, Allah'ın dışında kalan her şeyden temizlemek. Peygamber ve sıddıkların temizliği budur.
"Gökten bir kavuk düşse, mutlaka onu istemeyenin başına düşer. "
Sayfa 214 - 2. CiltKitabı okudu
Büyük düşünceler dar ve küçük düşünceleri yutarlar.
Sayfa 246Kitabı okudu
Ebu Hanife’den bir tek hadis bile rivayet etmeyen en büyük hadis âlimi İmam Buharî, sırf İmam’ı Azam’ı ve onun reyci fıkıh anlayışını reddetmek için sahih diye meşhur olan eserinin son kısmında “Kitabu’l-hiyel” diye bir bölüm açmış, burada tam 13 kere Ebu Hanife ve talebelerinden: “kale ba’zu’n-nâs” (halktan biri dedi ki) diye bahsetmiş, onlara ait görüşlerin âyet ve hadislere muhalif olduğunu açıkça ifade ederek reddetmiş, burada, “Halefe’r-Resûl” (Peygamberlere muhalefet etti), sözünü sarf etmekten çekinmemiştir.
Sayfa 96
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.