Ramazan Ayı Cihad Ayıdır...
Siyonistler, Ramazan ayının “Cihad ve Zafer Ayı” olduğunu biliyor. Peki ya bizler? ● İbni Abbâs'a (رضي الله عنهما) göre, İslâm'ın askerî ve manevi zaferi olan Bedir Savaşı, hicretin ikinci senesinde Ramazan ayının 17'sinde Cuma günü gerçekleşti. Bedir ile İslâm galip geldi; şirk ve putçuluk mağlup oldu, Ebu
480 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Merhabalar, Kitabın bitimine 50 sayfa kalmışken tutamadım kendimi ve hemen bir şeyler yazmam gerek diye düşündüm. Kitabın mükemmel içeriğini anlatmaya geçmeden önce bu şaheseri kimin yazdığını anlatmak istiyorum. Kimdir bu
Vamık Volkan
Vamık Volkan
yazarımız? Vamık Volkan, 1932 Lefkoşa/Kıbrıs doğumludur. Kıbrıs İslam Lisesi'nde okudu; son sınıftayken çıkan
Ölümsüz Atatürk
Ölümsüz AtatürkVamık Volkan · Bağlam Yayıncılık · 200085 okunma
Reklam
Daha önceleri, Birinci Dünya Savaşı sırasında Dörtyol'dan Suriye'ye çok sayıda Ermeni göç ettirilmişti. Savaşın Osmanlı İmparatorluğu'nun mağlubiyeti ile sonuçlanmasından hemen sonra, Fransızlar bu göç ettirilmiş Ermenileri yeniden Dörtyol'a yerleştirdiler. Kısa bir müddet sonra Dörtyol'daki Ermenilerin nüfusu 12.000
Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
Çook uzun olduğunun farkındayım...
ABDULKADİR TURAN / ANALİZ 1 Kasım 1928’de tek kararla harflerimiz yasaklandı. İngiliz tarihçi Arnold J. Toynbee’nin ifadesiyle Türkiye’de kütüphaneleri yakmaya gerek kalmadı. Çünkü Cemil Meriç’in veciz ifadesiyle kütüphanelerde kitaplar tuğla yığını oldu. Mahir İz’in ifadesiyle roller ters döndü. Hasbelkader daha önce Fransız alfabesini öğrenen
Eli Cohen'in Suriye'deki aşk hayatı ve Arap Sosyetesi
Ekim 1962'de Kamil, Muaz, Faruk Ebu Şakir ve Muham­med Hamza küçük bir "Volkswagen" arabayla İsrail-Suriye sınır bölgesine yola çıktılar. İlk durakları Kuneytra'daki sınır ana ka­rargahıydı. Muaz ve karargahtaki bir subay, Kamil'e bölge haritası üzerinden sahadaki durumu özetledi. Muaz ayrıca Kuneytra'da yapılması
_İslamı anlamak için islamın hakim olduğu yerlere ve hakim olmadığı yerlere bakmak yeterlidir. Kendinden olmayanı ezmek ve yok etmek üzerine kurulu siyasal islamın, modern dünyaya entegre olması imkansız. İslamın, insanlığa katkısı nedir? Modern bir insan neden müslüman olmalıdır? _Türkler, İranlılar'ın ve Araplar'ın asla yapmadıkları
Reklam
Falih Rıfkı Atay
_Çocukluğumuzda Türk, kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden, Osmanlı idik. Vatan sözü yasaktı. Padişahın kulları idik. Okul çıkışında ’Padişahım çok yaşa’ diye bağırırdık. Arap’a Arap, Arnavut’a Arnavut, Rum’a Rum, fakat kendimize Osmanlı derdik. Bütün ekonomi, bütün iç ve dış ticaret, bakkallara kadar çarşılarımız, kadrolarında bir tek Türk
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
Müslümanların Yahudilere Muamelesi
Müslümanlarla yaptıkları anlaşma ihanet etmekle suçlanan Yahudiler'in Medine'den kovulmasına rağmen, başta Halife Ömer olmak üzere dört halife döneminde ve ardından Emevî ve Abbasî yönetimlerinde Arap yarımadasında (Vädilkura, Hayber Yemen), Müslümanlar'ın kontrolüne geçen Suriye, Mısır, Filistin toprakları ile Irak bölgesinde ve Endülüs'te Yahudiler'in dini ve sosyokültürel açıdan teşkilatlanıp gelişmelerine imkân tanınmıştır. Roma döneminde Kudüs'ten sürülen Yahudiler'in uzun bir aradan sonra şehre tekrar kabul edilmeleri, bölgenin Hz. Ömer tarafından fethiyle gerçekleşmiştir (637). Kudüs Yahudi cemaatinin Haçlılar tarafından kıyıma uğratılmasının (1099) ardından şehirde yeni bir Yahudi yapılanması ise Selahaddin-i Eyyübi'nin bölgeyi fethinden sonra olmuştur (1187). Çeşitli Müslüman yönetimleri tarafından getirilen kısıtlamalara ve istisnai de olsa din değiştirme baskısına rağmen (Muvahhidler-XII-XIII. yüzyıl) İslam dini başından itibaren Yahudiler'e zimmi statüsü altında yaşama ve dinlerini icra etme hakkı tanımış, ilmi ve sosyal seviyede Yahudi-Müslüman ilişkilerine zemin hazırlamıştır. Yahudiler'in Müslümanlar'ın yönetiminde yaşadıkları en parlak dönemlerin başında "Yahudi altın çağı" şeklinde tanımlanan Endülüs Emevi döneminin yanı sıra (X-XII. yüzyıl) Bağdat merkezli Abbasi yönetiminin ilk dönemi (VIII-IX. yüzyıl), Mısır merkezli Fatimi dönemi (X-XII. yüzyıl) ve Osmanlı Devleti'nin yükseliş dönemi (XV-XVI. yüzyıl) gelmektedir.
109 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.