Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gidince anladım aşkın yalanmış Bu yalan kalbimi yaktı sevgilim Bir tahta masada adımız kalmış Görünce gözyaşım aktı sevgilim Katlanırdım bil ki en derin yasa Kolunda yabancı biri olmasa Ayağı kırılmış o tahta masa Senden çok vefalı çıktı sevgilim O masa özlemle hep bizi arar Üstünde binlerce anılar saklar
Kağanların seçimi ve tahta çıkmalarını belirleyen Töre'ler (Hukuk) vardı. Töre gereği kağan olmanın ilk şartı; Türk ili'nden yani boyundan gelen bir anadan doğmak gerekiyordu. Türklerde töre gereği yalnız bir eşe izin vardı. O da kendi ilinden olan Hatun'dur. Eş sıfatı yalnız Hatuna aittir, anası Hatun olmayan bir kağan oğlu, asla kağan olmazdı.
Reklam
Siz aşk'tan n'anlarsınız bayım?
........ Kimi gün öylesine yalnızdım Derdimi annemin fotoğrafına anlattım. Annem Ki beyaz bir kadındır. Ölüsünü şiirle yıkadım. Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım. Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Acının ortasında acısız olmayı, Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım. Aşk diyorsunuz ya, İşte orda durun bayım Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım Kendimin ucunda Öyle ıslak, Öyle kötü kokan, Yırtık ve perişan. Siz aşkı ne bilirsiniz bayım Aşkı aşk bilir yalnız!
Didem Madak
Didem Madak
''Tahta diye küçümsenen Pinokyo'nun bile yalan söylerken burnu uzuyordu. Ya şimdi ki insanların; yüzü bile kızarmıyor.''
Paulo Coelho
Paulo Coelho
Lak lak vardı benim çocukluğumda.. Hani böle iplerin ucuna iki tane tahta top bağlanmış da birbirine vurduruyorsun.. Lak lak lak..
Sayfa 12
Ben orospu nezaketinin hüküm sürdüğü bir hanedanlığının bireyiyim ;tahta da çıkmam, bazı bazı uyuşmanın kalabalığına inerim;arasına karışırım sırrın...
Sel yayınları
Reklam
Demek ki, bir hiç , bir zerre, bir tahta ve bir teneke parçası benim çocuk ruhuma bu derin, sonsuz mutluluğu vermeye yetiyordu.
''Tahta diye küçümsenen Pinokyo'nun bile yalan söylerken burnu uzuyordu. Ya şimdi ki insanların; yüzü bile kızarmıyor.''
Ölüm Güzel Şey Ölüm güzel şey,budur perde ardından haber… Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber?… Öleceğiz müjdeler olsun,müjdeler olsun ! Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun! Kapı kapı, yolun son kapısı ölümse; Her kapıda ağlayıp o kapıda gülümse! O demdeki,perdeler kalkar,perdeler iner, Azraile hoşgeldin,diyebilmek de hüner… O dem çocuklar gibi sevinçten zıplar mısın? Toprağın altındaki saklambaçta var mısın? Ölüm ölene bayram,bayrama sevinmek var; Oh ne güzel,bayramda tahta ata binmek var.!… Ufka bakarlar;ölüm uzakta mı uzakta… Ve tabut bekler,suya inmek için kızakta….. Sultan olmak dilersen,tacı,sorgucu,unut ! Zafer araban senin,gıcırtılı bir tabut! -
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Didem Madak
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım. Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Acının ortasında acısız olmayı, Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım. Aşk diyorsunuz ya, İşte orda durun bayım Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım Kendimin ucunda Öyle ıslak, Öyle kötü kokan, Yırtık ve perişan.
Reklam
Bir keresinde erkek kardeşim beni siksin diye uğraştım, nasıl bir muhallebi çocuğu olduğunu bilirsin işte, herkesin canını sıkıp durur. Tam olarak nasıl olduğunu hatırlamıyorum artık, evde yalnızdık ve benim azgınlığım üstümdeydi. Benden bir şey istemek için yatak odama geldi. Elbisem yukarı sıyrılmış bir vaziyette yatmış hayal kuruyor, fena halde istiyordum, bu yüzden içeri girdiğinde kardeşim olmasını hiç umursamadım ve onu bir erkek olarak gördüm, bu yüzden eteğimi indirmeden yatmaya devam edip ona kendimi iyi hissetmediğimi, karnımın ağrıdığını söyledim. Hemen gidip ilaç getirmek istedi, fakat ona engel olup karnımı biraz ovarsa bana iyi geleceğini söyledim. Karnımı açıp çıplak tenimi ovdurdum. Koca aptal gözlerini duvarda tutmaya çalışıyor, karnımı bir tahta parçasıymışım gibi ovalıyordu. “Orası değil, salak,’ dedim, ‘Biraz daha aşağısı... Ne korkuyorsun?’ Sancım varmış numarasına yattım. Sonunda yanlışlıkla orama dokundu. ‘Orası! Evet!’ diye bağırdım. ‘Orayı ov, çok iyi geliyor!’ Koca budala her şeyin numaradan ibaret olduğunu anlamadan amcığıma beş dakika masaj yaptı, biliyor musun? O kadar kızdım ki odadan çıkıp beni yalnız bırakmasını söyledim. ‘Hadımağasısın oğlum sen,’ dedim, ama o kadar salaktı ki ne anlama geldiğini bildiğini sanmıyorum.”
“Sen sanıyor musun ki, yeri göğü, puta tapanları ve tüm insanları yaratan Tanrı, kara bir tahta parçasını kıskanabilir? Olacak şey mi bu! Ama tapınmak nedir? Tanrının buyruğunu yerine getirmek; tapınmak budur işte. Peki, Tanrının buyruğu nedir? İnsan kardeşlerinin sana nasıl davranmasını istiyorsan, sen de onlara öyle davran; Tanrının buyruğu budur işte.”
Sayfa 100 - YKYKitabı okuyor
Almanya 'dan bir dostla sahile karşı çay -tahta sohbetleri:))
Bugün Alarko holding binasını görmek nasip oldu...🤔 Önce Kadıköy'de biraz cahil izledim. Sonra Alarko 'ya geçtim... Ardından 5 tane sığ tahta gözüme çarptı... İşte bunlar hep tesadüf... Fenerin de maçı varmış... Allah telaşlarını arttırsın ki koç para bassın!
Yaşamak dediğiniz nedir bin yıl yaşasa bile Eninde sonunda insanoğlu o kambur tahta kutuya girmeyecek, binmeyecek mi?
Sayfa 28 - Kaside-i Bürde, Kaan bin ZüheyrKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.