Allahumme Sallî Ala Seyyidine Muhammed
Osmanlı padişahları hac mevsiminden önce İstanbul’dan Haremeyn’e (Mekke ve Medine’ye), oranın en ileri gelenlerinden en yoksullarına varıncaya kadar dağıtılmak üzere, özel bir tören ve alayla para ve hediyeler gönderirlerdi. Buna “surre alayı” (surre: para kesesi) denilirdi. Topkapı Sarayı önünde toplanan padişah ve davetliler, Mekke ve Medine’ye gönderilecek mektupları ve yardım torbalarını, okunan Kur’an eşliğinde teslim ederler ve özel olarak süslenmiş develere yüklerlerdi. Üsküdar’dan yola çıkan surre alayı, kalabalık törenlerle uğurlanır ve karşılanırdı. Peygamberimize duyulan sevgiden dolayı onun soyundan gelen seyyit ve şeriflerin ihtiyaçları karşılanır, onlara da hediyeler gönderilirdi. Osmanlı Devletinin bu geleneği, Peygamberimize olan sevgisine ve nezaketine çok güzel bir örnektir.
Sürre Alayı
Uzun bir bayram tatili boyunca çıkmış olduğum tarihi yolculuk için kervan kitabına ve yazarı iskender palaya teşekkür ederim, şimdi Guangzhou'ya ruhen rahatlamış olarak dönme vakti geldi.
Reklam
Zamanda ve mekanda çıkılmış bir sefer. Bugün hepimiz Kudüs yürekliyiz. Öbür gün İstanbul. Sürre Alayı ile yola düşüyoruz, kuş olup Mekke’de konuyoruz. Nehir olup Mavera’da akıyoruz. Türkistan’da doğup Endülüs’te denize kavuşuyoruz. Binlerce kez tekrarlanmış tarihe, hiç söylenmemiş sözler katıyoruz.
Şurası Selimiye, şurası da Harem, Hicaz toprağı gibi, muazzez, muhterem. Hayalimde canlanır, Hünkar'ın teşrifi, İşte Sürre Alayı, manevi bir deprem... Benzeyen roman mı var? Masallar da çok dar, Hangi öyküye sığar, güzelim Üsküdar? ..