Suskunluk huzur içeriyor, sakinlik dinginlik. Yaşam düğmesinin sesini kısmak gibi. Sessizlik ise kapatmak, kesmek, tamamen durdurmak...
İşte bu yeni, diye düşünüyor Nihal. Hiç alınganlığı yoktu eskiden. Demek her şey açıklanmalı, tüm duygular ve bakışlar, belki dokunuşlar bile. Konuşmadan anlaşabilmek eskiden olduğu gibi, zamanla gelecek geriye, o da gelebilirse. Niçin gelmesin, gelecek elbet. Ama bu uzunca suskunluk bile gerginleştiriyor Ertan"ı.
Sayfa 31
Reklam
“ Faili meçhul cinayetin prova öncesi “ …. Cesedime suni teneffüs yapılırken Yürek damarlarımda aşırı dozda rastlanılan Yalnızlığına inat Gözlerim hep aynı saatte “ Sana “ tehirli kalıyordu.
''Haklı ve yorgunum, bu suskunluk ondan... '' Cahide Sözeri
İnsanların yürekleri arasındaki bağ yalnızca uyum üzerinden oluşmuyordu. Aksine, bir yaradan diğerine daha derin bağlar oluşuyordu. Acı acıyla, kırılganlık kırılganlıkla yürekleri birbirine bağlıyordu. Elemli çığlıklar olmadan suskunluk, kan toprağa akmadan affediş, insanın içini lime lime eden kayıplardan geçmeden kabulleniş mümkün değildi. İşte bu, gerçek uyumun kökünde var olan şeydi.
"Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenmiş bir suçtur. Bu bilinci paylaşmak ve bu sorumluluğu yerleştirmek zorundayız. Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci, özgürlüğün de, demokrasinin de tek güvencesidir. Bu güvence sağlanmadıkça, demokrasinin temeline tek bir taş bile konmuş olamaz. Unutmayalım ki; "cesur bir kez, korkak bin kez ölür". Önemli olan,insanın böyle bir toplumda "mezar taşı" gibi suskunluk simgesi olmamasıdır."
Reklam
Labirentten Bir Araf'ta Yaşıyorum Sanki... Hangi Çıkışa Gitsem Bir Engel, Hangi Yere Koşsam Bir Duvar, Kimle Konuşsam Bir Suskunluk Var. Oysa Huzurun İsminde Saklı Değil miydi Mutluluk, Ertelenmiş Hayatın İçinde Yaşar mı Hiç Çocukluk... Soner AYAN
Suskunluk annemin beni öldüresiye yaralamakta kullandığı bir araçtı. Baba bu dehşet karşısında hep susup oturup sineye çekendi, annem tarafından yok edilişimin seyircisi.
Her suskunluğun ardında bir çığlık vardır. Sessizlik kadar dinletici olamaz oysa ki. Öyleyse her çığlığın ardında da bir suskunluk... Hep birbirini mi kovalar, hiç konuşamadıklarımızı bağırmalar? Gitmeler vardır bir de. Dur durak bilmeyen gitmeler. Siz hiç durdunuz mu? İşte duruyorum! Öyleyse ben sonsuzluğa yürüyorum. Ben hiç dönemedim, gitmelerim kaldıklarım oldu. Ben hiç gidemedim, olduğum yerde döndüğümle kalıp durdum. Ben bir kez gittim. Ben bazen durabildim. Ben bir kez dönmüştüm. Ben hep kayboldum. Hiç bilmediğimiz yerler miydi kaybolduk diyebilmemiz? Aslında dönemediğimiz yerlerdi. Öyleyse gitmiştik. Ve bunu hiç bilmedik. Biz mi basite indirgedik hayatı, yoksa hayat mı basit bir oyundan ibaretti? Hayat dediğiniz varoluş koşulunun adı değil mi? Hayatı biz basite indirgedik. Biz. Öyleyse yaşadıklarımız kadarıyla kalacağız. Bizden kalan sadece bizim bırakabildiklerimiz olacak, yaşadıklarımız bizimle yok olacak. Ama davalar hiç bitmeyecek! İki yüzüyüz bir kitabın. Hangi el tutar bizi? Ya siz yüzüstü düşeceksiniz ya biz!
Sayfa 209Kitabı okudu
"Suskunluk , sessizlikten daha çok şey anlatır..." (DENİZ RONİ )
Reklam
Ya baharın ardından yaz gelmezse, diye bir korkuya kaptırmaz kendini ağaç; yaz gelir hep çünkü, ama önlerinde bir sonsuzluk varmış gibi öylesine tasasız bir suskunluk, öylesine bir enginlik içinde bekleyen sabırlıları gelip bulur ancak. Her gün öğrendiğim,Tanrının her günü şükranla bağra basılan acılar içinde öğrendiğim bir şey var: Sabır her şeydir.
Suçu üstlenmek zorunda kalan bizler olmadığımız için çok mutluyum; bizim yaptığımız, başkaları tarafından kötüleştirilmiş bir evrende neredeyse masum bir suskunluk içinde ölüme doğru ilerlemek.
Bilin ki bu zorunlu ikametim söyleyecek sözüm olmadığından değil! karar verip bir anda çekilseniz hepiniz dünyadan, çekildiğiniz her yeri tek tek doldurabilirim sözlerimle. Çünkü siz hayata dair her şeyi sakız gibi çiğnemenize karşılık, aslında hiç bir şeyi tam olarak konuşmayı beceremiyorsunuz. Sizin hayatı kaplayan bütün bu gevezeliğiniz, aslında bir tek gerçek söze sahip olmayışınızdan... Onu bulabilseniz rahatlayacak ve hayatı dinlemeyi öğreneceksiniz. O zaman, yani siz gerçeğe çarpıp sesinizi kestiğinizde, yeniden nefes almaya başlayabilecek hayat. Varsa benim gibi başkaları, sözlerini içlerine, kendilerini de suskunluk balonlarına saklayan başka gürültü mağdurları varsa eğer, hepimiz, hepimiz nefes alabileceğiz. Çünkü sessizlik herkesin dinleyebileceği kadar gür bir ses...
Suskunluk her zaman bilgeliğin belirtisi değildir, fakat gevezelik daima aptallığın belirtisidir. Benjamin FRANKLIN
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.