Mahyacılık
Birinci Sultan Ahmed zamanında başladığı rivayet edilen mahyanın üç yüz senelik bir mázisi var demekti. Bir anlatışa göre, Fatih Camii müezzinlerinden Kefeli Ahmed Efendi'nin, işleyip padişaha hediye ettiği bir çevre, mahyacılığın doguşuna esas olmuştu. Şöyle ki, Birinci Sultan Ahmed, bu çok beğendiği çevrenin üstündeki yazı ve resimlerin. minäreler arasında kandillerle işlenebileceğini düşünerek devrin hüner erbábina bu yolda bir tecrübeye girişmelerini emretmiş ve işte nihayet, ince bir sanat olan mahyacılık da bu suretle doğup gelişir olmuştu. Yirminci asrin başında ise bu san'ata, son kemal durağına vasilolmuş denebilirdi.
İçki Yasağı Dönemleri
15. yüzyılın ortalarından 18. yüzyılın sonuna kadar geçen iki buçuk asır içinde imparatorlukta pek çok içki yasağı dönemi başladı. Bunlardan ilki Kanuni Sultan Süleyman'ın saltanatının son yıllarına rastlar. 1555'te gücünün zirvesindeki sultan imparatorlukta alkollü içecek üretiminin ve satışının yasaklanmasını ve bütün meyhanelerin kapatılmasını duyurdu. Savurgan bir sultan olan oğlu II.Selim döneminde alkol, haklarını geri kazandı. Selim'in yerine geçen III.Murad (1574-1595) Nisan 1575'te yeni yasak tedbirleri ilan etti. Dindarlığıyla ünlü bir sultan olan I.Ahmed (1603-1617) - meşhur Sultanahmed Camii'ni inşa ettiren padişah odur- hazineyi büyük gelir kapılarına uğratmayı göze alarak işi emanet-i hamr denen şarap gümrüğü binasını yıktırmaya kadar vardırdı.
İletişimKitabı okudu
Reklam
Aziz İstanbul...
Bir gün beraberce Üsküdar'ı gezdiler. İlk önce vapuru iskelede beklememek için Mihrimah Camii'ni dolaştılar, sonra Üçüncü Ahmed'in annesinin camiine girdiler. Türbeyi, küçük, bir meyve içi gibi döşeli camii Nuran pek beğendi. Vapuru çoktan kaçırmışlardı. Onun için bir araba ile Atik Valide'ye, oradan Orta Valide'ye (Pertevniyal Valide Sultan Camii) gittiler. ***Garip bir tesadüfle Üsküdar'ın bu dört büyük camii aşka, güzelliğe, yahut hiç olmazsa annelik duygusuna ithaf edilmişti. -Mümtaz, Üsküdar'da hakiki kadın saltanatı var... Ertesi gün Rum Mehmed Paşa Camii ile Ayazma Camii'ni ve Şemsipaşa taraflarını yayan dolaştılar. Birkaç gün sonra Selimiye Kışlası'nın etrafında kızgın güneş altında başıboş gezdiler. İstanbul'da açılan ilk hendesi caddeleri, o cazip ve mazi hulyası adlı sokakları, İstanbul akşamlarının hakiki ziyafet sofraları gibi gördükçe, garip bir mazi daussılası(yurt özlemi) onu yakalıyordu. -İstanbul, İstanbul, diyordu. İstanbul'u tanımadıkça kendimizi bulamayız.
Üsküdar İskelesi'ndeki Mihrimah Sultan Camii ile Sultan Ahmed Camii'nde belirli günlerde sohbet programları düzenleyen Mahmûd Hüdâyi, her geçen gün biraz daha artan cemaatine karşı, her zaman çok şefkatli ve çok mütevazı bir tavır içinde olmuştur.
