"Yaşarken başımızdan hiçbir şey geçmez. Dekorlar değişir, kişiler girer çıkar, hepsi bu. Başlangıçlar da yoktur. Günler anlamsızca birbirine eklenir durur; sonu gelmez, tekdüze bir ekleniştir bu. Ara sıra şöyle bir hesap yapılır: 'Üç yıldır seyahat ediyorum. Bouville'e geleli üç yıl oldu.' denir. Başlangıç olmadığı gibi, son da yoktur. Bir kadın, bir dost, bir kent, bir kerede terk edilemez. Sonra hepsi birbirine benzer zaten. Aradan iki hafta geçince, Şanghay, Moskova, Cezayir birbirinin aynıdır. Kimi zaman (pek sık değil) durumu gözden geçirir ve bir kadına bağlandığımızı, kötü bir işe girdiğinizi fark edersiniz. Göz açıp kapayıncaya kadar sürer bu. Sonra tören alayı yeniden başlar, saatleri ve günleri birbirine eklemeye koyulursunuz: pazartesi, salı, çarşamba. 1924, 1925, 1926."
Eğitim yılları az ve eğitimi kalitesiz olan küçük okullar, bir kibrit çöpünün alevine benzer. Işığı birkaç saniye sürer. Yanınca, etrafında ancak birkaç metrelik bir alanı aydınlatır.
Koridor yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
DİN VE DOĞA
Din her alanı kapsayarak insani kanunlar; doğrular ve değerler üzerinde insanüstü meşruiyet kuran hikayeler bütünüdür. İnsani sosyal yapıların insanüstü kanunları yansıttığını öne sürerek kendine meşruiyet kazandırır. Dinler yaratmadığımız ve değiştiremeyeceğimiz bir ahlaki kanunlar sistemine tabi olduğumuzu öne sürer. Dindar bir Müslüman bu ahlaki kanunlar sisteminin Tanrı tarafından yaratıldığını ve kutsal kitaba aktarıldığını söyler. Bir Hindu bu kanunların Vedalar’da biz insanlara açıklandığına ve Brahma, Vişnu ve Şiva’da karşılık bulduğuna inanır. Budizm ve Daoizmden tutun komünizm, Nazizm ve liberalizme kadar tüm dinler, doğaüstü tabir edilen bu kanunların özünde doğa kanunları olduğunu ve o ya da bu tanrı tarafından yazılmadığını iddia eder. Doğal olarak her inanç, Buda’dan, Marx ve Hitler’e kadar, başka başka kahin ve peygamberler tarafından ortaya çıkarılmış ve aktarılmış bir dizi farklı doğa kanununa inanır.
Kimi zaman durumu gözden geçirir ve bir kadına bağlandığınızı, kötü bir işe girdiğinizi fark edersiniz. Göz açıp kapayıncaya kadar sürer bu. Sonra tören alayı yeniden başlar, saatleri ve günleri birbirine eklemeye koyulursunuz: pazartesi, salı, çarşamba. 1924,1925,1926.
"Adorno, 20. yüzyılda kapitalizmin yeni bir çehreye büründüğünü, hükmetme araçlarının teknoloji sayesinde hem daha incelikli hâle geldiğini hem de çeşitlendiğini savunur. (...) Nitekim kültür, kitle üretimi ve iletişimi sayesinde bir endüstriye dönüşmüştür. Adorno, kültür ürünlerini, daha tasarım aşamasındayken metâ olarak kurgulayan ve
773 syf.
·
Not rated
Varlık ve Hiçlik
Varlık ve Hiçlik
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
Kitaba başlamadan önce Jean Paul Sartre'nin "Varlık ve Hiçlik" kitabı, varoluşçular için ayrı bir öneme sahiptir. Bu kitap, sadece eleştiri içermekle kalmaz, aynı zamanda bazı sorulara cevap bulma amacı taşır. Varoluşçuların felsefi düşünceleri üzerine derinlemesine bir inceleme sunar ve insan varoluşunun temel
Varlık ve Hiçlik
Varlık ve HiçlikJean-Paul Sartre · İthaki Yayınları · 2018891 okunma
Reklam
566 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.