Üç-beş hatıra...
ㅤㅤㅤㅤ Sanırım henüz 5 yaşlarında falan idim... Mahallemizde boş bir arsa vardı, arkadaşlarla hep orada oynardık.. Çoçukluk işte.. Kavga edersin, dalaşırsın kızarsın bağırırsın.. Hüseyin'e "aptal" dersin, bazanda "manyak".. Diğer arkadaşlarlada arada böyle dalaşmalar oluyordu.. Ama yukardan sanki birisi bana kötü-kötü
Millet aşkı için neler yapıyor be
On yıl süren savaşta askerler bitkin ve usanmış halde iken pratik zekası ile duruma bir çözüm getiren Odysseus bu efsanevi çözümü bulmuştur. Plana göre Akhalılar pes edip savaştan çekilir gibi gözükecek ve arkalarında da tahtadan bir at bırakacaklardı. Amaç, içinde Odysseus, komutanlar ve askerlerin de bulunduğu atı Truva kent surlarından içeriye sokmaktır. Akhalılar savaştan çekilir ama Sinon isimli bir askerlerini atın yanında bırakırlar. Bu duruma şaşıran Truvalılar atın yanına giderler. Sinon onlara tüm Yunanlardan nefret ettiğini, tahta atın Athena’ya adanmış bir sunak olarak inşa edildiğini, eğer onu surlardan içeri alırlarsa Tanrıça Athena’nın onları koruyacağını söyler. Askerin bu sözlerine güvenen Truvalılar tahta atı içeri alırlar ve barışı kutlamak için bir eğlence düzenlerler. Eğlencenin etkisiyle rehavete kapılan Truvalılar, atın içine gizlenen Akhalı askerler tarafından kuşatılır. Bu sırada pusuda bekleyen Akhalı ordusu kente girerek Truva’yı ele geçirir. Tüm bu olanlardan sonra Sparta Kralı Menelaos Helen’i alarak Yunanistan’a doğru yola çıkar. Resmi almazsanız sevinirim kendim milletin içinde türlü şekillere girerek çektim
Reklam
Sevdiklerimizin değerini bilelim:(
(okumak isteyenler için çok uzun ama duygusal bir metin bırakıyorum buraya -bendenizden-) (Askerden dönen Necmi'nin annesini kaybetmesi üzerine arkadaşına bunu anlatması) Necmi başını büküp olayları tek tek anlatmaya başladı. ‘Valla devrem ne sen sor, ne ben söyleyem. Bizimkiler de bilmez ama benim sonum yakındır. Benim Valideyi hatırlar
Günaydın
MART İÇİN HOYRAT / ONAT KUTLAR Sabah erken kalktım dereler buz Tanrı bilir ne zaman döner avcılar Kör Süleyman gece gündüz sayıklar Çadırı yıkılsın da bozulsun bağı Kan izlerini sildi götürdü acı kırağı Dolandım durdum uzun yollarda yalınız
MÖ 1184 ten bir günlük sayfası
Sevgili günlük bugun tanrı bize tahtadan yapılmış bir at gönderdi...
İki ayak üstüne çakılmış iskelet Biraz hareket ve az da mukavemet Zaman ilerlerken kaygısız ve ha gayret Peşini bırakmış tam orda hayalet Ve silerken gözlerindeki nuru sabret Vakit pranga altında saklı hasret Çalar kapını bulur seni de o elbet Perde kapanmak üzere, dikkat, seyret! Peşin sıra gelecek oyuncular tek tek Korku gizli bakışlarında bir feryat... Hatırlatsın sana sahne öncesi heyet Sen de böyleydin tıpkı değil mi heyhat Fütursuzca zamanını kullandın tirat Ve ne de başka şey yardım etti sanat Gözlerini boyar usulca ışık fakat Geride sana kalan yalnız katarakt Yıkılırken sahne kapan artık perde ,et Belki bir son tebessüm kalmadı takat Yığınlar arasından parlak tahtadan at Olmadan sana son sığınak, huzuru tat. Bir bank ve uçsuz bucaksız maviliktir hayat...
Reklam
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.