Sayfa 44 - Babıâli Kültür Yayıncılığı – Aziz Mahmûd HüdâyiKitabı okudu
Sultanahmet Camii için
Ey Allahım, bu da senin kulun Ahmed'in bir hizmetidir, inşallah kabul edersin. Sultan I. AHMED
Reklam
İstanbul'da Türklerle meskun ilk şehir Üsküdar'dır. Daha Yıldırım Bayezid zamanında burası Osmanlı kontrolüne geçmiş bir araziydi. (Kitapta adı geçen Üsküdar'da görülecek yerler listesi) Mihrimah Sultan Cami, 3. Ahmed Çeşmesi, Şemsi Paşa'nın Kuş Konmaz Camii, Gülnüş Emetullah (Rabia) Sultan Camii, Ayazma Camii, Kösem Sultan Çinili Camii, Valide-i Atik Camii, Karacaahmet Mezarlığı, Selimiye Kışlası
Hazretin Evliliği..
İlk haccından sonra İstanbul'a dönerek hadis okutmaya ve tarikat faaliyetlerine devam eden Gümüşhanevi, 1874 yılında Şeyhü'l-Harem-i Nebevi Mehmet Emin Paşa'nın kızı Havva Seher Hanım'la evlenmiştir. 61 yaşında evlenen Gümüşhanevi'nin çocuğu olup olmadığına dair bir bilgiye rastlanamamıştır. Ancak Emin Paşa'nın hayatındaki bilgilere dayanarak Gümüşhanevi'nin sarayda itibar sahibi Yaver Bey'in vefatından sonra eşi Havva Seher hanımla dul iken evlendiği anlaşılmaktadır. 1911 yılında vefat eden Havva Seher Hanım'ın mezarı Süleymaniye Camii avlusunda ki Kanuni Sultan Süleyman Türbesi'nin kıble duvarı bitişiğindeki türbesi içinde, Gümüşhanevi'nin yanındadır. Kitabesinde şöyle yazmaktadır: Muhaddisin-i Kiram'dan Kutb-u Rabbani, Arif-i Subhani, Gavsul-vásilin Gümüşhanevi el-Hac Ahmed Ziyâeddin Hazretlerinin zevce-i tahiresi ve Şeyhü'l-harem-i Nebevi Hacı Emin Paşa kerimesi, tácü'l-muhadderet, Hace Havva Seher Hanım'ın ruhuna Fátiha... 1 Zilkade 1329.
Sayfa 26 - Diyanet YayınlarıKitabı okudu
Yılbaşı Şiiri
TOPLUM TARAFINDAN HEMEN BENİMSENSİN DİYE MEHMET AKİF ERSOY'A ATFEDİLEN ASLINDA İZMİR SANAYİ SİTESİ BÜYÜK CAMİİ İMAMI ÖMER BERBER HOCAYA AİT YILBAŞI ŞİİRİ Ya Rab! Böyle mi olacaktı, benim cennet yurdum? Baktım da etrafıma yalnızım, ağladım durdum. Bir mânâ veremedim, şu Milâdî yılbaşına! Şaştım da kaldım, Müslümanların vah telaşına! Çevirdim
...bu velinin gözüyle hak ve hakikati görseydin ne olurdu...
Mürşidim Seyyid Abdülhakim el-Hüseyni Hazretleri'nin ilk halifesi Seyyid Ali'dir. Bir gün bu zat İstanbul'a geldi. Ben de o zaman binbaşı idim. Kendisine Sultan Ahmed Camii'ni gezdiriyordum. Bu zat, memleketimizin en ücra bölgesinde bulunmuş, böyle büyük cami görmemiştir, diye düşünüyordum. Cami hakkındaki düşüncelerini öğrenmek için: - Efendim! Ecdadımız ne güzel eserler yapmış değil mi? diye sordum. Bana cevabı şu oldu: - Allahu Teâla'dan gelen camideki rahmani nisbeti, muhabbet kokusunu sen de aldın mı?!.. Ben: - Ne rahmeti, ne kokusu!? dedim. - Bu camiyi, zamanın kutbu olarak Sultan Ahmed Han yaptırmış, zamanın gavsı olarak Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri ibadete açmış ve ilk hutbeyi su minberde okumuş. Yıllardır, kafirler buraya girip çıktıkları halde bu rahmet kokusu bitmemiş!.. O anda kendi kendime: -Caminin taşı, toprağı ile övüneceğine, bu velinin gözüyle hak ve hakikati görseydin ne olurdu... dedim ve sustum.
Sayfa 19
163 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.